Chatgbt ile Elektrik Mühendisliği Hakkında-Mülakat Soru-Cevap
*-Yüksek gerilim sistemleri ile alçak gerilim sistemleri arasındaki farkları açıklayabilir misiniz?
Yüksek gerilim (YG) ve alçak gerilim (AG) sistemleri, elektrik enerjisinin taşınması, dağıtılması ve kullanılması süreçlerinde farklı amaçlarla kullanılan gerilim seviyelerine sahip sistemlerdir. İşte bu sistemlerin arasındaki temel farklar:
Kısa Özet:
Yüksek Gerilim:
- Uzun mesafelerde enerji taşımak için kullanılır.
- Daha az kayıp, daha yüksek tehlike.
- İzolasyon ve ekipman gereksinimleri yüksektir.
Alçak Gerilim:
- Kullanıcıların enerji ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılır.
- Daha kısa mesafelerde enerji taşır.
- Güvenlik ve maliyet avantajları vardır.
Bu sistemler, birbirlerini tamamlayarak enerji üretiminden son kullanıcıya kadar enerji akışını sağlar.
*- Şalt sahası ekipmanları hakkında bilginiz var mı? Şalt sahasında güvenli çalışmak için nelere dikkat edersiniz? Yüksek Gerilimde arıza bakım nasıl yapılır?
Şalt sahaları, elektrik enerjisinin kontrolü, iletimi ve dağıtımı için kullanılan yüksek gerilimli tesislerdir. Bu sahalar, enerji hatlarının birleştirilmesi, yönlendirilmesi ve koruma işlemleri için kritik öneme sahiptir. İşte detaylar:
Şalt Sahasında Güvenli Çalışma Prensipleri
1. Kişisel Koruyucu Donanım (KKD):
- İzolasyon eldivenleri, dielektrik botlar, koruyucu gözlük, baret gibi uygun KKD kullanılmalıdır.
- Kıvılcım geçirmez giysiler tercih edilmelidir.
2. Topraklama Kontrolü:
- Çalışmadan önce tüm ekipmanların topraklama durumları kontrol edilmelidir.
- Ayırıcıların açık konumda ve devrede enerji olmadığından emin olunmalıdır.
3. İzin Prosedürleri:
- Şalt sahasında çalışma izni alınmadan asla müdahalede bulunulmamalıdır.
- İlgili kişilere ve ekiplere haber verilmelidir.
4. Enerji Kesme ve Ayırma:
- Bakım yapılacak hatlar veya ekipmanlar enerji altında olmamalıdır.
- Ayırıcı ve kesicilerin doğru pozisyonda olduğundan emin olunmalıdır.
5. Uyarı ve Etiketleme:
- "Enerji Altında" ve "Bakım Çalışması" gibi uyarı etiketleri mutlaka kullanılır.
- Çalışma alanı sınırları belirlenmeli ve izinsiz girişler engellenmelidir.
6. Test Cihazları Kullanımı:
- Enerji hattının gerçekten kapalı olduğundan emin olmak için uygun test cihazları kullanılmalıdır.
7. Mesafe Kuralları:
- Yüksek gerilimli ekipmanlara minimum güvenlik mesafesi korunmalıdır.
- Parçalar arasında belirli yalıtım boşlukları dikkate alınmalıdır.
8. Eğitim ve Bilinç:
- Şalt sahasında çalışanların düzenli eğitimlerle bilgi ve bilinç düzeyi artırılmalıdır.
- Acil durum prosedürleri öğretilmelidir.
9. Yıldırımdan Korunma:
- Yıldırım riskine karşı parafudr ve topraklama sistemlerinin uygun şekilde çalıştığı kontrol edilmelidir.
10. Acil Durum Hazırlığı:
- Olası kazalarda acil tahliye ve müdahale planlarına uyulmalıdır.
- İlk yardım bilgisine sahip olunmalıdır.
Kısa Özet:
- Şalt sahası ekipmanları enerjinin güvenli şekilde kontrolü ve dağıtımını sağlar.
- Güvenlik için uygun KKD, enerji kesme prosedürleri, topraklama, mesafe kuralları ve eğitim şarttır.
- Her zaman prosedürlere uyulmalı ve riskler minimize edilmelidir.
Yüksek Gerilimde Arıza ve Bakım İşlemleri
Yüksek gerilim sistemlerinde, arıza ve bakım işlemleri, büyük güvenlik riskleri taşıdığı için dikkatlice ve prosedürlere uygun bir şekilde yapılmalıdır. Bu işlemler, yalnızca uzman mühendisler ve sertifikalı teknikerler tarafından gerçekleştirilmelidir. İşlem sırasında aşağıdaki adımlar takip edilir:
1. Güvenlik Önlemleri
Yüksek gerilimde çalışırken en önemli faktör güvenliktir. Her türlü bakım ve arıza müdahalesi için aşağıdaki önlemler alınmalıdır:
- Yüksek Gerilim Güvenliği Eğitimi: Çalışanların yüksek gerilimli sistemler hakkında eğitim almış olması gerekmektedir.
- Kişisel Koruyucu Ekipman (KKE): Yüksek gerilimli ortamlarda çalışan kişilerin izole eldivenler, başlıklar, bacak koruyucular, ayakkabılar ve göz koruyucuları kullanmaları zorunludur.
- Topraklama: Çalışma yapılacak cihaz veya iletim hatları mutlaka topraklanmalıdır. Bu, çalışanların elektrik çarpmasından korunmasını sağlar.
- Ayrılma ve Kilitleme (Lockout/Tagout): Elektrik kesme, kontrol etme ve sıfırlama işlemleri yapılmadan önce enerji kesilmeli ve elektrik şebekesindeki sistemler izole edilmelidir.
2. Arıza Teşhisi
Yüksek gerilimli sistemlerde arıza teşhisi için kullanılan yöntemler:
- İzolasyon Kontrolü: Elektriksel bağlantılar ve ekipmanlar, potansiyel bir arıza kaynağına karşı kontrol edilir. Bu, arızanın kaynağını bulmak için yapılan ilk adımdır.
- Gerilim Testi: Gerilim seviyeleri test edilerek, arıza noktası belirlenebilir. Bu işlemde, faz gerilimleri ve nötr ile faz gerilimlerinin kontrolü yapılır.
- Isı ve Akım Analizi: Arızalı bir bileşenin aşırı ısınması veya anormal akım değerleri genellikle arızayı işaret eder. Termal kameralar ve akım ölçer cihazlar kullanılarak arıza noktası tespit edilebilir.
- Devre Kesici ve Röle Kontrolü: Elektriksel devre kesicileri ve röleler arızalı olabilir, bu yüzden bu cihazlar kontrol edilir ve gerektiğinde sıfırlanır ya da değiştirilir.
3. Arıza Onarımı
Arıza tespit edildikten sonra gerekli onarım işlemleri başlatılır:
- Ekipman Değiştirme: Arızalanan devre kesiciler, izolatörler, trafolar, kablolar veya anahtarlama cihazları değiştirilir.
- Kabloların Bağlantılarını Kontrol Etme: Kablolardaki gevşek bağlantılar veya kopmalar onarılır. Kabloların yalıtımları da kontrol edilmelidir.
- Yağlı ve Sıvı Soğutmalı Sistemlerde Bakım: Yağlı trafolar veya sıvı soğutmalı ekipmanlar varsa, sıvı seviyeleri ve yağ kalitesi kontrol edilir, gerektiğinde değişim yapılır.
- İzolasyon Testi: Arıza onarıldıktan sonra, sistemin izolasyon seviyesi test edilir. Yüksek gerilimli kablolar ve bileşenler izolasyon testlerine tabi tutulur.
4. Bakım İşlemleri
Yüksek gerilimli sistemlerde bakım, düzenli aralıklarla yapılmalıdır. Bakım işlemleri genellikle şunları içerir:
- Görsel ve Fiziksel Kontroller: Ekipmanların dış yüzeyleri, kablolar, bağlantı noktaları ve diğer elemanlar görsel olarak incelenir. Aşınma, korozyon veya mekanik hasarlar kontrol edilir.
- Devre Kesicilerin Test Edilmesi: Devre kesiciler, doğru çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için test edilir. Ayrıca, açma-kapama işlemleri sırasında temas noktalarının aşınması kontrol edilir.
- Yağlı Sistem Bakımı: Yüksek gerilimli yağlı trafoların yağı, filtrasyon sistemi ve soğutma düzenekleri düzenli olarak kontrol edilmelidir. Yağ değişim aralıkları izlenmelidir.
- Yüksek Gerilim Test Cihazları Kullanımı: Ölçüm cihazları ile gerilim, akım, frekans ve izolasyon değerleri belirlenir ve sistemin uygunluğu kontrol edilir.
- Topraklama Kontrolü: Topraklama sisteminin etkinliği düzenli olarak test edilmelidir. Topraklama bağlantılarının sağlamlığı ve direnç değerleri gözden geçirilir.
5. Test ve Kontrol
Bakım işlemi tamamlandıktan sonra, tüm sistem yeniden test edilir ve aşağıdaki işlemler yapılır:
- Yüksek Gerilim Testi: Ekipmanlar üzerinde yüksek gerilim testleri yapılır. Yüksek gerilimli izolasyon testleri, cihazın arıza sonrası doğru çalışıp çalışmadığını kontrol eder.
- İşlevsellik Testi: Tüm cihazların işlevselliği test edilir. Elektriksel devrelerin doğru şekilde açılıp kapandığı, kesicilerin doğru şekilde çalışıp çalışmadığı kontrol edilir.
- Sistemin Stabilite Testi: Sistemin normal çalışmaya dönmesi ve stabil olması sağlanır.
6. Kapanış ve Raporlama
Arıza giderildikten sonra, elektrikli sistem tekrar aktif hale getirilir:
- Sistemin Yeniden Enerjilendirilmesi: Elektrik sistemi, güvenli bir şekilde yeniden enerjilendirilir. Enerji verilmeden önce, tüm ekipmanlar ve sistemler son bir kez kontrol edilir.
- Raporlama ve Belgelendirme: Yapılan işlemler ve arıza giderme raporlanır. Bakım ve onarım işlemleri kaydedilir. Raporlar, gelecekteki bakım ve arıza teşhisleri için referans oluşturur.
Sonuç:
Yüksek gerilimde arıza ve bakım işlemleri, güvenlik ve profesyonellik gerektiren hassas süreçlerdir. Yüksek gerilimli sistemlerin bakım ve onarımı, yalnızca eğitimli ve deneyimli mühendisler ve teknikerler tarafından yapılmalıdır. Elektriksel güvenlik önlemleri, doğru test ve kontrol yöntemleriyle birleştiğinde, sistemin uzun süre güvenli ve verimli bir şekilde çalışması sağlanabilir.
*-Elektrik hücreleri ve trafolar hakkında bilgi verir misin?
Bir elektrik tesisinde enerjinin yüksek gerilim şebekesinden alınarak dağıtım panolarına kadar iletilmesinde belirli bir sıralama ve ekipmanlar kullanılır. Elektrik hücreleri ve trafolar bu süreçte önemli rol oynar. Aşağıda, enerji giriş sırası ve ekipmanların işlevleri açıklanmıştır:
3 Fazlı ve 1 Fazlı Sistemlerde Faz Gerilimi ve Fazlar Arası Gerilim
Elektrik sistemlerinde, faz gerilimi ve fazlar arası gerilim terimleri, farklı bağlantı türlerine ve gerilim ölçümlerine göre değişir. Bu kavramları daha iyi anlamak için 3 fazlı ve 1 fazlı sistemleri ayrı ayrı ele alalım.
1. Fazlı Sistem (Tek Fazlı Sistem)
Tek fazlı sistemde, genellikle evsel kullanımlar için 220V’luk gerilim kullanılır. Bu sistemde, bir faz ile nötr arasındaki gerilim ölçülür.
Faz Gerilimi (Phase Voltage):
Faz gerilimi, faz ile nötr arasındaki gerilimdir. Örneğin, Türkiye’de tek fazlı sistemlerde kullanılan gerilim genellikle 220V'dur.
- Faz Gerilimi: 220V
- Örnek: Eğer evdeki bir cihazı elektrik hattına bağlarsanız, bu cihaz faz ile nötr arasındaki 220V'luk gerilimi kullanacaktır.
Fazlar Arası Gerilim (Line Voltage):
Tek fazlı sistemde, fazlar arasında gerilim ölçülmez, çünkü sadece bir faz ve nötr vardır.
3 Fazlı Sistem (Üç Fazlı Sistem)
Üç fazlı sistem, genellikle endüstriyel uygulamalarda ve elektrik hatlarında kullanılır. Bu sistemde, 3 faz arasında gerilim farklılıkları vardır ve her faz sırasıyla nötr noktasına bağlanmaz.
Faz Gerilimi (Phase Voltage):
Faz gerilimi, her bir faz ile nötr arasındaki gerilimdir. 3 fazlı bir sistemde, her fazın nötre karşı olan gerilimi belirli bir değerdedir. Örneğin, Türkiye’de 3 fazlı sistemde 380V kullanılır. Ancak her fazın nötr ile olan gerilimi 220V'dur.
- Faz Gerilimi: 220V (faz ile nötr arasındaki gerilim)
Fazlar Arası Gerilim (Line Voltage):
Fazlar arası gerilim, iki faz arasındaki gerilim farkıdır. Bu gerilim, faz geriliminden daha büyüktür. Üç fazlı sistemde fazlar arası gerilim genellikle 380V'dur. Türkiye’deki elektrik hatlarında bu değer yaygındır.
- Fazlar Arası Gerilim: 380V (fazlar arası gerilim)
Bu, farklı fazlar arasında gerilim farkı olduğunu gösterir.
Örnek:
- Faz Gerilimi: 220V (Faz - Nötr)
- Fazlar Arası Gerilim: 380V (Faz 1 - Faz 2, Faz 1 - Faz 3, Faz 2 - Faz 3)
Özet:
Sistem Türü | Faz Gerilimi (V) | Fazlar Arası Gerilim (V) |
---|---|---|
1 Fazlı Sistem | 220V (Faz - Nötr) | Yok |
3 Fazlı Sistem | 220V (Faz - Nötr) | 380V (Faz - Faz) |
Elektrik Hatlarından Örnek:
- 1 Fazlı Hat: Bir evde, sadece bir faz ve nötr kullanılır. Bu hat 220V gerilim sağlar.
- 3 Fazlı Hat: Endüstriyel tesislerde, üç fazlı bir hat kullanılır. Bu hatlar 380V fazlar arası gerilim sağlar ve her bir fazın nötre gerilimi 220V'dur.
1. Seri ve Paralel Bağlantılar
Seri Bağlantı
- Tanım: Seri bağlantıda devredeki bileşenler (örn. dirençler) tek bir hat üzerinde ardışık şekilde bağlanır. Akım, her bileşenden geçerek yoluna devam eder.
- Akım: Akım, devredeki her bileşenden eşit miktarda geçer. Tüm bileşenler aynı akımı paylaşır.
- Gerilim: Seri devrede her bileşenin uçları arasındaki gerilim farklı olabilir ve her bileşenin uçları arasındaki gerilim toplamı, devredeki toplam gerilime eşittir.
- Toplam Direnç: Seri bağlantıda toplam direnç, tüm dirençlerin toplamına eşittir:
R t o p l a m = R 1 + R 2 + R 3 + … R_{toplam} = R_1 + R_2 + R_3 + \dots
Paralel Bağlantı
- Tanım: Paralel bağlantıda devredeki bileşenler birbirine ayrı yollarla bağlanır. Her bileşen, iki uç arasında bağımsız bir yol oluşturur.
- Akım: Paralel devrede akım, her bir yol arasında bölünür ve her bileşene farklı miktarda akım gidebilir.
- Gerilim: Paralel devrede her bileşenin uçları arasındaki gerilim aynıdır.
- Toplam Direnç: Paralel bağlantıda toplam direnç, tüm bireysel dirençlerin tersi toplamının tersine eşittir:
1 R t o p l a m = 1 R 1 + 1 R 2 + 1 R 3 + … \frac{1}{R_{toplam}} = \frac{1}{R_1} + \frac{1}{R_2} + \frac{1}{R_3} + \dots
Farklılıkların Özeti:
Özellik | Seri Bağlantı | Paralel Bağlantı |
---|---|---|
Akım | Tüm bileşenlerden aynı akım geçer | Akım farklı kollara bölünür |
Gerilim | Bileşenler arasında gerilim farklıdır | Her bileşende aynı gerilim vardır |
Toplam Direnç | Dirençler toplanarak artar | Dirençler ters olarak toplanır, azalır |
2. AC ve DC Güç Sistemleri
DC (Doğru Akım)
- Tanım: DC, "Direct Current" yani doğru akım olarak bilinir. Elektronlar sabit bir yönde, genellikle pozitif uçtan negatif uca doğru akar.
- Karakteristik Özellikler:
- Akım ve gerilim sabit bir değerde kalır.
- Akımın yönü değişmez.
- DC, genellikle düşük voltaj uygulamalarında kullanılır.
- Kaynaklar: Pil, güneş panelleri, DC jeneratörler gibi cihazlar DC güç sağlar.
- Kullanım Alanları: DC güç, elektronik cihazlarda (telefonlar, dizüstü bilgisayarlar), taşınabilir cihazlarda ve batarya ile çalışan ekipmanlarda kullanılır.
AC (Alternatif Akım)
- Tanım: AC, "Alternating Current" yani alternatif akım olarak bilinir. Elektronlar, sabit bir hızda sürekli olarak yön değiştirir. Bu yön değişikliği, alternatif akımın sinüsoidal (dalga şeklinde) bir grafik oluşturmasına neden olur.
- Karakteristik Özellikler:
- Akım ve gerilim sürekli olarak yön değiştirir.
- Akımın yön değiştirme hızı, frekans olarak bilinir ve Hertz (Hz) ile ifade edilir. Örneğin, Türkiye’de AC gücü frekansı 50 Hz’dir, yani akım saniyede 50 kez yön değiştirir.
- AC genellikle yüksek voltaj ve uzun mesafeli enerji taşımada kullanılır.
- Kaynaklar: Elektrik şebekesi, jeneratörler, AC alternatörler.
- Kullanım Alanları: Evlerde ve endüstriyel tesislerde kullanılan güç şebekesi AC’dir. Yüksek voltaj ve frekanslar AC’nin uzun mesafelerde iletilmesini kolaylaştırır.
Farklılıkların Özeti:
Özellik | DC (Doğru Akım) | AC (Alternatif Akım) |
---|---|---|
Akım Yönü | Sabit ve tek yönde | Sürekli yön değiştirir (saniyede 50-60 kez) |
Gerilim ve Akım | Sabit değerlerde kalır | Sürekli dalgalanır (sinüsoidal dalga) |
Kaynaklar | Pil, batarya, güneş paneli | Jeneratörler, elektrik şebekesi |
Kullanım Alanları | Elektronik cihazlar, bataryalar | Ev ve sanayi elektrik şebekesi |
Özetle:
- Seri bağlantı: Akım sabit, toplam direnç yüksek olur.
- Paralel bağlantı: Gerilim sabit, toplam direnç düşük olur.
- DC güç: Sabit akım, genellikle kısa mesafeler için uygundur.
- AC güç: Yönü sürekli değişen akım, uzun mesafelerde verimli güç iletimi sağlar.
ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Nedir?
ISO 50001, enerji performansını sürekli iyileştirmeyi amaçlayan uluslararası bir standarttır. Bu standart, enerji tüketiminin etkin bir şekilde yönetilmesi, enerji verimliliğinin artırılması ve enerji maliyetlerinin azaltılması için bir çerçeve sunar. Özellikle sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde enerji yönetimi için yaygın olarak uygulanır.
ISO 50001'in Temel Amaçları:
- Enerji Verimliliğini Artırmak: Enerji tüketimini optimize ederek gereksiz kayıpları önler.
- Enerji Maliyetlerini Azaltmak: Verimli enerji kullanımı ile maliyetleri düşürür.
- Çevresel Etkiyi Azaltmak: Karbon ayak izini azaltmaya katkı sağlar.
- Yasal Uyumluluk Sağlamak: Enerjiyle ilgili mevzuatlara ve yönetmeliklere uyum sağlar.
- Sürekli İyileştirme: Enerji yönetiminde sürdürülebilir bir iyileştirme süreci sağlar.
PÜKÖ Döngüsü ve ISO 50001 İlişkisi
PÜKÖ (Planla, Uygula, Kontrol Et, Önlem Al), ISO 50001 gibi yönetim sistemlerinin temelini oluşturur. Enerji yönetim sistemlerinde sürekli iyileştirme döngüsü aşağıdaki şekilde işler:
PÜKÖ Adımı | ISO 50001’deki Uygulama |
---|---|
Planla (Plan) | Enerji politikası oluşturulur. Enerji tüketim analizi yapılır, enerji hedefleri ve aksiyon planları belirlenir. |
Uygula (Do) | Belirlenen enerji hedefleri doğrultusunda enerji verimliliği projeleri ve iyileştirme çalışmaları gerçekleştirilir. |
Kontrol Et (Check) | Enerji performansı ve uygulamaların etkinliği ölçülür, enerji performans göstergeleri (EPK) değerlendirilir. |
Önlem Al (Act) | Hedeflere ulaşılamadıysa nedenleri analiz edilir ve düzeltici/önleyici tedbirler alınır. |
ISO 50001'in Ana Unsurları:
- Enerji Politikası: Organizasyonun enerji yönetimi ile ilgili taahhütlerini tanımlar.
- Enerji İncelemesi: Enerji kullanımı ve tüketiminin analiz edilmesi.
- Enerji Hedefleri: Ulaşılabilir, ölçülebilir enerji performans hedefleri belirlenir.
- Eylem Planları: Hedeflere ulaşmak için yapılması gerekenler belirlenir.
- Enerji Performans Göstergeleri (EnPG): Enerji performansını izlemek için belirlenen ölçütler.
- Denetim ve Gözden Geçirme: Sistem performansı düzenli olarak denetlenir ve iyileştirilir.
ISO 50001 ve PÜKÖ'nün Faydaları
- Süreçlerin İyileştirilmesi: Enerji tüketimi daha iyi kontrol edilir ve sürekli iyileştirilir.
- Maliyet Tasarrufu: Enerji maliyetleri sistematik bir şekilde düşürülür.
- Yasal Uyumluluk: Enerji yönetimi mevzuatlarına uyum kolaylaşır.
- Rekabet Avantajı: Enerji yönetiminde başarılı şirketler, çevre dostu kimlikleri ile piyasada öne çıkar.
- Sürdürülebilirlik: Çevresel etkiler azalır ve karbon salınımı düşürülür.
Örnek PÜKÖ Uygulaması (ISO 50001):
- Planla: Fabrikanın enerji tüketimi analiz edilir ve yılda %10 enerji tasarrufu hedeflenir.
- Uygula: Eski motorlar yüksek verimli motorlarla değiştirilir, otomasyon sistemleri devreye alınır.
- Kontrol Et: Elektrik tüketimi aylık olarak izlenir ve hedeflerle karşılaştırılır.
- Önlem Al: Hedefe ulaşılamayan alanlarda enerji etütleri yapılır ve yeni iyileştirme projeleri devreye alınır.
ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Nedir?
ISO 9001, bir organizasyonun ürün ve hizmetlerinin kalitesini sürekli iyileştirmesini ve müşteri memnuniyetini sağlamasını amaçlayan uluslararası bir kalite yönetim sistemi standardıdır. Organizasyonların süreçlerini standartlaştırmasını, etkin bir şekilde yönetmesini ve müşteri ihtiyaçlarını karşılamasını sağlar.
ISO 9001'in Temel Amaçları:
- Müşteri Memnuniyeti Sağlamak: Ürün veya hizmetlerin kalitesini artırarak müşteri beklentilerini karşılamak.
- Süreçleri Standartlaştırmak: Operasyonel süreçlerin etkin bir şekilde yönetilmesini sağlamak.
- Risk ve Fırsat Yönetimi: İş süreçlerinde olası riskleri belirlemek ve fırsatları değerlendirmek.
- Sürekli İyileştirme: Kalite yönetimini sürekli geliştirmek için bir çerçeve oluşturmak.
- Yasal ve Mevzuata Uyumluluk: Ürün ve hizmetlerin yasal gerekliliklere uygunluğunu sağlamak.
PÜKÖ Döngüsü ve ISO 9001 İlişkisi
PÜKÖ (Planla, Uygula, Kontrol Et, Önlem Al), ISO 9001'in temel çalışma prensibini oluşturur. Kalite yönetiminde bu döngü şu şekilde işler:
PÜKÖ Adımı | ISO 9001’deki Uygulama |
---|---|
Planla (Plan) | Kalite hedefleri belirlenir, süreçler planlanır, risk ve fırsatlar analiz edilir. |
Uygula (Do) | Planlanan süreçler uygulanır, ürün veya hizmet üretilir. |
Kontrol Et (Check) | Uygulama sonuçları kalite hedeflerine göre değerlendirilir, müşteri memnuniyeti ölçülür. |
Önlem Al (Act) | Performans analizi yapılır, eksiklikler giderilir ve süreç iyileştirme çalışmaları gerçekleştirilir. |
ISO 9001’in Temel Maddeleri:
- Bağlamın Anlaşılması (Clause 4): Organizasyonun iç ve dış bağlamını, paydaş ihtiyaçlarını analiz etmek.
- Liderlik (Clause 5): Yönetimin kalite yönetimine bağlılığı, kalite politikası ve hedeflerinin oluşturulması.
- Planlama (Clause 6): Risk ve fırsatların değerlendirilmesi, kalite hedeflerinin belirlenmesi.
- Destek (Clause 7): Kaynakların, yetkin personelin ve iletişim sistemlerinin sağlanması.
- Operasyon (Clause 8): Ürün ve hizmetlerin üretim süreçlerini yönetmek.
- Performans Değerlendirme (Clause 9): Kalite yönetim sisteminin performansını izlemek, ölçmek ve değerlendirmek.
- İyileştirme (Clause 10): Sürekli iyileştirme çalışmalarını gerçekleştirmek.
ISO 9001 ve PÜKÖ'nün Faydaları:
- Süreç İyileştirme: Operasyonel süreçlerin daha verimli hale getirilmesini sağlar.
- Müşteri Memnuniyeti: Kaliteli ürün ve hizmetler sunarak müşteri memnuniyetini artırır.
- Rekabet Avantajı: Kalite yönetimi ile piyasada daha güçlü bir konum elde edilmesini sağlar.
- Risk Yönetimi: İş süreçlerindeki riskleri erken tespit eder ve önlem alınmasını sağlar.
- Çalışan Katılımı: Çalışanların kalite yönetimine katılımını artırarak takım ruhunu güçlendirir.
Örnek PÜKÖ Uygulaması (ISO 9001):
- Planla: Müşteri şikayetlerini azaltmak için süreç analizleri yapılır ve %20 iyileştirme hedefi belirlenir.
- Uygula: Şikayet yönetim süreci yeniden yapılandırılır ve çalışanlara müşteri ilişkileri eğitimi verilir.
- Kontrol Et: Yeni süreçlerin etkisi değerlendirilir; şikayet sayılarındaki değişim analiz edilir.
- Önlem Al: Hedeflere ulaşılamazsa eksiklikler tespit edilir ve düzeltici faaliyetler uygulanır.
ISO 9001 ve ISO 50001 Karşılaştırması:
Kriter | ISO 9001 | ISO 50001 |
---|---|---|
Amacı | Kalite yönetimini sağlamak. | Enerji yönetimini optimize etmek. |
Faydası | Müşteri memnuniyetini artırır. | Enerji maliyetlerini azaltır. |
Odak Noktası | Ürün ve hizmet kalitesi. | Enerji performansı ve tasarrufu. |
Risk Analizi | Kalite odaklı risk ve fırsatlar. | Enerji tasarrufu odaklı analizler. |
Koruyucu bakım ve kestirimci bakım, endüstriyel tesislerdeki ekipmanların güvenli ve sürekli çalışmasını sağlamak için kullanılan iki önemli bakım türüdür. Her ikisi de arıza süresini azaltmak ve maliyetleri kontrol altında tutmak amacıyla uygulanır, ancak işleyiş şekilleri ve amaçları bakımından farklılık gösterir. İşte bu iki bakım türünün farkları:
1. Koruyucu Bakım (Preventive Maintenance)
- Tanım: Koruyucu bakım, belirli bir zaman çizelgesine göre veya ekipman kullanım süresine bağlı olarak yapılan planlı bakım türüdür. Amaç, ekipmanda oluşabilecek arızaları önlemek için düzenli olarak kontrol ve bakım yapmaktır.
- Nasıl Çalışır: Belirli aralıklarla yapılan kontroller, yağlama, temizleme, parça değiştirme gibi işlemler içerir. Zaman temelli (örneğin, aylık veya yıllık) veya kullanım temelli (örneğin, 1000 saat çalışma süresi sonrası) olarak programlanır.
- Avantajları:
- Arıza riski azalır.
- Planlı olduğundan bakım işlemleri kolayca yönetilebilir.
- Ekipmanın ömrünü uzatır ve performansını artırır.
- Dezavantajları:
- Gereksiz bakımlar yapılabilir; bu da maliyeti artırabilir.
- Ekipmanın arıza durumu göz önünde bulundurulmaz, sadece belirli zaman dilimlerine göre yapılır.
Örnek: Bir fabrikada kullanılan motorların her üç ayda bir kontrol edilmesi, yağlanması ve parçalarının gözden geçirilmesi koruyucu bakıma örnektir.
2. Kestirimci Bakım (Predictive Maintenance)
- Tanım: Kestirimci bakım, ekipmanın çalışma sırasında topladığı veriler analiz edilerek yapılan bir bakım türüdür. Amaç, ekipmanın durumuna göre bakım yapılması ve olası arızaların tahmin edilmesidir.
- Nasıl Çalışır: Kestirimci bakım için genellikle sensörlerden gelen titreşim, sıcaklık, basınç, akım gibi veriler kullanılır. Bu veriler sürekli izlenir ve analiz edilir. Anormal bir durum tespit edildiğinde veya arıza riski ortaya çıktığında bakım gerçekleştirilir.
- Avantajları:
- Bakım sadece gerektiğinde yapıldığından maliyet tasarrufu sağlar.
- Ekipmanın gerçek zamanlı durumu izlendiğinden, arızalar oluşmadan önce müdahale edilebilir.
- Üretimde duraksamalar minimuma indirilir.
- Dezavantajları:
- İlk kurulum maliyetleri yüksek olabilir; sensörler ve analiz yazılımları gerektirir.
- Uzmanlık ve teknolojik altyapı gerektirdiği için bazı işletmelerde uygulanması zor olabilir.
Örnek: Bir fabrikadaki pompanın sıcaklık ve titreşim verilerinin sürekli izlenerek, değerlerde ani bir artış tespit edildiğinde bakım yapılması kestirimci bakıma örnektir.
Farklılıkların Özeti:
Özellik | Koruyucu Bakım | Kestirimci Bakım |
---|---|---|
Bakım Zamanlaması | Belirli aralıklarla planlı olarak yapılır | Ekipmanın gerçek zamanlı verilerine dayanır |
Maliyet | Bazı durumlarda gereksiz bakım masrafları olabilir | Gereksiz bakımlar önlendiği için maliyet tasarrufu sağlar |
Ekipman Durumu | Ekipman durumu dikkate alınmaz | Ekipman durumu sürekli izlenir ve analiz edilir |
Teknoloji Gereksinimi | Düşük; temel bakım ve kontrol gerektirir | Yüksek; sensör, veri analiz yazılımları ve uzmanlık gerektirir |
Arıza Tahmini | Arıza tahmini yapılmaz | Veriler kullanılarak arızalar tahmin edilir |
Özetle:
- Koruyucu bakım, belirli aralıklarda düzenli bakım yaparak olası arızaları önlemeye odaklanır.
- Kestirimci bakım ise, ekipmanın gerçek zamanlı verilerini analiz ederek gerektiğinde bakım yapılmasını sağlar ve bu sayede bakım maliyetlerini optimize eder.
Her iki bakım türü de ekipmanın daha verimli ve uzun ömürlü çalışmasını sağlarken, kestirimci bakım daha gelişmiş teknolojik altyapı gerektirir ve arıza öncesi müdahale şansı sunduğu için genellikle daha az arıza süresi ile sonuçlanır.
*-Elektrik devrelerinde arıza teşhisi nasıl yapılır? Kullanmayı tercih ettiğiniz yöntemler nelerdir? Arıza durumlarında kullandığınız test cihazları veya ekipmanlar nelerdir? Bir elektrik motorunun aşırı ısınmasına ne gibi nedenler yol açabilir? Bu durumda nasıl müdahale edersiniz?
Elektrik Devrelerinde Arıza Teşhisi Nasıl Yapılır?
Arıza teşhisi, sistemdeki problemin nedenini belirlemek ve doğru bir çözüm sunmak için yapılan sistematik bir süreçtir. Aşağıdaki adımlarla gerçekleştirilir:
1. Görsel ve Fiziksel Kontroller:
- Kablo ve bağlantıları kontrol edin: Gevşek terminaller, yanmış veya hasar görmüş kabloları tespit edin.
- Komponentlerin durumunu inceleyin: Sigortalar, röleler ve devre kesicilerin durumunu kontrol edin.
- Yalıtım ve korozyon kontrolleri yapın.
2. Belirli Sorunların İzolasyonu:
- Arıza yapan devreyi belirlemek için devreyi bölümlere ayırın ve tek tek test edin.
- Hat kabloları, yükler ve kaynak arasındaki bağlantıları kontrol edin.
3. Elektrik Test Cihazları Kullanımı:
- Multimetre: Gerilim, akım ve direnç değerlerini ölçerek kısa devre veya açık devreyi tespit edin.
- Megger (Yalıtım Direnç Ölçer): Yalıtım problemlerini belirlemek için kullanılır.
- Pens Ampermetre: Akım ölçümü yaparak anormal yük durumlarını kontrol edin.
- Termal Kamera: Aşırı ısınan komponentleri tespit etmek için kullanılır.
- Osiloskop: AC devrelerinde dalga formlarını incelemek için uygundur.
4. Sorunu Analiz Etme ve Çözüm:
- Ölçüm sonuçlarını değerlendirerek sorunun kaynağını bulun (örneğin, kısa devre, açık devre, aşırı yük, gerilim düşüşü).
- Gerekli onarımları yapın, komponent değişimi veya kablo yenileme işlemleri uygulayın.
Arıza Durumlarında Kullanılan Test Cihazları veya Ekipmanlar:
- Multimetre: Gerilim, direnç ve akım ölçümleri.
- Megger: Yalıtım testleri.
- Pens Ampermetre: Akım ve yük ölçümleri.
- Termal Kamera: Sıcaklık artışlarını görselleştirmek için.
- Osiloskop: AC dalga formlarını analiz etmek için.
- İzleme Sistemleri (SCADA): Büyük tesislerde uzaktan izleme ve arıza tespiti.
Bir Elektrik Motorunun Aşırı Isınmasına Neden Olan Faktörler ve Müdahale Yöntemleri:
Aşırı Isınma Nedenleri:
Aşırı Yüklenme: Motor, tasarlandığı güçten fazla yüklendiğinde aşırı akım çeker.
- Çözüm: Yük miktarını düşürün ve uygun motor kapasitesini seçin.
Yetersiz Havalandırma: Fan veya havalandırma kanallarının tıkanması.
- Çözüm: Fanları ve havalandırma kanallarını temizleyin.
Düşük Gerilim veya Gerilim Dengesizliği: Düşük besleme gerilimi, motorun daha fazla akım çekmesine neden olabilir.
- Çözüm: Güç kaynağını kontrol edin ve uygun gerilim seviyesini sağlayın.
Yalıtım Problemleri: Motor sargılarında kısa devre veya kaçaklar.
- Çözüm: Megger ile yalıtım testi yaparak hasarlı bölgeyi onarın.
Rulman Arızaları: Rulmanlardaki sürtünme aşırı ısınmaya yol açar.
- Çözüm: Rulmanları yağlayın veya değiştirin.
Faz Kaybı: Üç fazlı motorlarda bir fazın kaybı, dengesiz akıma ve ısınmaya neden olabilir.
- Çözüm: Faz kontrol cihazlarıyla durumu analiz edin ve eksik fazı tespit edin.
Müdahale Yöntemi:
- Motoru Durdurun: Aşırı ısınma tespit edildiğinde motoru durdurun ve soğumasını bekleyin.
- Sebebi Belirleyin: Multimetre ve termal kamera kullanarak aşırı akım, düşük gerilim veya mekanik sorunları belirleyin.
- Arızayı Giderin: Tespit edilen soruna göre onarımlar yapın.
- Test Edin: Onarımdan sonra motoru tekrar çalıştırarak normal çalışma sıcaklığını kontrol edin.
*-Fider nedir? AG ve OG Fider nedir?
AG (Alçak Gerilim) ve OG (Yüksek Gerilim) Fider Farkları:
Elektrik iletim ve dağıtım sistemlerinde, fiderler elektrik enerjisinin bir noktadan diğerine taşınmasını sağlar. AG (Alçak Gerilim) ve OG (Yüksek Gerilim) fiderler arasındaki farklar, genellikle taşıdıkları gerilim seviyeleri, kullanım alanları ve güvenlik özellikleriyle ilgilidir.
AG (Alçak Gerilim) Fider:
- Gerilim Seviyesi: AG fiderleri, genellikle 0.4 kV (400V) ile 1 kV arasında çalışan düşük gerilimli hatlardır.
- Kullanım Alanı: AG fiderler, evler, ticari binalar ve küçük sanayi tesisleri gibi düşük güç ihtiyacı olan alanlarda kullanılır.
- Amaç: Bu hatlar, enerjiyi dağıtım trafolarından alarak son kullanıcıya iletmeye yöneliktir.
- Fiziksel Özellikler: Alçak gerilim hatları genellikle yer altı kabloları veya direkler aracılığıyla taşınır. Bu hatlar daha kısa mesafelerde çalışır ve genellikle daha az güvenlik önlemi gerektirir.
Örnek:
- Bir mahalleye elektrik sağlayan, dağıtım trafosundan çıkan 0.4 kV'luk fiderler.
OG (Yüksek Gerilim) Fider:
- Gerilim Seviyesi: OG fiderleri, genellikle 36 kV ve üzerindeki yüksek gerilimli hatlardır. Özellikle 36 kV, 154 kV ve 400 kV gibi gerilim seviyeleri yaygındır.
- Kullanım Alanı: OG fiderler, elektrik enerjisinin uzun mesafeler boyunca iletilmesi gerektiğinde, büyük sanayi tesisleri, elektrik santralleri ve şehirler arası güç dağıtımında kullanılır.
- Amaç: Yüksek gerilimli hatlar, enerji iletimini daha verimli hale getirir. Çünkü yüksek gerilimde, aynı güçle daha düşük akım gereksinimi olduğundan, iletim hatlarında kayıplar daha az olur.
- Fiziksel Özellikler: Bu hatlar daha büyük trafo merkezleri ve iletim altyapısı gerektirir. Yüksek güvenlik önlemleri alınır, genellikle bu hatlar yer üstü iletim hatları olarak kullanılır ve izole edilmiş bölgelerde taşınır.
Örnek:
- Bir şehirden başka bir şehire elektrik taşıyan, yüksek gerilimli 154 kV'luk iletim hatları.
AG ve OG Fider Arasındaki Temel Farklar:
Özellik | AG Fider | OG Fider |
---|---|---|
Gerilim Seviyesi | 0.4 kV - 1 kV (Alçak Gerilim) | 36 kV ve üzeri (Yüksek Gerilim) |
Kullanım Alanı | Evler, ticari binalar, küçük sanayi | Büyük sanayi, şehirlerarası iletim |
Amaç | Elektrik dağıtımı | Elektrik iletimi |
Mesafe | Kısa mesafeler | Uzun mesafeler |
Güvenlik Gereksinimi | Daha az güvenlik gereksinimi | Yüksek güvenlik gereksinimi |
Yapı Tipi | Yer altı kabloları ve direkler | İletim hatları, trafo merkezleri |
Sonuç:
- AG fiderler, düşük gerilimle enerji taşıyarak son kullanıcılara ulaşan hatlardır, daha çok dağıtım işlevi görür.
- OG fiderler, yüksek gerilimle enerjiyi uzun mesafelere taşıyan iletim hatlarıdır, iletim işlevi görür. Bu fiderler genellikle daha büyük altyapılar ve yüksek güvenlik önlemleri gerektirir.
Fider, elektrik dağıtım sistemlerinde bir elektrik hattını veya devreyi ifade eden bir terimdir. Elektrik enerjisini dağıtım merkezlerinden, son kullanıcılara veya diğer dağıtım noktalarına taşıyan iletim hatlarıdır. Fiderler, elektrik enerjisinin güvenli ve verimli bir şekilde dağıtılmasını sağlar ve genellikle koruma, anahtarlama ve izleme cihazları ile donatılmıştır.
Fiderler şu işlevlere sahiptir:
- Enerji Taşıma: Elektrik enerjisini ana dağıtım merkezlerinden son kullanıcıya veya başka dağıtım merkezlerine taşır.
- Koruma Sağlama: Kısa devre, aşırı akım veya aşırı gerilim durumlarında, koruma ekipmanları devreye girerek hattı korur.
- İzleme ve Kontrol: SCADA gibi sistemlerle fiderlerin durumu izlenir ve kontrol edilir. Bu, enerji dağıtımında devamlılık ve güvenlik sağlar.
AG Fider
AG (Alçak Gerilim) Fider, alçak gerilimde (genellikle 400V veya 230V) çalışan ve enerjiyi son tüketicilere ulaştıran fiderlerdir. Alçak gerilim dağıtım sistemi içinde yer aldığından genellikle sanayi bölgelerinde, fabrikalarda ve yerleşim alanlarında kullanılır. AG fiderler, dağıtım trafolarından çıkış alarak yerel elektrik hatlarına veya doğrudan son kullanıcılara enerji sağlar.
AG fiderler ile yapılan izleme ve kontrol işlemleri, enerji yönetimini optimize etmek ve arıza durumlarına hızlı müdahale etmek için önemlidir. Bu tür fiderlerden elde edilen veriler, SCADA sistemine entegre edilerek anlık izleme, koruma ve yönetim sağlanır.
Özetle:
- Fider: Elektrik enerjisini taşıyan ve dağıtımda kullanılan ana hat veya devredir.
- AG Fider: Alçak gerilimde (400V veya 230V) çalışan, genellikle son tüketiciye enerjiyi ulaştıran fiderlerdir.
- SCADA ve OSOS Entegrasyonu: AG fiderlerden alınan veriler SCADA sistemine aktarılabilir, bu sayede fider çıkışları izlenebilir, arızalar tespit edilebilir ve uzaktan yönetim sağlanabilir.
OSOS (Otomatik Sayaç Okuma Sistemi) modem ile SCADA (Supervisory Control and Data Acquisition) entegrasyonu, elektrik dağıtım şebekelerinde uzaktan izleme ve yönetim işlevlerinin daha verimli bir şekilde yapılmasını sağlar. OSOS modemleri, dağıtım şebekesinin sayaç verilerini SCADA sistemine ileterek anlık veri akışını mümkün kılar. Bu entegrasyon, özellikle enerji yönetimi, fider çıkışlarının takibi, tüketim analizleri ve arıza durumlarında hızlı müdahale için önemlidir.
Aşağıda, OSOS modem ve SCADA entegrasyonunda yapılması gereken adımları detaylandırdım:
1. Fiziksel Kurulum ve Donanım Hazırlığı
- Modemlerin Konumlandırılması: OSOS modemleri, dağıtım merkezinde fider çıkışlarına yakın bir yere yerleştirilir. Bu modemler, fider çıkışlarına ait bilgileri alacak ve SCADA ile iletişim kuracaktır.
- Güç Kaynağı ve Bağlantılar: Modemlerin çalışması için güvenilir bir güç kaynağı sağlanmalıdır. Ayrıca, modemlerin iletişim protokollerine uygun olarak fiderlerin sayaç çıkışları veya iletişim çıkışlarına bağlantıları yapılmalıdır.
- Ağ İletişimi Sağlanması: OSOS modemlerin SCADA sistemine veri gönderebilmesi için gerekli olan internet veya özel ağ bağlantısı sağlanmalıdır.
2. Protokol Seçimi ve Haberleşme Yöntemi
- Protokol Uyumluluğu: OSOS modemler ve SCADA sistemi arasındaki haberleşme için uyumlu bir protokol seçilmelidir. Bu, genellikle Modbus, IEC 60870-5-104 veya DNP3 gibi endüstriyel iletişim protokolleridir. Protokol seçimi, sistemlerin uyumluluğunu sağlar ve veri iletişiminde sorun yaşanmamasını sağlar.
- Haberleşme Yöntemi: OSOS modem ile SCADA arasındaki haberleşme genellikle GPRS/3G/4G üzerinden veya bazen yerel bir ağ üzerinden yapılır. Modemlerin SCADA sunucusuna erişebileceği güvenilir bir ağ bağlantısı (VPN veya özel APN) kurulmalıdır.
3. SCADA Sistemine Veri Akışı ve Parametre Tanımlama
- Fider Çıkışlarının Belirlenmesi: SCADA sistemi için hangi fider çıkışlarının izleneceği belirlenmelidir. Bu, hangi verilerin alınacağı ve raporlanacağı konusunda SCADA sistemine bilgi verir.
- Veri Noktalarının Tanımlanması: SCADA sisteminde her bir fider çıkışı için gerekli veri noktaları tanımlanmalıdır. Bu noktalar arasında aktif güç, reaktif güç, gerilim, akım, sayaç okuma bilgileri ve alarm durumları yer alır.
- Etiketleme ve Adlandırma: SCADA sisteminde modemden gelen her veri noktasının doğru şekilde etiketlenmesi, raporlama ve analiz işlemlerini kolaylaştırır.
4. OSOS Modem ve SCADA Sisteminin Entegrasyonu
- Modem ve SCADA Sistemi Arasında Veri Aktarımı: OSOS modemleri, belirli aralıklarla fider çıkışlarının verilerini okur ve SCADA’ya iletir. Bu veri transferi genellikle belirli zaman aralıklarında veya belirli olaylar gerçekleştiğinde otomatik olarak yapılır.
- Veri İşleme ve Saklama: SCADA sistemi gelen verileri işler ve gerekli analizleri yapar. Aynı zamanda bu veriler saklanarak, geçmiş verilerin analizi için kullanılır.
5. Alarm ve Arıza Yönetimi
- Alarm Durumları Tanımlama: OSOS modemden gelen veriler SCADA sisteminde belirli eşik değerlerine göre analiz edilir. Örneğin, aşırı akım veya gerilim düşüklüğü gibi durumlarda alarm oluşturulabilir.
- Arıza Bildirimleri: Arıza durumları tespit edildiğinde, SCADA sistemi uyarı verir ve operatörlere bildirir. Bu sayede, arızalara hızlı müdahale yapılabilir ve elektrik dağıtımındaki kesintiler minimuma indirilir.
6. Veri Analizi ve Raporlama
- Veri Görselleştirme: SCADA sistemi, fider çıkışlarından alınan verileri grafikler, tablolar veya özel raporlar halinde sunar. Bu, operatörlerin elektrik tüketimini ve diğer parametreleri daha iyi analiz etmesine olanak tanır.
- Tüketim ve Enerji Analizleri: Toplanan veriler sayesinde enerji tüketim analizleri yapılır. Bu analizler, enerji verimliliği çalışmalarını destekler ve şebeke optimizasyonunu sağlar.
7. Bakım ve Güncellemeler
- Modem ve SCADA Sistemlerinin Bakımı: Düzenli olarak OSOS modemlerin ve SCADA sisteminin bakımının yapılması gerekir. Bu, modemlerin bağlantı güvenilirliğini ve SCADA sisteminin veri doğruluğunu sağlar.
- Yazılım Güncellemeleri: Güvenlik ve performans açısından OSOS modemlerin ve SCADA sisteminin yazılım güncellemeleri yapılmalıdır. Bu, sistemin güvenli ve güncel kalmasını sağlar.
Özetle
OSOS modem ve SCADA entegrasyonu, elektrik dağıtım şebekesinde fider çıkışlarının sürekli izlenmesi, tüketim analizleri yapılması ve arızalara anında müdahale edilmesi açısından büyük fayda sağlar. Bu entegrasyon ile fider çıkışlarından elde edilen bilgiler SCADA’ya güvenilir şekilde aktarılır, veriler analiz edilerek raporlanır ve arıza durumlarında hızlı müdahale imkanı sunulur.
Akü bakım şarjı, akülerin kapasitesini korumak, ömrünü uzatmak ve performansını iyileştirmek amacıyla yapılan düşük akımlı bir şarj işlemidir. Genellikle akünün tam olarak dolu tutulması gereken durumlarda ve uzun süre kullanılmayacak olan akülerin kapasite kaybını önlemek için kullanılır. Bu işlem, akünün kendiliğinden deşarj olmasını engeller ve aküyü sağlıklı bir seviyede tutar.
Akü Bakım Şarjının Başlıca Özellikleri ve Faydaları:
Düşük Akımlı Şarj: Normal bir şarj işlemine göre daha düşük akım kullanılır, böylece akünün aşırı şarj edilmesi veya ısınması önlenir.
Kapasite Koruma: Akülerin uzun süre kullanılmaması durumunda kapasitelerinde kayıp yaşanabilir. Bakım şarjı ile akü belirli aralıklarla düşük akımla şarj edilerek kapasitesi korunur.
Kendiliğinden Deşarjı Engelleme: Aküler, kullanılmasa bile zamanla kendiliğinden deşarj olabilir. Bakım şarjı, bu durumu engelleyerek akünün her zaman dolu kalmasını sağlar.
Akü Ömrünü Uzatma: Düşük akımlı, sürekli şarj işlemi akünün ömrünü uzatmaya yardımcı olur. Bu işlem, derin deşarjın neden olduğu performans kayıplarını önler.
Koruyucu Bakım: Bakım şarjı, akülerin düzenli çalışmasını ve uzun vadede güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlar. Özellikle yedek güç kaynağı olarak kullanılan akü sistemlerinde hayati önem taşır.
Bakım Şarjı Kullanım Alanları:
- Yedek güç kaynağı sistemleri (UPS)
- Jeneratörlerdeki aküler
- Araç aküleri (uzun süre kullanılmayacak araçlarda)
- Telekomünikasyon ve güç dağıtım sistemlerindeki akü grupları
Akü bakım şarjı işlemi, genellikle akünün bağlı olduğu şarj cihazları veya sistemler tarafından otomatik olarak yapılır. Bu sistemler akü voltajını ve şarj durumunu izler, gerektiğinde bakım şarjını başlatarak aküyü en sağlıklı seviyede tutar.
*-Elektrik bakım mühendisi ne iş yapar?
Elektrik bakım mühendisi, işletmelerin elektrikle çalışan tüm ekipman ve sistemlerinin düzgün çalışmasını sağlamak için çeşitli görevler üstlenir. Bu rolde bir mühendis, elektriksel arızaları önlemek, ekipman ömrünü uzatmak, verimliliği artırmak ve enerji maliyetlerini düşürmek için bakım ve onarım işlemleri gerçekleştirir. Elektrik bakım mühendisinin başlıca sorumlulukları şunlardır:
Yorumlar
Yorum Gönder