Spiritüel Varlık Kediler

Dünden Bugüne Kedi: Antik Mısır'da Tanrılaştırılan Kedilerin İslamiyet'teki Yeri Nedir?


Yüz binlerce yıldır birlikte yaşadığımız kedilerin Antik Mısır'dan tutun da Orta Çağ medeniyetlerindeki yerini ve aynı zamanda İslamiyet'teki yerini inceledik. 




Türkçedeki kedi kelimesi Nişanyan Sözlük’e göre Orta Yunanca’daki “gatí γατί” yani “kedi yavrusu” kelimesinden bir alıntı. Yani bu sözcük eski Yunanca’daki “káttos κάττος”; “kedi” sözcüğünün farklı bir versiyonu.




Binlerce yıldır birlikte yaşadığımız bu tüylü dostlarımızın tarihi anlamda en çok karşımıza çıkan perspektifi elbette ki Antik Mısır.




Bunun en büyük nedenlerinden biri de aslında kedilerin bundan yaklaşık 4 bin yıl kadar önce “evcilleştirilmesi” diyebiliriz.

Antik Mısır’da kedilerin büyülü varlıklar olduğuna ve aslında şans getirdiklerine inanılıyordu. Bu nedenle toplumda maddi geliri yüksek olan aileler kedileri mücevherlerle süsleyip besliyorlardı.




Hatta dahası, bazı ölen kediler tıpkı insanlar gibi mumyalanıyordu.

Heredot pek çok anlatısında Mısırlıların kedilere fazlasıyla önem gösterdiklerini ve hatta örneğin bir ev yandığında insanların aklına kendilerinden çok kedilerin geldiğinden bahseder.




Bir kedi öldüğünde aile üyeleri o kedinin yasını tuttuklarını belli edebilmek için kaşlarını kazdırlar.




Peki kedileri bu kadar önemli kılan şey neydi? Yani Antik Mısır’da kediler neden büyülü varlıklar olarak görülüyordu? Hatta daha da ötesinde; pek çok kaynakta yer alan ibarelere göre “Antik Mısır’da kedilere neden tapılıyordu?”

Live Science’ın 2018 yılında Washington D.C.’de yapılan “Divine Felines: Cats of Ancient Egypt” sergisinden yapmış olduğu çıkarıma göre; Antik Mısırlılar kedileri tanrılarına benzetiyordu. Peki ama neden?




Size aslında bu durumdan en başında bahsetmiştik. Kediler kendilerine has duruşlara sahip canlılar. Yani bir kedi aynı anda hem koruma iç güdüsüne sahip, sadık ve anaçken hem de hırçın, özgür ruhlu ve hiddetli olabiliyor.




Bu canlıların iki yönlü bu duruşları ise aslında onlara tanrısal bir statü katıyor. Yani en azından Antik Mısır’da durum bu şekildeydi.

Peki Antik Mısır’da “evcilleştirilmeye” başlanan kediler bizim coğrafyamıza kadar nasıl geldiler?




Kedileri besleme ve bakma kültürü zamanla Mısır’dan İran, Çin, Japonya, Yunanistan ve İtalya gibi ülkelere sıçradı.

Ancak şunu belirtmemizde de fayda var; bu coğrafyalarda hiçbir zaman kediler Antik Mısır’daki gibi tanrılık mertebesinde değerlendirilip kutsallaştırılmadı.

Ancak Orta Çağ’a geldiğimizde bu tüylü dostlarımız tanrılık mertebesinden düşerek özellikle de istenmeyen gruplarla ilişkilendirilmeye başlandı. Hepimizin de bildiği üzere kediler şeytan ile ilişkilendirildi.




Bu süreçte kedilerin cadılara benzetilmesi ve kara kedi figürü de oldukça yaygınlaştı diyebiliriz.

Şimdi gelgelelim kedilerin İslamiyet’teki yerine. Kediler İslam tarihindeki pek çok kaynakta “temizlik” ile ilişkilendirilmiştir. Bunun nedeni; bu tüylü dostlarımızın kendilerini temizliyor olmalarıdır.




Hatta öyle ki birçok hadise göre, Hz. Muhammed kedilerin zulmünü ve öldürülmesini yasaklamıştır.




Ayrıca İslam Ansiklopedisi'nde yer alan "Hayvanlara Karşı Şefkatli ve Merhametli Olmak" maddesine göre “bir kediyi hapsederek açlıktan ve susuzluktan ölmesine yol açan bir kadının, bu yüzden cehennemlik olduğu” bilgisine erişmek mümkün.




(Buhârî, “Bedʾü’l-ḫalḳ”, 16; Müslim, “Selâm”, 151-152; “Tevbe”, 25)
Yine aynı şekilde İslam’a göre kedilerin evde beslenmesi hakkında; ünlü sahâbî Ebû Hüreyre’ye “kedicik babası” anlamına gelen künyenin, koyun otlatırken bulduğu kedi yavrularını eteğine koyup onlarla oynadığı için verildiği biliniyor.




(Tirmizî, “Menâḳıb”, 14; Hâkim, III, 506).
Örneğin; Hz. Muhammed’in eşi Hz. Aişe’nin naklettiği hadise göre; Hz. Muhammed, kedisi Müezza'yı o kadar çok severmiş ki; Müezza bir gün sedirde oturan Hz. Muhammed'in giysisinin ucunda uyuyakalmış.




Hz. Muhammed, Müezza'yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek kalkmayı tercih etmiş.

Hz. Muhammed, kedisi Müezza içtikten sonra kapta kalan su ile abdest alacakken Sahabe-i Kiram Ebu Nuaym 'Ya Resul o sudan kedi içti' deyince, Resulullah 'Onlar en temiz ağıza sahiptirler' diye buyurmuş ve abdest almış.

Yine aynı şekilde sahabeden Kâb kızı Kebşe isimli bir kadın şöyle anlatıyor:




“Eshab-ı kiramdan kayınpederim Ebu Katade'nin abdest alması için bir kaba su koymuştum. Kedi gelip bu kaptan su içiverince Ebu Katâde biraz daha su içmesi için, kabı kedinin önüne uzattı. Benim kendisine hayretle baktığımı görünce, 'Niye hayret ettin ey kardeşimin kızı, Resulullah efendimiz, 'Kedi pis değildir, etrafınızda (evinizde) serbest dolaşsın buyurdu. Kendisi de abdest almıştı, ben de sünnet eylemekteyim' dedi.”

(Nakleden: İmam Malik, Muvatta, Taharet [2.13]-Diğer Kaynaklar: Ebu Davud, Taharet, 1/38; Tirmizî, Taharet, 1/69; Nesaî, Taharet, 1/54; İbn Mace.Taharet, 1/32, Ayrıca bkz. Şeybanî, 90).
Ebu Bekir Vasiti hazretlerinin “kedi”konusu hakkında yaşananları şu şekilde anlattığı rivayet edilmektedir:




“Bir gece Peygamber efendimizi rüyamda gördüm. Bir senedir, o kadar çok sıkıntının tesirinde kaldığımı, çok zayıflayıp ayakta namaz kılamaz hâle geldiğimi arz ettim. Evimizdeki kedi yavrulamıştı. Ben bu sıkıntı içinde düşünürken, bir köpeğin kedi yavrularından birisini yakalamaya çalıştığını gördüm. Bastonumu vurunca, kaçtı. Kedinin annesi gelip yavrusunu alıp gitti. Ondan sonra iyileştim; namazlarımı ayakta kılmaya başladım. O gece rüyamda yine Peygamber efendimizi gördüm. 'İyi olmanın sebebi, bir kedinin senin için teşekkür etmesidir' diye buyurdu.”

Hz. Muhammed’in eşi Hz. Aişe şöyle naklediyor:




“Benle Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, daha önce kedinin ağzını dokundurup su içtiği bir kaptan su alıp guslettik.”

Urve bin Zübeyr, Hz. Aişe'den aldığı rivayete göre şöyle demiştir:




“Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in yanından kedi geçerken su kabını ona iyice meylettirir, kedi su içtikten sonra Efendimiz arta kalanı ile abdest alırdı.”

Yine Hz. Aişe tarafından yapılan rivayete göre Hz. Muhammed şöyle demiştir:




“Resûlüllah (a.s.) Efendimiz: 'Şüphesiz ki kedi necis (pis) değildir, o da ev halkından bazısı gibidir' buyurdu.”

“İmam Şafii'ye göre, kedi su içtikten sonra arta kalanı temizdir.”




“İmam Mâlik'e göre, kedinin artığı temizdir.

İmam Ahmed bin Hanbel'e göre, kedinin artığı temizdir, onunla abdest almak mekruh değildir.

Ebu Davud'a göre de kedi necis (pis) değildir.”

Yani kısaca İslamiyet’te kedinin yeri hadîslerin ve İslam alimlerinin açık delâletlerine göre;




  • Kedi necis (pis) değildir.
  • Artığı da necis (pis) olmaz, o bakımdan arta kalan su ile abdest alınır.
  • Kedinin su ve gıda ihtiyacını karşılamak ve bu hususta kolaylık sağlamak sünnettir.

İşte kedilerin gizemli dünyası, ürpertici metafizik alem bağlantıları…




Kediler, tarih boyunca sadece sevimli evcil hayvanlar değil, aynı zamanda spiritüel semboller olarak da görülmüş. Antik uygarlıklardan günümüze kadar, kedilerin mistik güçlere sahip olduğuna inanılmış. Peki, kedilerin bu spiritüel yönleri neden bu kadar dikkat çekici?




Kediler ve Enerji Alanları


Spiritüel inançlara göre kediler, bulundukları ortamın enerjisini dengeler. Kediler, negatif enerjiyi emer ve olumlu bir frekans yayar. Kedilerin genellikle evin belirli köşelerine giderek uzun süre oturması, o alanı “temizledikleri” şeklinde yorumlanır.

Ayrıca, Stresli veya üzgün olduğunuzda kedinizin yanınıza gelerek sizi teselli etmeye çalışması, onların yüksek sezgisel yeteneklerinin bir kanıtı olarak görülüyor.




Rüyalar ve Kediler


Rüyalarda görülen kediler, özgürlük, sezgi ve gizem gibi kavramları temsil ediyor. Spiritüel inanışlara göre, bir kedinin rüyanızda size yol göstermesi, bilinçaltınızda derin bir farkındalık arayışı içinde olduğunuz anlamına geliyor.


Kedilerin Meditasyondaki Rolü


Kediler, meditasyon yaparken ideal birer partner. Onların yumuşak mırıltıları, doğal bir meditasyon aracı olarak kullanılan bir ses frekansı yaratır. Mırıldamaları, kalp atışlarını ve zihni sakinleştiren bir ritim oluşturur.




Kediler ve Spiritüel Koruma


Kedilerin, sahibini fiziksel ve spiritüel zararlardan koruduğuna dair bir inanış da yaygındır. Gece uyurken kedinizin yanınızda yatması, sizi olumsuz rüyalardan ve enerjilerden koruma çabası olarak yorumlanır.

Özetle, belki de kediniz, hayatınıza sandığınızdan çok daha fazlasını katıyordur.

Kediler, genellikle spiritüel özeliklere sahip kişilere çekilirler. Kedi sahipleri çoğunlukla ruhsal yeteneklere sahip manevi kişilerdir.


Kediler ve Ruhsal Sahipleri


Kediler, daha yüksek alemlerle bağlantı kuran bir enerjiye sahip oldukları için, aslında manevi insanlara çekilir. 

Kedi, ruhsal yeteneklerine ve benzer içgüdülerine güvendiği için ruhsal bir hayvandır. Bir kedi büyüdükçe enerji alanı da büyür. Kedi ne kadar büyükse, enerjik vücut o kadar büyük olur.

Bu, zaman geçtikçe bir kedinin daha fazla ruhsal güç topladığı anlamına gelir. Bir ruhu hissedebilir, hatta biriyle iletişim kurabilir. Ayrıca bahçede perileri kovalamayı da severler. 

Kaç kez göremediğiniz bir şeyi kovalayan bir kedi gördünüz? Kediler ayrıca farklı bir yüksek frekansa alıştıkları için duyamadığınız sesleri de yakalar.

Spiritüel İnsanlar, kedileri çeken daha büyük bir enerji alanına sahiptir. Kediler bu insanlara diğerlerinden daha kolay güvenebilir. Benzer şekilde, büyük enerji alanlarına sahip insanlar, kendi yüksek frekanslarından dolayı kedilere çekilir. 

Titreşimsel olarak eşleşen iki kişi gibi düşünün. Biri diğerine ayak uydurabilir, onları yolda tutabilir ve enerjilerini dengeleyebilir. 

Huysuz ve enerjisi düşük bir insanla mutlu ve pozitifken iletişim kurarsanız, ikisinin de hoşlanmadığı bir enerji uyumsuzluğu vardır. Bu yüzden kediler kime güvenecekleri konusunda seçicidirler çünkü her birinin frekans alanını kolayca anlayabilirler. 

Bu, kedilerin yalnızca maneviyat uygulayan insanları seçtiği anlamına gelmez. Hiç de değil, “ manevi insanlar ” dediğimde” Doğuştan daha fazla bağı olan insanları kastediyorum. Bazıları herhangi bir maneviyat uygulaması yapmazlar, meditasyon yapmazlar ama yüksek benlikleriyle daha büyük bağlantıları vardır.

Sezgiseldirler, içsel rehberliklerine güvenirler, pozitiftirler. Bu insanlar, bilmeseler bile, daha yüksek bir enerji alanına sahiptirler.

Siz hiç bir kedinin bir çocuktan kaçtığını gördünüz mü? Çocuk ona iyi davranırsa tabii ki onlarla takılmayı çok seviyor. Çocukların en saf kalplere ve yüksek benlikleriyle en büyük bağlantıya sahip oldukları bilinmektedir.


Kedilerin Spiritüel Özellikleri


Kedilerin sezgileri ve enerjileri bu kadar yüksek olduğu için birisine mırıldandıklarında ya da bir kişinin dikkatini çekmeye çalıştıklarında bu kişinin iyi bir enerji alanına sahip olduğunun bir işaretidir. Mesela kedilerimden biri çok utangaç ve eve ne zaman insanlar gelse, kelimenin tam anlamıyla ortadan kayboluyor. 

Etrafta başka insanlar varken çıldırıyor ama “sihirli bir şekilde” belirli insanlar bizimleyken ortaya çıkmaya karar veriyor. Bu insanlar bize her katıldığında, bu insanları daha önce görmemiş olsa bile, çok sevimli ve sakin görünüyor. Enerjilerini alır ve sadece enerjilerinin onayladığı kişilere görünmeye karar verir!

Kediler kucaklaşmayı sever ve bir kedinin kucaklaması kendi enerjimizi yükseltir ve bizi sakinleştirir. 

Unutmayın, bir kedi herhangi biriyle değil, yalnızca güvendiği kişilerle kucaklaşır. Kediler birine güvendikçe, şefkat göstermeyi ve titreşimlerinin bir kısmını bu insanlarla paylaşmayı severler.

Bir kez yaptıklarında anında rahatlamış ve huzurlu hissediyoruz. Biz onları severken ya da kucaklarken genellikle enerjilerini bizimle paylaşırlar.

Eğer üzülürsek, bir kedi ya bizi sakinleştirmeye yardımcı olması için dikkat çekmek için ısrar edebilir ya da enerjimiz bir kez daha sakin ve huzurlu olana kadar ortadan kaybolur.


Kedilerin Ruhsal Özellikleri


Kediler bizi evde bulunan ruhlar konusunda uyarır. Enerji alanları yeterince güçlü olduğu için bu ruhları kolayca görebilir ve tanımlayabilirler. Herhangi bir zamanda olumsuz bir ruh hissederlerse, daha cesur kediler bölgelerini korumak için onlara tıslar.

Bütün ruhlar elbette kötü değildir, eğer akraba bir ruh görürlerse, genellikle bir süre bakarlar ve sonra işlerine geri dönerler. Bunun nedeni, bir ruhun taşıdığı enerji titreşimini hemen bilmeleridir. İyilik için gelirlerse, bırakın devam etsinler!


Kediler ve enerji


Sık sık benzer bir soru alıyorum, “ Bir kedi neden bana çekildiğini hissediyor ?” veya “ Bir kedi neden başkalarına saldırır? “

Her şeyin enerji ile ilgisi var. Hepimizin etrafımızda enerji veya titreşim alanları vardır ve bunlar düşüncelerimizin, duygularımızın, yaşam yolunun, yolculuğumuzun ve odaklanmış dikkatimizin bir temsilidir. Bu enerji değişir, değişir, titreşir, büyür veya yoğunluğu sınırlar.

Mutlu ve rahat olduğunuzda bu enerji hafiftir, titreşimde hafiftir, daha saftır. Diğerleri için ise tam tersi. Kedilerin daha sabit bir enerji alanı vardır, odaklanmış dikkatleri onların dünyaya daha fazla bağlanmasını ve pozitif enerjilere daha fazla çekilmelerini sağlar. 

Bu yüzden çocukları tercih ederler, genellikle kelebekleri veya diğer böcekleri kovalarlar ve onların bir şey gördüklerini veya göremediğiniz bir şeyi gözlemlediklerini görebilirsiniz (evet, melekleri, perileri ve ruhları doğru tahmin ettiniz). 

Aynı şekilde enerjisi daha hafif olan insanları ve evleri tercih ederler, böyle bir ortamda kendilerini daha rahat hissederler. Onların tısladığını ve birine saldırdığını görürseniz, titreşimlerine uymazlar. Daha benzer bir şekilde (kedimden yola çıkarak), bazı insanlar oyun oynamak için dışarı çıktıklarında ziyaret ettiğinde ve diğerleri etraftayken “merhaba” dediğinde, olabildiğince uzağa saklanıyorlar. Eminim bunu da fark etmişsinizdir. Bu değişimler kedinin kişiliğiyle ilgilidir, istenmeyen ve nahoş bir şeye saldırabilir veya onlardan saklanabilirler.

Bu derecede, eğer yaşadıkları ortam onların titreşim standartlarına uygun değilse, depresyona girerler, endişelenirler, çok şey saklarlar ve/veya evin üyelerine saldırırlar. Bu, bazı insanlarda olumsuz ruh bağlılıkları sezdiklerinde de doğru olabilir. Kedin var mı? O zaman şunu bir düşünün: Kediniz siz “daha ​​iyi bir ruh halindeyken” sizinle oynamak için dışarı çıkmadı mı ya da kendinizi kötü hissettiğinizde ortaya çıkmadı mı?

Bu, kendinizi düşük hissettiğinizde doğrudur. İşte bu yüzden, sizi çok seven kediler, size sürtünerek ve canlandırıcı enerjilerinin bir kısmını auranızla paylaşarak enerjinizi yükseltmeye gelirler.

Yani kediniz bazı akrabalarınızdan nefret ediyorsa, nedenini bilirsiniz. Öte yandan, aniden sinirlenir ve başkalarına, hatta size saldırırlarsa, bunun sadece enerjinize ve çevrenize tepki verdiklerine dair bir ders olsun.

Bu olduğunda, hayatınızı düzene sokmanız, sakinleşmeniz, kendinizi stresli insanlardan ve enerjinizi düşüren ve kendinizi ve evinizi acıktıran durumlardan uzaklaştırmanız için bu bir hatırlatma olsun.

İşte ilginç bir hikaye. Kız kardeşim bir kedi istedi. Kedi arkadaşlarının hiçbir zaman hayranı olmasa bile, bir gün aniden aklına geldi. (Bunun İlâhi ilhamla ilgisi var, yüksek benliğiniz her an ne istediğinizi bilir.)

Ancak bu konuda pek bir şey yapmadı. İnsanlara tekrar tekrar söylemeye devam etti ama bir şey, ona yeni doğan kediciklerden birini vermeyi teklif ettiklerinde insanlara cevap verecek kadar tıklamadı.

Sürpriz bir şekilde, bir gün bir kedisi olduğunu söyleyerek heyecanlandı ve aydınlandı. 

Herhangi bir kedi değil, yetişkin bir kara kedi (istemediğini söylediği tek renk buydu). O kedi bir gün kendini onun bahçesinde buldu, oradaydı. 

2 gün boyunca bahçesinde aynı yerde oturdu. Kendini ona çekilmiş buldu, besledi, gözlemledi, onunla arkadaş oldu. aynen böyle, şimdi kedi evinde (evde kedilerin yaşamasını istemediğini söylese bile). Onunla mükemmel bir eşti, ona çekildi ve şimdi inanın ya da inanmayın, onun en iyi arkadaşlarından biri!

Yani tüm bunlardaki amacım, bir kediye sahip olma niyetini belirlediğinizde, sizin için mükemmel olanı ortaya çıkıyor. Gerçekten ihtiyacınız olan şeye mükemmel bir titreşimsel uyum içinde olan . Gözlemlemekten çekinmeyin, evlat edinilebilecek bazı diğer kedileri ziyaret edin, ancak taahhütte bulunmadan önce içsel rehberliğinizi dinleyin. Bir kıvılcım hissediyorsanız, bu ilk görüşte aşksa, o zaman onun enerjisi ve sizin enerjiniz mükemmel bir uyum sağlar! Ya da sadece isteyin ve size gelmesine izin verin.

Kedilerin "ruhani varlıklar" olup olmadığı, bakış açısına ve inanca göre değişir. Bu konuda farklı kültürlerde ve inanç sistemlerinde ilginç görüşler vardır:


1. İslam Kültüründe Kediler


İslam’da kedilere karşı olumlu bir yaklaşım vardır. Hz. Muhammed’in kedileri sevdiği ve bir kedinin uyuduğu yerde onu rahatsız etmediği yönünde rivayetler vardır. Ruhani varlık olarak görülmeseler de, temiz ve değerli canlılar olarak kabul edilirler.


2. Antik Mısır


Kediler Antik Mısır’da kutsal kabul edilirdi. Bastet adlı tanrıça kedi başlıydı ve evin, doğurganlığın ve korumanın sembolüydü. Kedilere zarar vermek büyük günahlardan sayılırdı. Bu yüzden Mısırlılar kedileri ruhani koruyucular olarak görmüşlerdir.


3. Batı Ezoterik İnançlar ve Spiritüalizm


Bazı spiritüel yaklaşımlarda kedilerin aura gördüğüne, negatif enerjiyi temizlediğine ve evleri koruduğuna inanılır. Kedilerin mistik sezgilere sahip oldukları ve "görünmeyeni gördükleri" yönünde görüşler yaygındır.


4. Halk İnançları ve Mitoloji


Anadolu’da ve Orta Asya’da bazı halk inançlarına göre, kediler geceleyin "cinleri" görebilir, onlardan korkmazlar.

Siyah kediler bazı kültürlerde uğursuzluk, bazılarında ise koruyuculuk sembolüdür.


Sonuç:


Bilimsel açıdan kediler normal memelilerdir, ancak insanlarla olan güçlü bağları ve gizemli davranışları nedeniyle birçok kültürde ruhani ya da mistik özellikler atfedilmiştir. 

Ruhani olup olmadıkları inanan kişinin kalbine ve inancına bağlı diyebiliriz. Sen bu konuda ne düşünüyorsun? Kediler sence normal canlılar mı yoksa başka bir derinlikleri mi var?




Kaynaklar

https://www.ruhsalseyler.com/ruhsaluyanis/kedilerin-spirituel-ozellikleri.html
https://onedio.com/haber/dunden-bugune-kedi-antik-misir-da-tanrilastirlilan-kedilerin-islamiyet-teki-yeri-nedir-1087289
https://www.duzcepostasi.com/haber/22481321/kedilerin-bu-urpertici-yonlerine-cok-sasiracaksiniz

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TPS (Toyota Production System) ve PUKÖ - Pareto Analizi

Çöp DNA (İnsan DNA' sının %98' i)

Bakım Yönetimi