Mısırlılar

Antik çağ medeniyetlerinin biri olan Mısır Uygarlığı, kendisinden sonra gelen medeniyetleri etkilemesiyle bilinir. Edebiyat, bilim, sanat alanında gelişen Mısırlılar kendine özgü kültürleri ve yapıları ile gizemlerini korumaya halen daha devam etmektedir.

Antik Yunan tarihçisi Heredot, Mısır için Nil bir armağandır der. Nil Nehri dünyanın en büyük nehirlerinden biridir. Mısır'da ilk yerleşmeler Nil Nehri'nin kıyılarında oluşmuştur. Nil Nehri içilebilir temiz su kaynağı, tarım arazilerini sulamak için yapılan su kanalları ile Mısır'ı bir medeniyet haline getirmiştir. 


Mısır Uygarlığı




Antik çağ medeniyetlerinden biri olan Mısır, Nil vadisi, delta ve birkaç vahadan oluşur. Etrafı balta girmemiş ormanlar, çöller ve bataklılarla çevrili olduğundan korunaklı, izole bir yerdir. 

Mısır, M.Ö 3.050 yılından önce iki ayrı bölgeden oluşuyordu. Kuzey'de deltada Aşağı Mısır, Güney'de Nil vadisinde Yukarı Mısır. Yukarı Mısır'ın kralı Menes, M.Ö 3100 dolaylarında Aşağı Mısır bölgesini fethederek Mısır'ı birleştirdi. Mısır birleştikten sonra başkenti Abydos'tan Memphis'e taşındı. Ülke bölgelere ayrılarak her bölgeye kraliyet valileri yerleştirilmiştir. Erken hanedanlık dönemi de denilen bu dönem Mısır medeniyetinin şekillenmeye başladığı dönemdir.

M.Ö 2700'le birlikte eski krallık dönemi başlamıştır. Bu dönemde merkezi yönetim baya güçlüydü. Eski krallık dönemi piramitler çağı olarak da bilinmektedir. Hükümdarlar Mısır'ın güneş tanrısı Ra'nın çocukları olarak gösterilmiştir. İnşa edilen ilk piramit basamaklı piramittir. Rahiplerin ve taşra teşkilatların güçlenmesi ile merkezi yönetim zayıflamaya başlamıştır. Eski krallık dönemi sona ererek 1.Ara dönem başlamıştır.

Eski krallık döneminin bitmesi ile ara döneme giren Mısır, orta krallık dönemi ile tekrar birleştirilmiştir. Firavunlar görkemli mezarlara gömülmek yerine kayaya oyulmuş mezarlara gömülüyorlardı. Asya kökenli kavim olan Hyksoslar, delta bölgesini işgal ederek Mısır ikinci ara döneme girmiştir. Yeni krallık dönemi ile 1.Ahmosis delta bölgesini fethedip Mısır'ı tekrar birleştirmesi ile başladı. Bu dönemde Mısır, Sudan'dan Filistin'e kadar ulaşmıştır. Bu dönemde tek tanrılı dine geçilmeye çalışmış ama başarılı olunamamıştır. Mısır'ın en ihtişamlı dönemidir. Bronz çağının son dönemlerine doğru Akdeniz'de siyasi, ekonomik karışıklıklar olmuştur. Mısırlıların Deniz Kavimleri diye adlandırdıkları halklar Akdeniz'deki şehir devletlerini yıkmış ama Mısır'a geldiklerinde başarısız olmuşlardır. Mısırlılar bu zaferi ölümsüzleştirmek için İsrail Anıt Taşı denilen anıtı dikmişlerdir. İsrail isminin geçtiği ilk yerdir. Mısırlılar yense bile bu dönemin karışıklıklarından etkilenmiş ve üçüncü ara döneme girmişlerdir.

Geç hanedanlık döneminde Persler, Mısır'ı ele geçirmeye başladı. Son Mısırlı kraliyet hanedanlığı bu dönemde sona erdi. M.Ö 332 yılında Pers kralı Mazaces daha savaşmadan Büyük İskender'e teslim oldu. O dönemde Mısırlılar için Büyük İskender kurtarıcılarıydı. Mısır'ın Roma donanmasına yenilmesiyle M.Ö 30 yılında Roma'nın eline geçti.


Mısır Uygarlığı Özellikleri



  • Mısırlılar öldükten sonra tekrar dirilmeye inanıyorlardı. Bu nedenden dolayı önemli eşyaları ile birlikte gömülmüşlerdir. Firavunlar için piramitler, halk için ise labirent adı verilen mezarlıklar yapılmıştır.
  • Mısır'da mumyalama tekniği ile tıp ve eczacılık alanında gelişim sağlanmıştır. Sadece hükümdar ve soylu kişiler mumyalanırdı. Mumyalanırken kalp dışında tüm organlar çıkarıldı.
  • Matematikte ondalık sayı sistemini bulmuşlar, dört işlemi ilk defa kullanarak pi sayısını bugünkü değerine yakın bulmuşlardır.
  • Resim yazısı da denilen hiyeroglif yazısını kullanmışlardır.
  • Gök cisimlerini incelemek için kurulan rasathaneler ile astronomi de ilerlemişlerdir.
  • Bugünkü Miladi takvimin temelini atmışlardır.
  • Çok tanrılı dine inanırlardı.
  • Hititler ile yaptıkları Kadeş Antlaşması, tarihte bilinen ilk yazlı antlaşmadır.
  • Mısır'ın ekonomisini tarım ve ticaret oluşturmaktadır
  • Nil Nehri'nin, taşma zamanlamalarını hesaplayarak güneş takvimini, sel baskınlarını en az indirgemek için ise geometri ve matematiği bulmuşlardır.

Antik Mısır denince akla hiyeroglifler, piramitler, mumyalar ve bunlar gibi ilgi çekici daha birçok şey gelir. Yapılan araştırmalar sonucu elde edilen bilgiler, aslında Antik Mısır'ın piramitler ve mumyalardan ibaret olmadığını gösteriyor. Elde edilen bulgular; Antik Mısırlıların tıp, kozmetik ve birçok farklı alanda o zamanın şartlarına göre ne kadar ileride oldukları kanıtlıyor.

Bilinenin aksine piramitler köleler tarafından değil, paralı işçiler tarafından inşa ediliyordu.




Bilinenin aksine piramitler köleler tarafından değil, paralı işçiler tarafından inşa ediliyordu. Giza Piramit'inin yakınında bulunan kemiklere dayanarak burada çalışan işçiler kuvvet gerektiren zorlu işlerle uğraşıyorlardı. Ayrıca bu işçiler piramitlerin yakınlarına gömülmüştü. Antik Mısır'da sadece saygı duyulan insanlar kutsal piramitlerin yakınına gömülebilirdi.


Antik Mısır nüfusunun çoğu tarım ile ilgileniyordu.




Başka bir bilgiye göre, piramitleri inşa edenler köleler olamazlardı, çünkü Antik Mısır nüfusunun çoğu tarım ile ilgileniyordu. Nil Nehri'nin yakınlarındaki verimli topraklar tarım için çok az bir süre uygundu ve çiftçiler yılın geri kalanında piramitlerin inşaatında çalışıyorlardı.


Antik Mısır'da doğum günleri sadece asil kısımda kutlanırdı.




Antik Mısır'da doğum günleri sadece asil kısımda kutlanırdı, ancak bizimkilere pek benzemezdi. Taç giydirme törenleri olduğu gün festival düzenlerlerdi.


Antik Mısır'da bir insanın gerçek ismi hayatı boyunca gizli tutulurdu.




Antik Mısır'da bir insanın gerçek ismi hayatı boyunca gizli tutulurdu. Bir efsaneye göre, gerçek ismini öğrenilen bir insanı sihirli bir şekilde etkilenebilirdi. Bu nedenden dolayı insanlar takma isimler kullanıyorlardı. Aynı nedenden dolayı firavunlar kendilerinden bir önceki taht sahibinin ismini alıyorlardı.


Mısırlılar kendi memleketleri dışında ölmekten korkuyorlardı.




Mısırlılar kendi memleketleri dışında ölmekten korkuyorlardı ve sadece Nil'in etrafındaki kutsal vadiye gömülürlerse tekrar doğacaklarını ve ruhlarının ahirete güvenle ulaşacağını düşünüyorlardı. Bu nedenle Mısır'ın yerlileri çok fazla seyahat etmemişlerdir.


Mısırlılar diş cerrahisinde de gelişmişti.




Mısırlıların diş cerrahisinde de yetenekli olduklarını bazı mumyalarda bulunan başka insanların dişleri ile yapılmış altın köprü protezleri kanıtlıyordu. Ancak bu dişler insan ölüyken mi yoksa canlıyken mi yapılıyor bilinmiyor.


Antik Mısır'da kişisel temizliğe oldukça önem veriliyordu.




Kişisel temizliğe oldukça önem veriliyordu ve toplumun örnek insanları her gün duş alıyorlardı. En yoksul insanlar Nil Nehri'nde yıkanırken zengin insanların evinde gideri bulunan özel banyoları oluyordu. Suyu Nil'den uşakları getiriyordu ve sabun yerine natron denilen 4 farklı tuz karışımı kullanılıyordu.


Mısırlılar penislin kullanan ilk insanlardır.




Mısırlılar penisilin kullanan ilk insanlardır ve yaraların üstüne küflenmiş ekmek koyarlardı. Daha önce bahsedildiği gibi Mısırlı insanlar hijyenlerine çok dikkat ederlerdi ve bu nedenle ameliyat sonrası ölüm son yüzyılın ortasına kadar Avrupa'daki hastanelerden daha azdı.


Hem kadınlar hem de erkekler kafalarını tıraş ederlerdi.




Kendilerini bitlerden korumak için hem erkekler hem de kadınlar kafalarını tıraş ederlerdi ve güneşten korunmak için peruk takarlardı. Toplumun üst kesimi pahalı ve insan ya da at saçından, altın ve gümüş ipliklerden yapılan baş süsleri alırlardı.


Asil insanlar dahil çoğu yalın ayak geziyordu.




Mısırlıların hepsinin ayakkabı alacak gücü yoktu ve asil insanlar dahil çoğu yalın ayak geziyordu. Bacaklarını böceklerden ve güneşten korumak için özel merhem sürüyorlardı. En zengin Mısırlıların pedikür için tuttukları uzmanları vardı. Uzmanlar oldukça saygındı ve meslekleri onlar öldükten sonra mezarlarında belirtiliyordu.


Aile içi evlilik o dönemlerde oldukça yaygındı.




Aile içi evlilik o dönemlerde oldukça yaygındı. İlk başlarda bu evlilikler hükümdar aileler tarafından soylarının saf olması ve tahta çıkabilecek insan sayısını azaltmak için yapılıyordu. Firavunlar genelde kız kardeşleri ve bazen kız yeğenleri ile evleniyorlardı.


Tutankhamun'un ebeveynleri kardeşti.




Araştırmalara göre Tutankhamun'un ebeveynleri kardeşti. Firavunun kendisi ise yarı kız kardeşi olan Ankhesenamen ile evlenmişti. Bu çiftin 2 tane ölü doğmuş çocuğu olmuştu. Cleopatra ise 3 yıl boyunca kendi erkek kardeşi XIII. Ptolemaios ile evliydi.

  • Mısır, coğrafi olarak istila ve saldırılara kapalı bölge olduğu için kendine özgü bir kültür geliştirmiştir.
  • Mısır'da siyasi birlik MÖ: 3200 li yıllarda Kral Menes sayesinde sağlanmıştır.
  • Mısır'ın başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktı.
  • Mısır, siyasi yapı olarak Nom adındaki şehir devletlerinde örgütlenmişti.
  • Mısır'da MÖ 525 tarihindeki Pers İstilasına kadar 26 sülale yönetime gelmiştir.
  • Helen İmparatorluğunun kralı Büyük İskender tarafından MÖ 333 yılında Mısır istila edilmiştir.
  • Nil gibi verimli ve bereketli büyük bir nehrin deltasında bulunan Mısır sadece zenginlik değil bu coğrafi yapısından dolayı kendine özgü bir kültür de ortaya koyabilmiştir.
  • Mısır'ın hükümdarlarına "Firavun" denilmekte idi ve bunlar "yarı tanrı" konumunda idiler.
  • Devlet yönetiminde ise Firavun'ların yanında katip denilen devlet memurları bulunmakta idi.
  • Firavun'un emrinde güçlü bir ordusu vardı. Bu ordu arabalı ve yaya olmak üzere ikiye ayrılmaktaydı.
  • Mısırlılar ahiret inancına sahip olduklarından, ölülerini mumyalamışlardır.
  • Başta firavunlar olmak üzere önemli yöneticiler ve devlet adamları kendilerine piramit denilen büyük yapılar inşa ettirmişler ve öldükten sonra mumyalanarak buraya gömülmüşlerdir.
  • Ölülerini çok sayıda altın, gümüş, ziynet ve beraberinde araç ve gereçlerle gömmüşlerdir.
  • Çok tanrılı inanışa sahip olan Mısırlıların en büyük tanrısı Amon Ra idi.
  • Mısırlıların tıp biliminde ilerlemiş olmalarının altında yatan bir sebep de ahiret inanışları ve ölülerin mumyalanmasıdır.
  • Mısır uygarlığında sosyal sınıflaşma bariz biçimde görülmüştür. Kölelik sistemi yaygın biçimde devam etmiştir.
  • Mısır'da yarı tanrı-kral inancı sebebiyle hukuk gerilemiştir. Yazılı yasaları hemen hemen hiç yoktur. Firavun'un buyrukları emir sayıldığı için yazılı bir hukuk sistemi gelişmemiştir
  • Fakat Mısır uygarlığının en önemli olaylarından birisi tarihte ilk kez imzalanan yazılı bir anlaşmadır. MÖ. 1280 tarihinde Mısırlılar ile Hititliler arasında "Kadeş Anlaşması" imzalanmıştır.
  • Mısır uygarlığı, hiyeroglif adı verilen resimli bir yazı kullanmıştır. Bu yazı papirüs adı verilen bitkinin yapraklarından elde edilen kağıtlara yazılmıştır.
  • Mısır uygarlığı; dini inanışlar ve bölgedeki ekonomik uğraşlar sebebiyle bilim alanında gelişmiştir.
  • Mısır'da geometri, matematik, astronomi, tıp ve eczacılık alanında oldukça gelişmişti.
  • Mısır'da pi sayısı bugünkü değerine çok yakın bir biçimde bulunmuş ve kullanılmıştır.

Piramitler hakkında bilgiler; 

  • Piramit, kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya, doğduğu ve tahta çıktığı günler olmak üzere yılda sadece 2 kez güneş girmektedir.
  • Mumyalarda radyoaktif madde bulunduğundan mumyaları ilk bulan 12 bilim adamı kanserden ölmüştür.
  • Kirletilmiş suyu, birkaç gün Piramit’in içine bırakırsanız; suyu arıtılmış olarak bulursunuz.
  • Piramitlerin içerisinde ultra sound, radar, sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır.
  • Çöp bidonu içindeki yemek artıkları, hiç koku vermeden Piramit içinde mumyalaşır.
  • Kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar büyükçe bir Piramit’in içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir.
  • Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur; araştırmacıların çoğu, ya içinde kayboldular ya da aynı yerde birkaç tur attılar, fakat içlerini göremediler.
  • Gize’deki üç piramit aralarında bir Pisagor üçgeni olacak şekilde düzenlenmişlerdir. Bu üçgenin kenarlarının birbirlerine göre orani 3: 4 :5′dir.
  • Her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir ve bu taşları temin edilebilecek en yakın mesafe yüzlerce kilometre uzaklıktadır.
  • Bitkiler Piramit’in içinde daha hızlı büyürler.
  • Piramitlerin çoğu Eski Krallık Dönemi'nden Orta Krallık Dönemi’ne kadar hüküm süren firavunların mezarları olarak inşa edilmiştir. Bilinen en eski piramit 3. Hanedan döneminde inşa edilen Zoser Piramididir. Bu piramit ve etrafını çevreleyen bloklar; mimar İmhotep tarafından tasarlanmıştır. Mısır Piramitleri dünyanın en eski şekilli taşlardan inşa edilmiş yapılarıdırlar.
  • Yapımda çalışan işçiler piramitlerin sırrını bildikleri için yapım bittikten sonra öldürülmüşlerdir. 
  • Gize piramitleri tarih boyunca inşa edilen en büyük yapılar arasındadır. Dünyanın 7 Harikasından yalnızca Gize'de bulunan ve en büyük piramit olan Keops Piramidi ayakta kalabilmiştir.
  1. Basamak piramidi
  2. Gize Piramitleri
  3. Keops Piramidi (145,75 metre, M.Ö. 2550)
  4. Mikerinos Piramidi(66,5 metre)
  5. Kefren Piramidi (143,56 metre M.Ö. 2520)
  6. Sfenks Piramidi
  7. Zoser Piramidi (63,17 metre M.Ö. 2650)
  8. Maldum Snefru Piramidi (93,26 metre MÖ. 2000)
  9. Dahahur Piramidi (104,85 metre M.Ö. 2600)
  10. Dahahur Snefru Piramiti (103,95 metre M.Ö. 3000
  11. Sakkara Pepi II Piramidi (52,555 metre M.Ö. 2250)

Gize Piramitleri Mısır'ın başkenti Kahire'nin Gize semtinde bulunan 3 görkemli yapı:


Bu üç piramitten yalnızca Keops (Khufu veya Büyük Piramit olarak da bilinir) Dünyanın Yedi Harikası'ndan biridir. Dünyanın Yeni Yedi Harikası listesinin de onur üyesidir.







Antik Mısır Uygarlığı Nasıl Yok Oldu?


Bronz Çağının sonlarına doğru 1.200'li yıllarda Akdeniz'de yaşanan sosyal, ekonomik, siyasi krizler sonucunda Hitiler, Doğu Akdeniz şehir devletleri ve Mısır zayıflamıştır. 

Doğu Akdeniz'i istila eden ve Hititlerin yıkılmasına sebep olan bu karışıklıklar neticesinde zayıflayan Mısır daha fazla gücünü koruyamamış ve yeni krallık çağı sona ermiştir.

Antik Mısır, dünyanın diğer kısmıyla yakın bir ilişki içerisindeydi; mallar, dinler, yiyecekler, insanlar ve fikirleri hem ithal hem ihraç ediyordu. Zaman zaman Antik Mısır; günümüzde Sudan, Kıbrıs, Lübnan, Suriye, İsrail ve Filistin olarak bilinen toprakları hakimiyeti altında tutarak modern zaman Mısır’ının dışındaki toprakları da yönetti.

Aynı zamanda ülke, antik zamanlardaki diğer güçler tarafından işgal edildi: Persler, Nübyeliler, Yunanlar ve Romalılar farklı noktalarda Mısır’ı fethettiler.




  



Sonsöz

Bu kadar gelişmiş bir medeniyetin bile tarih sahnesinden silinmesi ibretliktir. Dolayısıyla tarihin sürekli tekerrür ettiği gerçeğini unutmadan tüm medeniyetlerin ( ülke liderlerinin ) doğru stratejileri belirleyebilmesi için eski kadim medeniyetler tarihine göz atması gerekir. Bu medeniyetlerin toplumsal ve siyasal yapıları iyi analiz edilmeli. 






Kaynaklar

https://www.arkeolojikhaber.com/haber-mezopotamya-uygarliklari-mezopotamya-medeniyetleri-23877/

https://docplayer.biz.tr/29664298-2b-mezopotamya-misir-iran-hint-cin-ve-dogu-akdeniz-uygarliklari-1-mezopotamya-uygarligi-2-misir-uygarligi-3-iran-uygarligi-4.html

https://arkeofili.com/antik-misir-tarihi-hanedanlari-dini-ve-yazisi/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Gize_Piramitleri

https://onedio.com/haber/misir-piramitlerle-ilgili-10-sir-391685

https://www.hurriyet.com.tr/egitim/misir-medeniyeti-nerede-kurulmustur-ozellikleri-nelerdir-antik-misir-uygarligi-nasil-yok-oldu-42007505

https://onedio.com/haber/sira-disi-ve-gizemli-antik-misir-ile-ilgili-tarih-ogretmenlerini-bile-sasirtacak-16-inanilmaz-bilgi-924130

https://onedio.com/haber/misir-uygarligi-ve-ozellikleri-996756

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çöp DNA (İnsan DNA' sının %98' i)

Bakım Yönetimi

Matrix Felsefesi ve Platon' un Mağara Alegorisi