Süleyman Tapınağı
İslam dünyası kendisine dayatılan suni gündemlerle uğraşa dursun, “Gizli Dünya Devleti” bin yıllara dayanan projesinde yeni bir aşamaya girmiş durumda. Son dönemde üst üste çekilen, hızlandırılmış operasyonlar kıyamet saatinde geriye sayımın hızlandığını gösteriyor. Öyle bir operasyon ki, içimizdeki birçok kesim hadiseyi çarpıtmada en az Evanjelist medya kadar maharetli.
Nitekim “Gizli Dünya Devleti”nin uygulamaya koyduğu son operasyonun adı ve bu kapsamda bu operasyona ve dolayısıyla da İsrail işgal güçlerine yönelik direnişin adı bile çarpıtılıyor. Bu medyaya göre Filistinli kardeşlerimizin ortaya koyduğu mücadelenin temel nedeni sadece ve sadece Mescid-i Aksa’nın kapısına kurulan metal arama detektörleri.
Diyemiyorlar ki, Filistin’de insanlar Mescid-i Aksa’nın yıkılıp yerine Süleyman Mabedi’nin ya da Süleyman Tapınağı’nın yapılmasına karşılar ve bundan ötürü son olaylarda bir şehit verdiler, 67 de yaralı var. Ama diyemezler, çünkü onlar da bu kıyamet savaşının birer parçası durumundalar. Zaten sorun da buradan başlıyor!
O zaman biz buradan bir kez daha söyleyelim: Hedef Mescid-i Aksa’yı yıkmak ve “Tanrı”yı kıyamete zorlamak için üçüncü kez Süleyman Mabedini inşa etmek! Süleyman Mabedi ile Siyonizm-Evanjelizm arasındaki ittifak zirve noktasına çıkacağı gibi, Mesih’in gelişi hızlandırılacak ve ardından da Büyük Krallık kurulacak.
Bu içimizdeki birçok kesim tarafından safsata ya da “ilahi bir senaryo” gibi görülebilir ama bu onların cahilliğinden başka bir şey değil. 11 Eylül ile birlikte “bu bir Haçlı Seferi’dir” deyip, “Yeni Haçlı Seferleri”ni başlatan ağababaları ve ABD’nin kuruluş felsefesindeki Mesihçi anlayış böyle söylüyor. İnanmıyorlarsa şöyle bir araştırsınlar.
O zaman ABD’nin “Kaos Düzeni” ile neyi hedeflediğini daha net anlarlar! Bir diğer ifadeyle, ABD’nin 11 Eylül ile birlikte icraya koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) temel hedeflerinden birinin “Büyük İsrail Projesi-(BİP)” olduğunu ve bu kapsamda ona alan açıldığını göreceklerdir.
Nitekim İsrail de bunun gereğini yapıyor ve BOP ile kendisine açılan alanı, sunulan imkânları sonuna kadar kullanmaya çalışıyor. Ne de olsa halen karşısında ciddi anlamda bir İslam dünyası yok!
Neye göre mi bunu söylüyorum? Çok basit, Kudüs’te gerginliğin azaltılmasını ve Mescid-i Aksa’da mevcut statünün korunmasını isteyen dörtlü kimlerden oluşuyor? Söyleyelim: 1) Birleşmiş Milletler (BM), 2) Avrupa Birliği (AB), 3) Rusya 4) ABD. Peki, İslam dünyası bunun neresinde? Sakın BM içinde demeyin!
İkinci Aşama Uygulamada!
İslam dünyası kendi içinde debelene dursun, “Siyonist-Evanjelik İttifak” Kutsal Yerler üzerinden kıyamet savaşını hızlandırmaya devam ediyor. Bir taraftan “İslam İç Savaşı Senaryoları” üzerinden İslam dünyasının önde gelen başkentlerini; örneğin Bağdat, Necef ve Şam’ı bir moloz yığınına çevirmeye çalışırken, diğer taraftan da İstanbul, Mekke ve Medine’yi vurmaya, vurdurtmaya çalışıyor.
Hem de bu yıkımı Müslüman ülkelerin kendi elleriyle, silahlarıyla yaptırtmaya çalışıyor. Son dönemde meydana gelen İran-Suudi Arabistan, Katar-Suudi Arabistan vb. krizlere bir de bu açıdan bakmakta fayda var.
Hz. Süleyman Mabedi, Hiram Abiff tarafından yapılmıştır. Yahudi inancına göre, ne zamanki Hz. Süleyman tapınağı tamamen yıkılacak işte o zaman kıyamet kopacaktır.
M.Ö 950 senesinde Hz. Süleyman tarafından Kudüs şehrinde yaptırılmış olan tapınağın günümüze sadece bir duvarı sağlam olarak ulaşabilmiştir. Hz. Süleyman tapınağı Tevrat’a göre ise Kudüs'te bulunan Yahudi tapınağıdır. Bu sebeple de Yahudiler için önem arz etmektedir.
İlk tapınak olarak da bilinen Hz. Süleyman Mabedi, masonların kurucusu olarak bilinen Hiram Abiff tarafından yapılmıştır. Yahudi inancına göre, ne zamanki Hz. Süleyman tapınağı tamamen yıkılacak işte o zaman kıyamet kopacaktır.
Hz Süleyman Mabedinin ayakta kalan tek duvarı olan batı duvarı, bugün Yahudilerin Ağlama Duvarı olarak adlandırdıkları yerdir. Yapımının M.Ö 950 senesine dayandığını daha önce söylemiştik. Tapınağın planın ise Tanrı tarafından gönderildiğine inanılmaktadır.
Hz. Davud’a tapınağın planının Tanrı tarafından gönderilmesine rağmen, tapınağın inşasının oğullarından birine nasip olacağı da bildirilmiştir. Bunu bilen Hz. Davud, tapınağın inşası için gerekli olan kereste, taş, altın, bronz ve değerli taşlar gibi tapınakta kullanılacak yapı malzemelerini toplamıştır.
Hz. Süleyman Mabedinin yapılış amacı başta Ahit Sandığına ve İsrailoğullarına bir ev olmak üzere bütün insanlığın ibadetine açık olan bir yer olmaktadır. Hem birinci hem de ikinci tapınak bütün insanlara açık olması için inşa edilmesinden dolayı, Hz. Süleyman mabedinin sadece Yahudilere mâl edilmesi yanlış bir tutumdur.
Tapınağın herkese açık olması sayesinde Antik Babil’in temelleri atılmıştır. Bunun yanında ilk “Yahudi” kelimesinin kullanılması M.Ö 590 yılları civarına rastlamaktadır. Bu kanıtta tapınağın sadece Yahudilere özel olmadığının göstergesidir.
Hz. Süleyman Mabedi olarak anılan ilk tapınak yapıldıktan sonra Hz. Davud ve Hz. Süleyman hükümdarlığı altında 12 İsrailoğulları kabilesi toplanmıştır. HZ. Süleyman’ın ölümünden sonra yerine geçen oğlunun kibirli tutumları ise 10 kabilenin devletten ayrılmasına neden olmuştur.
Yapılan ilk tapınak düşünüldüğünde çağı için muazzam özelliklere sahip olduğu fark edilir. İki Filistinli mimar tarafından yönetilen inşaatın yapımı ise 7 yıl sürmüştür. Yapılan ilk tapınağın iç duvarları tamamen sedir ağaçları ile kaplıydı ve halkın ziyaretine açıktı. Ancak kutsal emanetlerin bulunduğu bölüme giriş sadece din adamları için serbestti.
2. Hz. Süleyman Mabedi ise ilk tapınağın tahrip edilmesinden yüzyıllar sonrasında yeniden inşa edilmiştir. Yapılan ikinci mabette kullanılan malzemelerin birçoğu ise ilk tapınaktan geriye kalan malzemelerdir.
İlk tapınağın yapımına Hz. Davud döneminde başlanmış olmasına rağmen, tapınağı bitirmek Hz. Süleyman’a nail olmuştur. Ancak Hz. Süleyman’ın günahları bulunduğu için Tanrı hükümdarlığını sonsuza kadar sürdürmesine izin vermemiştir.
Ayrıca Hz. Süleyman rüyasında meleklerden birini görmüş ve tapınağın yapımında tüm halkın kendi olanakları ile katılmasını sağlamasını söylemiştir. Bu rüyanın üzerine Hz. Süleyman halk arasında iş bölümü yapmış ve halkın en yoksul kesiminin payına batı duvarı düşmüştür. Parası olmayan halk, bu duvarı inşa etmek için büyük ve kaba taşları yontarak bu duvarı yapmıştır.
İlk Hz. Süleyman Mabedi Babilliler tarafından yıkılmıştır ve bu tapınağa ait herhangi bir kalıntıya ulaşılamamıştır. Bu döneme kadar Yahudiler için tapınak bir ibadet ve kurban merkezi olarak kullanılmıştır. Daha sonrasında ikincisi inşa edilen tapınakta yıkılmıştır ve bu tapınağa ait kalıntılarda henüz gün yüzüne çıkarılmamıştır. En nihayetinde üçüncü olarak yapılan tapınağında sadece batı duvarı ayaktadır ve yahudiler için bugün dahi kutsal bir yerdir.
Hz. Süleyman Mabedinin yapılışı ile masonluğun ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bunun yanında tapınakta kurbanların nasıl yapılması gerektiğine dair öğretilerin yanı sıra Şabat başta olmak üzere diğer ayinlerin nasıl yapılacağına dair bilgilerde yer almaktadır.
Hz. Süleyman Mabedinde yapılan ayinler sabah ayinleri ile başlar ve Barchu, Şema ve Birkat Kohanim dualarının içerisinde bulunduğu dualar ile ibadetlerine devam ederlerdi.
Tapınağı özel kılan bir diğer etmen ise Kitab-ı Mukaddeste yer alan peygamberlerin tapınakta Tanrıyı görmeleri ile anlattıkları hadisler olmaktadır.
Tapınak şovölyelerinin günümüzdeki karşılığı masonlardır. Bu örgütün nihai amacı da tapınağı kurup, kıyametin gelişini hızlandırmaktır.
Kaynaklar
https://www.zhaber.com.tr/yasam/hz-suleyman-mabedi-nin-sirri-h18753.html
https://www.ankasam.org/suleyman-mabedi-ya-da-kaos-duzeni/
https://onedio.com/haber/27-adimda-tapinak-sovalyeleri-ve-hz-suleyman-mabedi-488395
Yorumlar
Yorum Gönder