Sirius Yıldızı ve Dogon Kabilesi
Gökyüzüne baktığınızda binlerce yıldızın arasından bir tanesi her zaman daha parlak olur. Tanıştıralım o yıldız, Sirius!
Kavurucu, yakıcı anlamına gelen Sirius yıldızı Dünya'nın neresinde olursanız olun karşınıza çıkan en parlak yıldız olma unvanının hakkını veriyor. Asıl rengi beyaz ve mavi olsa da farklı renklerde karşımıza çıktığı için aynı zamanda 'gökkuşağı yıldızı' olarak da anılıyor.
Diğer yıldızlarda görülmeyen renk değiştirme özelliğinin sebebi, diğerlerine kıyasla çok daha parlak olmasından kaynaklanıyor.
300 küsur yıl önce keşfedilen Sirius, hemen hemen bütün uygarlıklar tarafından kutsal sayılmıştır.
Sirius 1718'de astronom Edmond Halley tarafından keşfedildi fakat ilk ciddi araştırmalar 1800'lerde yapıldı.
William Huggins, yaptığı bilimsel araştırmalar sonucunda Sirius yıldızının Güneş'e doğru saniyede 7.6 kilometre hızla ilerlediğini hesapladı. Dünya'nın en eski tapınağı Göbeklitepe, Sirius yıldızına tapınmak için inşa edildi! Şanlıurfa'nın Örencik Köyü'nde bulunan 11.000 yaşındaki tapınak, binlerce yıl önce günümüzde Sirius, o dönem Şira olarak bilinen yıldıza tapmak için inşa edildi.
Bir yıldız nelere kadir, binlerce yıllık tapınağın sebebi olabiliyor. İyi ki de olmuş!
Peki bu ihtişamlı yıldızın Dogon mitolojisinin temelini oluşturduğunu biliyor muydunuz?
Afrika'nın Mali Cumhuriyetinde yaşayan Dogonlara göre; onlar bu dünyada birer misafir. Ve yaratıcı gezginler bir gün geri dönecekler. Sahip oldukları ileri derecedeki astronomi bilgileri ile bilim dünyasını hayrete düşürdüler.
Dogon kabilesi Afrika'nın Mali Cumhuriyetinde yaşar. Kabilenin nüfusu 250.000 civarındadır. Dogonlar hakkında en fazla araştırma yapmış ve Dogon kültürünü Batı'ya tanıtmış etnolog Marcel Griaule'dür. Totemleri bulunan ve inisiyatik bir örgütlenmesi olan bu kabile, tradisyonlarını sözlü aktarım yoluyla sürdürmüştür. Tradisyonlarındaki astronomi bilgileri, özellikle Sirius sistemi hakkındaki bilgileri tüm astronomları şaşırtmıştır.
Dogonlar dünyanın yuvarlak olduğunu bilir, dünyanın Güneş etrafında döndüğünü, ayın dünya etrafında döndüğünü, Satürn’ün halkalarını, Jüpiter’in uydularını, Sirius’un aslında tek bir yıldız olmayıp Sirius A, B ve C olarak üçlü bir sistem oluşturduğunu ve bunların birbirleri etrafında 50 yılda döndüklerini bilmektedirler.
Hatta Sirius yıldızının eski zamanlarda bir kızıl dev olduğunu, Sirius B yıldızının ve bu yıldızın içe çökerek evrenin en ağır maddelerinden biri olan Nötrino yıldızı olduğunu bilmektedirler. Sirius sistemiyle güneş sisteminin evlendiğini, Dogon’ların da bu evlilikten doğduğunu söylemektedirler.
Orion yıldız kuşağının hemen yanında bulunan ve Köpek Yıldızı olarak da bilinen Sirius yıldızı ve onun çevresinde döndüğüne inanılan yıldız ve gezegenler Dogon mitolojisinin temelini oluşturmaktadır.
Dogonlar Sirius yıldızının en parlak yıldız olduğunu Sirius’un yanında çıplak gözle görülmeyen küçük yoğun ve sönük bir yıldızın daha bulunduğunu ve bu yıldızın tam konumunu biliyorlardı. Potolo olarak adlandırdıkları bu yıldızın dünyada bilinen tüm maddelerden daha ağır bir maddeden oluştuğuna ve Sirius’un çevresini 50 yılda döndüğüne inanmaktaydılar.
Oysa ki batılı gökbilimciler 19. yüzyılın ortalarına kadar Dogonlar’ın bahsettiği bu soluk yıldızın varlığından bile habersizdiler. 1862 yılında Amerikalı gök bilimci Alvan Graham Clark yeni bir teleskopu denerken bu yıldızı keşfetmiş ve Sirius B ismini vermiştir.
Ayrıca 1920’lerde ortaya çıkmıştır ki Sirius B bir “cüce yıldız”dır. Cüce yıldızlar oldukça soluk ışıklı küçük fakat yoğun yıldızlardır. Sirius B gerçekte Dünyadan daha küçük olmasına rağmen tıpkı Dogonlar’ın belirttiği gibi o kadar yoğundur ki kendisinden alınan bir çay kaşığı dolusu madde 5 ton ağırlığına gelir.
Daha da ilginci Dogonlar’ın bilgilerinin sadece bununla kalmayıp aynı zamanda modern dünyamızda ilk kez Galileo tarafından gözlemlenen Jüpiter’in dört uydusundan ve Satürn’ün yalnızca teleskopla görülebilen halkalarından da haberdar olmalarıdır. Dogonlar ayrıca sayısız yıldızın varlığına ve Dünyanın da içinde yer aldığı Samayolu’nun sarmal bir gücü olduğuna inanıyorlardı.
Dogonlar sahip oldukları bilgilerin çoğunu sembollerle anlatmışlardır ve bu sembollerinin temelinde Nommo'lar diye adlandırılan ve dünyayı uygarlaştırmak için uzaydan geldiğine inanılan hem karada hem de suda yaşayabilen varlıklardır.
Dogon rahiplerine göre eski zamanlarda Sirius sistemindeki bir gezegenden dünyaya inen Nommo'lar sahip oldukları bilgileri o zamanki rahiplere öğretmiş onlar da bunları yeni kuşaklara anlatmışlardı. Nommolar dünyanın yaratıcıları olduğu kadar insanoğlunun ataları ve ruhsal ilkelerin koruyucuları “yağmuru yağdıran güçlerin ve suların mutlak sahipleri” idi.
Dogonlar’ın yüzyıllardır sahip olduğu bilgileri bilim henüz yeni yeni keşfetmektedir. Bunun son örneği Dogonlar’ın Sirius siteminde Emme Ya adını verdikleri ve Nommoların gezegeni olduğunu söyledikleri üçüncü bir yıldızın varlığından bahsetmeleridir.
Bunun Popola (Sirius B)’dan dört kez daha hafif olduğunu yine Sirius B gibi 50 yıllık bir zamanda daha geniş bir yörünge çizdiğini ve her ikisinin çapları arasında bir dik açı oluştuğunu belirtiyorlar ve Emme Ya’nın bir de uydusu olduğunu söylüyorlar. Hakikaten de Dogonlar’ın Emme Ya’sı vardır ve o astronomlar tarafından ancak 1995 yılında keşfedilmiş olan Sirius C yıldızıdır! İşte bu Nommoların yaşadığı yıldızın keşfidir..
Dogonlar ve Sirius yıldızıyla aralarında kurdukları bağ UFO araştırmacılarının olduğu kadar yaratılış teorisyenlerinin astronomların ve bilim adamlarının da ilgisini çekmiş bu kabilenin kökenleri ve sahip oldukları derin astronomi bilgisine nasıl ulaştıkları hakkında pek çok araştırma yapılmıştır. Arkeolog-yazar Erich Von Daniken Dogon inançlarını kabullenmiş ve bu bilgileri geçmişte dünya dışı varlıkların dünyamızı ziyaret ettiğinin kesin bir kanıtı olarak yorumlamıştır. Dogonlar üzerinde araştırma yapan Amerikalı bilim adamı Robert Temple bir Nommo uzay gemisinin gelişini ve dönerek yere inişini simgeleyen resimler bulmuştur. Geminin Dogon ülkesinin güneydoğusuna indiği söyleniyordu. Dogon rahipleri geminin inişini tanımlarken onun kuru toprağa indiğini ve oluşturduğu girdap dolayısıyla bol miktarda toz kaldırdığını anlatmaktadırlar.
Dogonlar da Sirius’lu gezginlerin bir gün geri döneceğine inanmaktadırlar: “Göklerde bir yıldız belirecek ve bu Nommo’nun yeniden dirilişinin işareti olacak.” der bir yazıt.
Dogonlar'ın yaratıcı tanrısı 'Amma' nın cennet ve suyla yakın ilgisi vardır. Onun yılan şeklindeki çocuğu Nommo, suya ve asıl söze katılarak, kozmogonik dürtünün en aktif ve başarılı vekilleri olmuştur. İlk cinsiyetin doğumuna katkıda bulunarak, ilk ataların doğmasına imkan yaratmışlardı. Sonrakiler Nommo’nun saygınlığını kazanarak, suyla yakın bağlarını korumuşlardı. İlk ölü insanı yedikten sonra, içlerinden bir tanesi suyu kusarak, seller ve havuzları n şekil öncesi, beş nehrin kaynakları ve doğruların sularla toplumu temel yapılarıyla kurmuştur
Nommo’nun Gemisi, Mali Cumhuriyeti’nde yaşayan Dogon yerlilerinin mitolojisinde Sirius yıldız sisteminden Dünya gezegenine “gönderilenler”i ifade eden bir terimdir.
Nommo’nun gemisi terimi, Dogon inanışında, kimi zaman Sirius sisteminden Dünya’ya gelen maddi bir uzay gemisinden söz ediliyormuş gibi, kimi zaman da manevi anlamlar içeren bir sembol olarak kullanılmaktadır.
Kuşaktan kuşağa aktarılagelmiş Dogon tradisyonuna göre, bu gemi, insan soyunun birer imalat olan atalarını içermektedir. Fakat atalar gemiye insan formunda değil tohum halinde koyulmuşlardır; geminin Dünya’ya iniş yolculuğu boyunca, embriyonun, insan cenininin ana rahminde geçirdiği oluşum evrelerini andıran çeşitli dönüşüm evreleri geçirirler ve gemi yeryüzüne konduğunda gemiden insan biçimine gelmiş olarak çıkarlar.
Altmış bölmeli bu gemi yalnızca ataları değil, yirmiiki kategoride sınıflanan “yaratılış unsurları”nı ve “kelâm”ı da içerir. Gemideki bölmelerde tüm varlık türleri ve “oluş usulleri” vardır; fakat bunların yalnızca bir kısmı yeryüzüne indirilmiştir, dolayısıyla insanlar yalnızca bir kısmını bilmektedir.
- Tanrı Amma dört erkek insanı dört unsurdan oluşturdu.
- Amma bu dört erkek insanın dişi ikizlerini de yaptı. En yüksek gök katında imal edilen, yeryüzüne nakledilecek olan atalar dört çift idi. Bu dört çift insanlığın “Oğullar” denilen sekiz atası oldular. Onlar O-Nommo’nun oğulları olarak kabul edilirler. O nommo’nun plasentasının temsilcisi Sirius-A yıldızıdır.
- Bu “Oğullar” gemiye tohum halinde koyuldular.
- İniş hareketine geçmeden önce gemiye Sirius-B yıldızından po tohumu yüklendi. Amma’nın po’ya yerleştirdiği ve po’nun gemiye boşalttığı yaratılış unsurlarının oluşturduğu bütün 22 kategoriden oluşur.
- Amma, zamanı geldiğinde, tüm yaratmış olduklarıyla dolu gemiyi rahminden çıkarttı ve yeryüzüne indirtti.
- Gemi yeryüzüne sekiz dönemde (aşamada) indi.
- İniş hareketi sırasında “parlayan Sirius-A yol gösterdi”. Yıldızların ilki, başlangıcı, en yüksek ‘Gök katı’nın merkezini kaplayan, “yıldızların direği” olan Sirius-B yıldızıdır; Amma’nın rahminden çıkan yıldızların sonuncusu ise, “alemin göbeği” ve “O-nommo’nun göbek kordonunu temsil eden” Sirius-A yıldızıdır.
- Geminin iniş yolculuğu sırasında insanlar Sirius-A’nın parladığına tanık oldular.
- Gemi, inişi sırasında bir ufuktan ötekine kadar tüm göğü kaplayan bir yay oluşturmuştu.
- Gemi yere konduğunda ise insanlar ilk kez Güneş’in doğuşuna tanık oldular.
- “Güneş doğduktan sonra Sirius yol gösterdi.” Güneş sistemimiz Sirius sistemi ile evlendi.
- Oğullar en yüksek gök katından O-nommo ile çıktılar, iniş yolculuğunda anagonno-bile oldular, yeryüzüne konarken anagonno-sala oldular, yürümek için gemiden ayrıldıklarında ise “kişiler” haline geldiler. Gemi yere konduğunda dünyasal kirli toprak ile Nommo’nun saf toprağı karşılaşmış bulunuyordu.
- Geminin asılı olduğu zincirin ucu Amma’nın elinde bulunuyordu. Bu zincir, Amma’nın “Oğullar” ve soylarından gelenler arasına yerleştirdiği çözülmez bir bağdır.
- O-nommo aldığı kelâmı bağırarak bildirmesinden sonra, kelâmı insanlara aktarmakla da görevliydi.
- Geminin 60 bölmeli içeriğinden şimdiye dek insanlara ancak 22 kategorisi açıklanmış, verilmiştir. Kelâmın insanlığa gelecekte aktarılacak kısmı Dünya’yı değişikliğe uğratacaktır. Nommo “kelâm” günü yine ortaya çıkacaktır. Bir zaman gelecek, Sirius-B yıldızı vaktiyle po tohumunun parıldamış olduğu gibi parıldayacak ve belirli bir dönem boyunca görünür olacaktır.
- Dogonlar'ın bugüne kadar açıkladıkları, aslında bildiklerinin sadece bir kısmıdır. Dogon rahiplerinin, tüm sırlarını açıklamadıkları konusunda, araştırmacılar fikir birliği etmişlerdir. Gerekli hiçbir teknik araca sahip olmayan ve uygarlığımızın ancak 1930’larda temasa geçtiği Dogonlar bu kadar bilgiyi nereden elde etmişlerdi? Bu soru, 1930’dan beri birçok bilim adamının kafasını kurcalayan ve Dogon’ların bilgilerinde; Dünya dışı bir köken görmek istemeyen bilim adamlarınca, hala açık bir cevap verilememiş bir sorudur.
Afrika'da yaşayan Dogon kabilesinin ileri astronomi bilgileri, kabileyi araştırmak için gelen birçok bilim insanını şaşkına çevirmiştir. Neden mi? Bizim sahip olduğumuz ekipmanların ve teknolojinin hiçbiri olmadan tüm bunları biliyor oldukları için...
Dünya'nın yuvarlak olduğunu, Dünya'nın Güneş etrafında döndüğünü, Ay'ın Dünya etrafında döndüğünü, Jüpiter uydularını, Sirius’un aslında tek bir yıldız olmayıp Sirius A, B ve C olarak üçlü bir sistem oluşturduğunu...
Hatta, Sirius B yıldızının içe çökerek evrenin en ağır maddelerinden biri olan Nötrino adlı bir yıldız olduğunu bildikleri için!
Mısır din sisteminin temelini oluşturan Sirius, astronomi, mitoloji ve okültizm alanlarının en önemli sembollerinden biri olmuştur.
Eski uygarlıklarda sıklıkla karşımıza çıkan Sirius; Türk mitolojisinde Kutsal Kurt Asena, Roma mitolojisinde Romulus ve Remus’u emziren kurt ve Mısır’da Anubis tanrısı olarak geçmektedir. Tarihte bu kadar önemli bir yere sahip olan yıldızın, din ve mitolojinin içinde bu kadar yer almasının sebebi Güneş'ten 8.6 ışık yılı uzaklıkta yer alsa da, parlaklığının Güneş'in 23 katı olmasından dolayı... Böyle bir olayın açıklaması o dönemlerde sembollerle veya ilahi güçlerle bağdaştırılarak yapılıyordu.
Evet, Sirius ismine ünlü Harry Potter karakteri Sirius Black'ten de hakimiz!
Bazı kaynaklarda Sirius yıldızı aynı zamanda 'köpek yıldızı' olarak da adlandırılmıştır.
Hatırlarsanız, Sirius Black, James Potter‘ın en yakın arkadaşı ve Harry Potter‘ın vaftiz babasıydı. Aynı zamanda şekil değiştiren Sirius’un aldığı hayvan şekli ise büyük siyah bir köpekti bu nedenle lakabı da ”Patiayak”tı.
Sirius karakterinin siyah bir köpeğe dönüşümü de Sirius yıldızının tarihine bir göndemedir. Sirius, 300 yıl önce dinlerin temelini oluştururken aynı zamanda günümüzün en popüler romanlarına kadar uzanan bir serüvene sahip. Harry Potter'dan masonluğa kadar her alanda karşımıza çıkan Sirius yıldızı, gökyüzünden ziyade karada daha popüler!
Sirius’un Giza Piramiti’ne uzanan ışınları mason localarında ve birçok yerde kullanılıyor. Mason yazar William Hutchinson 'Sirius, mason localarında herkesin dikkatini celbeden en kutsal objedir.' diyor. Masonlukta tanrısal bir sembol Sirius, 'her an her yerde olanı ve her şeyi bilip göreni' anlamına geliyor.
Sadece tarihin tozlu sayfalarında değil aynı zamanda Amerikan Doları'nda da yer aldığını biliyor muydunuz? 'Her şeyi gören göz' olarak sembolleştirilmiş gözün arkasındaki ışınlar, Güneş ışınları değil, Sirius'un yaydığı ışık olarak geçmektedir.
"Her an her yerde olanı ve her şeyi bilip göreni" temsil ettiğine şaşırmıyoruz artık!
Jim Carrey'nin başrolünde oynadığı, Truman Show filminde Truman’ın yaşadığı sahte dünyada sözde bir yıldızın ışığını yansıtan spot lambası yere düşer. Spotun üzerindeki etikette açıkça Sirius yazmaktadır.
Özetlersek;
Sirius yıldızı gökyüzünü süsleyen ve parlak bir yıldızdır. Parlak oluşu nedeniyle diğer yıldızlardan ayrılmaktadır. Aynı zamanda sirius yıldızının bilinen bir diğer ismi de ak yıldız olarak geçmektedir. Gökyüzünde çıplak göz ile görebileceğimiz tam olarak 6 bin civarında yıldız bulunmaktadır. Örneğin güneş dünyanın ısı kaynağı olabildiği gibi dünyaya en yakın yıldızdır. Gökyüzüyle ilgilenen bireyler yıldızların isimlerini, özelliklerini ve efsaneleri de bilmektedir. Sirius yıldızı da işte bu yıldızlardan sadece bir tanesidir. Büyük köpek takım yıldızı kategorisinde yer alan gece gök yüzünün en parlak yıldızlarından biri olan yıldız çeşidine sirius denmektedir.
Dilimizde ise sirius yıldızı ak yıldız ismiyle bilinmektedir. Canopus yıldızı sirius yıldızına en yakın yıldızdır. Üstelik sirius bu yıldızdan tam anlamıyla iki kat daha parlaktır.
Sirius yıldızının dünyaya uzaklığı 8,611 ışık yılı uzaklığı olarak hesaplanmıştır. Yıldızın yarı çapı 1.190.000 km kadardır. Yüzey sıcaklığı ise 9.940 K olarak bilinmektedir. Yıldızın yer aldığı takım yıldız kümesinin ismi de Canis Major olarak geçmektedir. Yıldızın büyüklüğü de -1,46 civarındadır.
Sirius yıldızı bahar ayında kuzey yarım küreden görülebilmektedir. Astrolojiye göre sirius yıldızıyla güneş yılda bir kez kavuşmaktadır.
Nadir bir olay olmasından dolayı sirius ve güneş kavuşmasının ne zaman olduğu merak konusudur. Sirius yıldızı 72 yılda bir ilerleme gerçekleştirmektedir.
Sirius ve güneş kavuşması temmuz ayında gerçekleşmektedir. Hatta bu kavuşma günü de Sirian denmektedir.
Sirius Yıldızı Anlamı Nedir?
Sirius yıldızına İslamiyete göre Kuranı Kerim'de de bahsedilmektedir. Hatta bahsedilen konu sirius ve güneşin kavuşması olayıdır. Bu yüzden sirius yıldızının anlamı birçok medeniyet açısından önemli görülmektedir.
Kutsal yıldız olarak da bilinmektedir. Birçok uygarlık sirius yıldızını şans günü, bereket günü, güç ve mutluluk günü olarak kabul etmektedir. Bu yıldız bazı öğretilerde köpek, çakal ve kurt şeklinde simgelenmiştir.
Sirius ilk bakışta tek bir yıldız gibi görünmektedir. Oysaki Sirius yıldızı Sirius A, Sirius B ve Sirius C olarak isimlendirilen 3 yıldızın birleşimidir.
İslamiyete göre bu yıldızın Rabbi'nin de Allah olduğuna inanılmaktadır. Bu yüzden bu yıldızdan Kuranı Kerim'de birçok surede bahsedilmektedir. Sirius yıldızının görüldüğü gün şans günü olarak bilindiği için bu günde meditasyon yapmak, dua etmek, duş almak, defne ve ada çayı gibi otlardan tütsü yakmak, negatif enerjiyi yok etmek ve var olan enerjiyi dengelemek açısından önemli görülmektedir.
Sirius Yıldızının Hikayesi Nedir?
Sirius yıldızını, uygarlıktaki toplumlar Ra'nın güneşi olarak bilmiştir. Yani bir anlamda güneş sisteminin güneşi olarak görmüşlerdir.
Mısır rahipleri ise ezoterik olan bazı bilgileri Atlantis'ten almıştır. Bu bilgiler doğrultusunda da bu yıldızın dünyanın gelişiminde evrensel bir etkiye sahip olduğunu düşünmüşlerdir.
Tüm bu nedenlerden dolayı aslında Sirius yıldızı dünyanın hem geçmişinde hem de geleceğinde oldukça önemli bir yıldız olarak benimsenmiştir.
Efsanelere göre yaradılışın gizeminin Sirius yıldızında saklı olduğu söylenmektedir. Bunun nedeni ise Kuranı Kerim'de Sirius yıldızının geçtiği tüm ayetlerde yaradılıştan da bahsediliyor olmasıdır.
İşte Sirius yıldızının bilinen hikayesi şöyledir:
Dört kardeş Cennetin kapısına ulaşmak amacıyla yola çıkar. Bu kardeşlerden birincisi iyi bir savaşçıdır. İkincisi ise usta bir şairdir. Üçüncüsü ise ünlü bir aşıktır. Dördüncüsünün ise gurur duyduğu bir varlığı vardır. Bu varlığı da köpeğidir. Dördüncü olan kardeş en küçük kardeştir. Bu kişi birinci kardeşini savaş meydanında kaybeder. İkinci kardeşini bir düğünde kaybeder. Üçüncü kardeşini de güzel bir prensesin kollarında bırakır.
Tek başına kalan dördüncü kardeş cennet kapısına ulaşır. Fakat köpeğini cennete kabul ettiremez.
Dördüncü kardeş bu yüzden cennete girmeyi kabul etmez. Bu yolculuğu cennetten bilenler ve izleyenler bu kişiye soru sorar. Sordukları soru ise neden kardeşlerini bıraktığı halde köpeğini bırakmayı kabul etmemesidir. Bu soruya cevap olarak dördüncü kardeş diğer kardeşlerinin kendi kaderini izlediğini fakat köpeğinin ise ona büyük bir bağlılıkla sadık olduğunu söyler. Bu olay üzerine dördüncü kardeşin köpeği cennette bir takım yıldızına dönüşür. İşte bu yıldıza da Sirius ismi verilir. Hint efsanesine göre en parlak yıldız olan Sirius cennetteki köpeğin kalbidir.
Kaynaklar
https://www.hurriyet.com.tr/egitim/sirius-nedir-ve-ne-zaman-gorulur-sirius-yildizi-anlami-ve-hikayesi-41902215
https://onedio.com/haber/sirius-un-cocuklari-dunyali-dogonlar-418687
https://onedio.com/haber/gobeklitepe-nin-var-olma-sebebi-masonlugun-en-kutsal-sembolu-sirius-yildizi-hakkinda-bilinmeyen-detaylar-894638
Yorumlar
Yorum Gönder