Sigmund Freud
Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud'un çalışmaları modern, dinamik bir psikolojinin başlangıcını işaret etti. Eserleri, anormal ve klinik psikoloji ile insani gelişim aşamaları hakkında daha derin bir anlayış sağladı. Sigmund Freud hepimizin bildiği önemli bir psikolog olmakla birlikte nörolog, bilim insanı, psikiyatr, psikanalizci, filozof ve yazardır. Yaşamı boyunca insanlığın ve hayatın gerçekleriyle cebelleşmiştir bu yüzden bizlere söylediği her söz değerlidir.
'Kitleler asla gerçeğin peşinde koşmamıştır. Yanılsamalar isterler ve yanılsamasız yapamazlar. Gerçek olmayanı gerçeklerin üstünde tutarlar; gerçeklerden çok gerçek olmayanın etkisinde kalırlar. Bu ikisi arasında ayrım yapmama eğilimi oldukça yüksektir.' demiştir. Hepimizin bildiği gibi hayal kuramazdık, gerçekler acı olmasaydı.
İşte Sigmund Freud'un hayatı...
Hayatı
Sigmund Freud 6 Mayıs 1856'da Moravia'da (Çekya) doğdu. Freud'un babası 40 yaşındayken ikinci evliliğini Freud'un annesi ile yaptı. Aralarında neredeyse 20 yaş fark vardı. Sigmund'un babasının ilk evliliğinden iki üvey kardeşi vardı ve onlar yaklaşık olarak annesiyle aynı yaştaydı. Sigmund dört yaşındayken aile Viyana'ya taşındı.
Lisede Latince, Fransızca ve İngilizce öğrenirken kendi çabalarıyla İbranice, İspanyolca ve İtalyanca öğrendi. Freud 1873'te tıp fakültesine kaydoldu. Viyana tıp dünyasının başkenti olmuştu ve genç Sigmund başlangıçta klinik uygulamadan ziyade laboratuvara ve tıbbın bilimsel tarafına çekildi.
Sigmund Freud , Psikanaliz öğretisini geliştirmiş olan Yahudi kökenli Avusturyalı nörolog. Kişiliğin 5 farklı dönemden geçerek geliştiğini öne süren Psikoanalitik Kuram'ın kurucusudur.
Freud'un Çalışmaları
Freud, doktora derecesini yirmi dört yaşında aldı. Dönemin ünlü beyin anatomisi ve nöropatoloji uzmanı Dr. Theodor Meynert'in yönetiminde psikiyatri kliniğinde asistan olarak çalışmaya başladı. 1884 yılında kokain üzerine bir inceleme yapmakla görevlendirildi. Theodor Meynert başkanlığında psikiyatri (duygusal ve zihinsel sağlığı içeren tıp) bölümünde beş ay geçirdi. O zamanlar psikiyatri katı ve tanımlayıcıydı. Davranışın psikolojik anlamı bizzat önemli değildi. Freud'un sonraki çalışmaları bu tutumu değiştirdi.
Viyana'da kendi kliniğini kuran Freud histeri üzerine çalışmalara başladı. Meslektaşı Joseph Breuer'ın öğretilerinden sonra hipnoz tekniğini histerik hastaların tedavisinde kullanmaya başladı. Freud, Breuer tedavisine 'katarsis' adını verdi. Breuer ve Freud hastalarını semptomları ve deneyimleri hakkında özgürce konuşmaya teşvik etti ve Histeri Üzerine İncelemeler çalışmasını yayınladılar. Ancak bu yayın tıp çevresi tarafından sıcak karşılanmadı.
Her ne kadar Freud başlangıçta Breuer ile çalışsa da, bu iki doktorun yolları zamanla ayrıldı. Çünkü Freud nevrozların cinsel kökenleri üzerinde olduğuna inanıyordu.
Daha sonraki yıllarda Freud insan zihnini ve cinselliğini daha derinlemesine araştırdı. Cinsellik teorisi üzerine birçok eser yazdı. Yaptığı çalışmalar eleştirmenler ve akademisyenler üzerinde kalıcı bir etki bıraktı. Teorisi de çok fazla tartışma ve şüphecilikle karşılandı.
1902'den sonra Freud, psikanalitik bildirilerin sunulması ve tartışılması için çarşamba akşamları küçük bir grup meslektaşını topladı. Bu psikanalitik hareketin başlangıcıydı. İsviçreli psikiyatristler Eugen Bleuler ve Carl Jung de Zürih'te bir çalışma grubu kurdular ve ilk Uluslararası Psikanalitik Kongresi 1908'de Salzburg'da düzenlendi.
Evliliği
Freud, Emmeline ve Berman Bernays çiftinin kızı olan Martha Bernays ile yirmi altı yaşındayken tanışmıştı; iki ay sonra nişanlandılar. Evliliklerinden önceki dört yılın çoğunda ayrı kaldılar. 1887'de evlendiler. Altı çocukları oldu. İlk kızları Matilde 1887'de dünyaya geldi. Kızı Anna, babasının en ünlü takipçilerinden biri oldu. Babası Freud'un yolunu izleyen Anna Freud, psikanaliz alanında babasına yardımcı olarak psikalanalizin önem kazanmasında rol oynayan kişilerden biri oldu.
Ölümü
Freud'a 1923'te üstçene ve damak kanseri tanısı kondu. Otuz üç operasyon geçirmesine rağmen hayata tutunamadı ve 23 Eylül 1939'da öldü.
Eserleri
- Günlük Yaşamın Psikopatolojisi
- Düşlerin Yorumu
- Psikanaliz Üzerine Beş Ders
- Totem ve Tabu
- Narsisizmin İncelenmesine Giriş
- Uygarlığın Huzursuzluğu
- Haz İlkesinin Ötesinde Ben ve İd
- Musa ve Tektanrıcılık
- 1905- Cinsellik Kuramı Üzerine Üç Deneme
- 1905- Espriler ve Bilinçdışı'yla İlişkisi
- 1910/11- Bir otobiyografik paranoya vakasında psikanalitik yorumlar / Dava Daniel Paul Schreber
- 1914- Psikanalizin Tarihçesi
- 1917- Psikanalize Giriş Dersleri
- 1925- Yaşamım ve Psikanaliz
- 1926- Tutukluk, Semptom ve Korku
- 1927- Bir Yanılsamanın Geleceği
- 1930- Kültür İçindeki Huzursuzluk
- Psikanaliz ve Uygulama
- Psikanaliz Üzerine
- Olgu öyküleri
- Histeri ile Mücadele
- İfade edilmemiş duygular asla ölmez; sadece diri diri gömülür ve sonradan daha korkunç şekillerde tezahür ederler.
- Freud’a göre hiçbir şey kaza veya tesadüf değildir. Zihnimize öylesine gelen hisler, düşünceler veya istekler bile aslında bilinçaltına ait bir arzunun anlaşılmaz biçimidir. Eğer bir gün önemli bir konuşma yaparken diliniz sürçtüyse, bilin ki bir ‘Freud Sürçmesi’ yaşadınız.
- Sevgilinizin evinde eşyalarınızı unutmuş olmak belki sizi zora soktu, ama belki de bu, oraya geri dönmek istediğinizin bir belirtisidir. Rüyalardan ve ‘Freud Sürçmelerinden, serbest çağrışıma gitmek bilinçaltındaki fantezilerinizi, travmalarınızı veya motivasyonlarınızı ortaya çıkarmak için Freud’un öncüsü olduğu bir yöntemdir.
***
Sağlıklı veya hastalıklı hiç fark etmez; konu cinsellik olunca, hepimiz sadece birer ikiyüzlüyüz.
Cinsellik, her ne kadar -özellikle bizim toplumumuzda- kafamızı çevirdiğimiz bir olgu olsa da, tüm insanların yemek içmek gibi ortak noktası. Ancak, özellikle de muhafazakar toplumlarda bile nereye baksak cinselliği görmemiz, cinselliğe getirilen yasaklar, veya daha vahim haliyle cinsel sapkınlıklar ve perversiyonlar aslında insanlarda cinselliğin ne kadar önemli bir motivasyon olduğunu gösteriyor.
Freud’a göre çocuk cinselliğinin yetişkin psikanalizinde işlenmesi ise bu tip perversiyonların veya sansürlerin önüne geçiyor.
***
Alınan zevkin sınırlılığı, zevkin değerini artırır.
Modern psikolojide artık karakter ve kişiliğin çok farklı parametrelerle belirlendiği kabul edilmiş durumda. Yani hiçbir şey göründüğü kadar basit değil. Öyleyse Freud’un kendi puro içme alışkanlığına ithafen dediği gibi “Puro bazen sadece bir purodur.” mu yoksa puro veya ağzınızdaki sigara başka anlamlara geliyor mu? Bir çeşit yetişkin emziği? Bir zamanlar aç veya kaygılı hissettiğinizde emdiğiniz anne memesi? Ya da sadece puro veya sigara işte.
***
Bir insan bir yere bakıyorsa; orada ilgilendiği bir şey vardır. Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa; orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.
Freud’a göre bebekliğinizde ilk olarak ağzınız; 2 yaş dolaylarında anüsünüz; 4-5 yaşlarında ise cinsel organınız erotik hazda rol oynar. Bu bilgiler sizi rahatsız mı etti? Freud bu teorisini “çocuk cinselliği” başlığı altında sunduğunda kendisinin Viktoryen meslektaşları da aynı tepkiyi vermişti. Hatta onun bir doktor olarak itibarını sarsmak için girişimlere başlamışlardı.
Ancak Freud’un şu sözleri belki ne demek istediğini daha iyi açıklar: “Bir bebeğin annesinin memesini emdikten sonra yüzünde kızarıklık ve tatlı bir gülümsemeyle uykuya dalan bebeği gördükten sonra, kimse bu görüntünün yetişkin cinselliğinin bir prototipi olduğunu yadırgamaz.”
***
Birisi konuştukça rahatlar.
Freud’un psikanalize giriş konferanslarından birinde söylediği bir söz bu. Psikanalitik bir terapi olsun veya olmasın fark etmiyor, bugünkü araştırmalar gösteriyor ki konuşmaya dayalı terapi, kişinin duygusal semptomlarını ve kaygısını azaltıyor. İlaç tedavisi ve kısa dönemli terapiler etkin olmakla birlikte, psikanalitik terapiler psikoterapist ve danışan arasındaki ilişkiyi de önemli bir araç olarak kullanıp kişinin değişimine katkı sağlıyor.
Freud, 20. yüzyılın en etkili ve tartışmalı kişiliklerinden biri olarak kabul edilir. Freud'a göre; 'Mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir.' İşte Sigmund Freud'un düşündürücü ve etkileyici sözleri...
- 'Zayıf noktalarınızdan güçlü taraflarınız doğacaktır.'
- 'Özgürlük medeniyetin insana bir armağanı değildir. Hiç medeniyet yokken insanoğlu çok daha özgürdü.'
- 'Bir gün dönüp geçmişe baktığınızda, mücadelelerle geçen yılların hayatınızın en güzel yılları olduğunu fark edeceksiniz.'
- 'İd neredeyse, ego orada olacaktır.'
Psişenin ego psikolojisi modelinde id, koordine edilmemiş, zevk temelli içgüdüsel arzular kümesidir—temel ve en ilkel benliktir, ana kaynağı cinsellik ve açlık gibi ihtiyaçların en bencilce doyurulmasıdır; süper-ego eleştirel ve moral verici rolü oynar; ve ego, idin içgüdüsel arzuları ile eleştirel süper-egonun arasında aracılık eden gerçekçi bir katmandır—idin bu hayali isteklerini gerçeklikle ölçüp mümkünatını değerlendiren katmandır. Freud, ego hakkında şunu dedi:
Ego, şahlanmış bir at üzerindeki şövalye gibidir. [Ego] İd ve süperegonun isteklerini uzlaştırmaya çalışan hakemdir.
- 'Sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe aktarılmasıdır.'
- 'Sevildiğinden emin olunca, insan ne kadar da cüretkâr oluyor.'
- 'Genç bilebilseydi, yaşlı yapabilseydi.'
- 'İnsanın kendine karşı tamamen dürüst olması iyi bir egzersizdir.'
- 'İnsan mutlu olmak ister; bu yüzden berbat haldedir.'
- 'Ego kendi evinin efendisi değildir.'
- 'Erkek sevdiği zaman arzu yoktur; arzuladığı zaman ise, aşk yoktur.'
- 'Mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir.'
- 'Düşünmek, davranışın provasıdır.'
- 'İnsan saldırılara karşı kendini savunabilir, ama iltifatlara karşı savunmasızdır.'
- 'Yaşamın amacı ölümdür.'
- 'Zamanın yetkin şahıslarına büyük saygı duydum; ta ki kendi adıma çalışmalar yapana ve kendi kararlarımı verene kadar.'
- 'Acı çekme karşısında, hiçbir zaman aşık olduğumuz zamanki kadar savunmasız değiliz.'
- 'Gittiğim her yerde, benden önce oraya gitmiş bir şair buldum.'
- 'Uygarlığın ilk şartı adalettir.'
- 'Mutluluk, pantolona işemek gibidir. Islaklığı herkes görür ama sıcaklığı yalnız sen hissedersin.'
- 'Evrendeki en büyük gösteri, sen aklını keşfettiğin an başlar.'
- 'Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin, egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.'
- 'İnsanların çoğu özgürlüğü gerçekten istemezler; çünkü özgürlük sorumluluk gerektirir ve insanların çoğu da bundan korkar.'
- 'İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların 'tecrübe' dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana 'tecrübeli' denir.'
- Birine duyduğunuz sevgi ve sinir doğru orantılıdır. En çok sevdiğiniz insana herkesten çok sinirlenirsiniz.
- Sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe aktarılmasıdır.
***************************************************************************
1. Yaşamın amacı ölümdür.
Bunun farkında olan insan, hiçbir cesaret gösterisinden kaçınmaz. Bu yüzden hayatın en büyük gerçeği ölümdür.
2. İnsanın sağlığını koruyan iki faktör vardır. İşini sevmesi ve hayatı sevmesi.
Öleceğiz diye hiç yaşamayacak değiliz. Zaten yaşadığımızı varsayarsak ölebiliriz. Çiçekleri, ağaçları, yağmuru, yağmur sonrası toprak kokusunu sevebiliriz. Hayatta sevilecek şeylerde var elbet. Bardağın ne boş tarafını ne de dolu tarafını görelim, bardağı olduğu gibi görelim. İş meselesi insanı ya köle ya da vezir yapacak konulardan biridir. İstemediğin bir işte çalışmanın acısı serçe parmağı çarpmaktan bile fenadır. Çünkü çarpmanın acısı birkaç dakika, sevmediğin bir işte çalışmanın acısı ömür boyu sürer.
3. Zayıflıklarımız gücümüzdür.
Düşmanlarımızın bizi yıkabileceği tek nokta elbette ki zayıflıklarımızdır. Bir insan zayıflıklarını kabul eder, benimserse karşısındaki insanın ona karşı kullanabileceği bir koz kalmaz. Güçsüz olduğumuz noktayı kabullenerek kendimizi güçlü kılabiliriz. Buna benzer Nietzsche'nin 'Çelişkilerimiz, umutlarımızdır.' sözü de hayatın bir gerçeğidir.
4. Aşk yoktur, libido vardır
Ben söylemiyorum kaç yıllık nörolog, psikolog, bilim adamı, filozof, psikiyatr ve psikanalizci bunu söylüyor. Bence doğru söylüyor ya da benim gördüğüm bu, belki de yalnızca bu sözü hayat ilkesi benimsemiş insanlarla karşılaştım. Bu yüzden hayatın bir gerçeği olarak kabul edilebilir hem böylece daha az üzülebiliriz.
5. İnsan sanılandan çok daha ahlaklıdır ve hayal edilemeyecek derecede ahlaksızdır.
Hayatta her zaman iki yol vardır. Not: Siz hangisini seçerseniz seçin diğer yolu tercih eden birini eleştirmek akıl işi değildir ve bunu ancak bir hayatsız yapabilir.
6. Rüyalar, bilinç altına giden kral yoludur.
İnsanın bir diğer önemli unsuru bilinçaltıdır. İnsanın kendini keşfetmesi için çok büyük bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum o yüzden size uyumayı sevdiğiniz kadar rüya görmeyi de sevmeyi tavsiye ediyorum. Benim rüya görmediğim bir gece yok. Sabah uyandığımda en azından kısa film senaryosu olabilecek kadar uzun gelen rüyaların 'en fazla' 11 saniye olduğunu hatırladığımda her zaman aynı şiddetle yıkılmışımdır.
7. Sinir hastalığı belirsizliğe tolerans gösterememektir.
Emin olamamak kadar çirkin ve bir o kadar güzel bir duygu yoktur. Ama bu durum bazılarımızı farklı etkileyebilir.
8. İnsan saldırılara karşı kendini savunabilir, ama iltifatlara karşı savunmasızdır.
Birçoğumuz eleştirilmeye gelemeyiz ve eleştirildiğimiz anda karşımızdakinin zayıf yönlerini bulup onu yaralamaya başlarız. bkz.'3. madde'
9. Kadınları anlamak için, bir labirenti düz yola çevirmek gerekir.
Aslına bakarsanız bu bir gerçek değil. Belki de sorun erkeklerin kolay anlaşılmasıdır.
10. Güç ve güveni hep dışımda aradım. Ama bunlar insanın içinden gelir. Ve her zaman oradadırlar.
Özgüvenmek, özüne güvenmek. Bunlar insanı egoist yapmadığı sürece bir insanda bulunması gerek önemli unsurlardır. Her şey bizim elimizde, bu her zaman böyleydi. Neyi nasıl düşünmek istiyorsak öyle düşündük, ne kadar duymak istiyorsak o kadar duyduk, ne kadar görmek istediysek o kadar gördük. Bize göre bardak ya dolu ya da boş olmalıydı. Hiçbir şeyi olduğu gibi kabul edemedik, kabullenemedik. Anlatıldığı kadarını anlamadık ama buna rağmen her seferinde üzüldük, bedbaht olduk. İşte bunun sebebi güvensizlikti çünkü eğer kendimize ve gücümüze inansaydık her şeyi anlatıldığı kadar anlar, gösterildiği kadar görürdük.
Kaynaklar
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0d,_ego_ve_s%C3%BCperego
https://onedio.com/haber/sigmund-freud-un-hayat-hakkinda-soyledigi-10-aci-gercek-430432
https://onedio.com/haber/sigmund-freud-dan-15-alinti-512484
https://onedio.com/haber/sigmund-freud-un-sozleri-sigmund-freud-dan-insani-derinden-etkileyen-alintilar-1010014
https://onedio.com/haber/sigmund-freud-dan-duydugumuz-okudukca-yuzumuze-tokat-gibi-carpan-enteresan-bilgiler-891291
https://onedio.com/haber/sigmund-freud-kimdir-sigmund-freud-neler-yapmistir-iste-hayati-ve-olumu-1023592
Yorumlar
Yorum Gönder