Kazakistan

Kazakların tarih sahnesine çıkışları 15. asra rastlar. Şeybani Hükümdarı Ebü'l-Hayr zamanında bozkır bölgesinde yaşayan Türk kabileleri, aynı sülaleden Barak Hanın oğulları Canıbek ile Kerey'in idaresinde doğuya göç ederek Çağatay Hanlığı topraklarını kendilerine yurt edindiler. Buralarda yaşayan ve göçebe olan Türk kavimleri ile birlik olup iki yüz bin kişilik bir nüfusa ulaştılar.

Bunlara daha sonra, Naymanlar, Celayirliler ve Duğlatlar da katılınca bir milyonluk bir Kazak topluluğu meydana geldi. Balkaş civarında yaşayanlara Canıbekoğlu Kasım Han, Urallara kadar olan bölgede yaşayanlara Kereyoğlu Burunduk Han hükümdarlık ediyordu. Kasım Han, amcasının oğlu Burunduk Hanı ortadan kaldırarak, Kazakların tamamını idaresi altına aldı ve üç yüz bin kişilik bir ordu kurdu.

Kasım Handan sonra oğlu Aknazor Han (1520-1555), ondan sonra onun oğlu Şigay Han (1555-1570) Kazan hükümdarı oldu. Şigay Han zamanında bozkırların tamamı Kazak hakimiyeti altına girdi. Şigay Hanın yerine geçen Tevekkel Han (1570-1600) Taşkent'i ele geçirerek başşehir yaptı. Kazak topraklarını üç ayrı "orda"ya böldü.

Bunlar batıdan doğuya sırasıyla Tien Shan'ın kuzeyindeki Semireciye bölgesini içine alan kısma BüyükOrda (Uluyüz), Aral Gölünün doğusundaki orta step bölgesini içine alan kısma OrtaOrda (Ortayüz) ve Aral Gölüyle Ural Irmağı arasında kalan kısma da Küçük Orda (Kiçiyüz) denildi. Tevekkel Hanın yerine geçen kardeşi İşim Han (1600-1623), Çungarya Kalmuklarına (Oryatlara) karşı devamlı harpler yaptı. Ondan sonra yerine geçen kardeşi Cihangir (1623-1655) Kalmukları 1626 yılında yendi. Cihangir Handan sonra yerine oğlu Tekva Han (1655-1678) geçti.

Tekva Handan sonra sultan olan Pulta Han (1678-1718) devrinde Çungarya Kalmukları, Türkistan'a kadar olan bölgeleri ele geçirdi. Kazakların birliği bozuldu. Ordalar birbirleri ile savaşmaya başladılar. Bu durumdan istifade eden Ruslar, önce Küçük Ordayı (1731), sonra Orta Ordayı (1743), daha sonra da Hokand Hanlığı idaresindeki Büyük Ordayı (1846) hakimiyetleri altına aldılar.

1917 devriminden sonra Alaş Orda adlı Kazak hükümeti kuruldu. Kızılordu 1920'de Kazakistan'ı işgal etti ve Oranburg'da muhtar bir Sovyet Cumhuriyeti kuruldu. Daha sonra Alma-Ata başşehir oldu. Göçebeler 1929'da yerleşik hayata geçmeye zorlandı. Çok sayıda Rus ve Ukraynalı Kırgızistan'a yerleştirildi. Buna karşı çıkan Kazaklar hunharca katledildiler.

Kazak çocukları milli ve dini kültürden uzak, ateist olarak yetiştirilmeye çalışıldı ise de bunda muvaffak olunamadı. 1936'da yapılan yeni bir düzenleme ile Kazak Özerk bölgesi, Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti haline getirildi. Rusya'daki Glasnost hareketlerinden sonra ve 1991 Ağustosunda eski Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla Kazakistan Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti.


KAZAKİSTAN GENEL BİLGİLER


Kazakistan ismen cumhuriyet ile yönetilir, ne var ki birçoklarının ortak görüşüne göre önceki cumhurbaşkanı ülkesini diktatörlük ile kontrol etmiştir. Şu anki cumhurbaşkanı Sovyetler Birliği'nin çöküşünden beri görevde olan ve düzenli olarak hileli seçimler yapmakla suçlanan eski lider Nursultan Nazarbayev'in eliyle seçtiği halefi Kasım Cömert Tokayev'dir. 

Kazakistan parlamentosunda 39 üyeli bir senato ve 77 üyeli bir Majlis (Meclis) bulunuyor. Adaylar yalnızca hükümet yanlısı partilerden gelse de, Majlis'in altmış yedi üyesi halk tarafından seçilmekte. Partiler geri kalan 10'u seçiyor. Kazakistan'da Astana ve Almatı şehirleri ile diğer her bir bölge iki senatör seçer. Son yedi senatör cumhurbaşkanı tarafından atanır. Kazakistan'da 44 hakimin bulunduğu bir yüksek mahkemenin yanı sıra bölge ve temyiz mahkemeleri bulunuyor.


Temel bilgiler


Resmi adı: Kazakistan Cumhuriyeti
Başkent: Nur Sultan (Astana)
Nüfus: 18.551.427 (2019)
Resmi diller: Kazakça, Rusça
Para birimi: Tenge (KZT)
Yönetim şekli: Cumhurbaşkanlığı cumhuriyeti
İklim: Kıta, soğuk kışlar ve sıcak yazlar, kurak ve yarı kurak
Yüzölçümü: 2.724.900 kilometre kare
En yüksek noktası: Han Tengri Dağı (Pik Khan-Tengri) (6.995 metre)
İlginç bilgi: Kazakistan'ın yerli içeceği kısrak sütünün fermante edilmesiyle elde edilen Kımız'dır.




Güneş enerji ve yaşamın kaynağını, varlığı ve bolluğu ve ışınlar özgürlüğü anlatan bozkır tahıllarını simgeler. Altın kartal Kazak kabilelerinin sembolüydü. Solda ulusal süs deseni olan "koshkar muiz" (Koçun boynuzları) yer alıyor.


Kazakistan'ın etnik yapısı


Kazakistan nüfusunun 2019 itibariyle 18.5 milyon olduğu tahmin ediliyor. Orta Asya için olağandışı bir şekilde, Kazakistan vatandaşlarının çoğunluğu (%54) kentsel alanlarda yaşamaktadır.

Kazakistan'daki en büyük etnik grup nüfusun %63,1'ini oluşturan Kazaklardır. Ardından %23.7 ile Ruslar geliyor. Küçük azınlıklar arasında Özbekler (%2,9), Ukraynalılar (%2,1), Uygurlar (%1,4), Tatarlar (%1,3), Almanlar (%1,1) ve geride Belarus, Azeriler, Polonyalılar, Litvanyalılar, Koreliler, Kürtler, Çeçenler ve Türkler vardır.




Kazakistan'da diller


Kazakistan'ın devlet dili nüfusun %64,5'inin konuştuğu bir Türk dili olan Kazakça'dır. Rusça tüm etnik gruplar arasında resmi ticaret dili olarak kullanılıyor ve aynı zamanda ortak dil olarak görülüyor (lingua franca).

Kazakça bir zamanların Rus egemenliğinin bir kalıntısı olan Kiril alfabesinde yazılır. Nazarbayev Latin alfabesine geçmeyi önerse de daha sonra bu önerisini geri çekti.


Kazakistan'ın dini


Sovyetler altında geçen onlarca yılda din resmi olarak yasaklandı. Ancak 1991'deki bağımsızlıktan bu yana dini inanış etkileyici bir dönüş yaptı. Bugün nüfusun sadece %3'ü inanmayanlardan oluşuyor.

Kazakistan vatandaşlarının %70'i çoğunlukla Sünni Müslümandır. Ağırlıklı olarak Rus Ortodoksu olan Hristiyanlar'ı daha az sayıda Katolik ve çeşitli Protestan mezhepleri izliyor ve tümü nüfusun %26,6'sını oluşturuyor. Kazakistan'da az sayıda Budist, Yahudi, Hindu, Mormon ve Bahai de var.


Kazakistan'ın coğrafyası




Kazakistan 2.724.900 kilometrekare yüzölçümü itibariyle dünyanın en büyük dokuzuncu ülkesi. Toprakların üçte biri kuru bozkır arazisi, geri kalanların çoğu otlak veya kumlu çöldür.

Kazakistan kuzeyde Rusya, doğuda Çin, güneyde Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan, batıda ise Hazar Denizi ile sınır komşusu.

Kazakistan'daki en yüksek nokta zirvesi 6.995 metre olan Han Tengri Dağı veya Han Tangiri Shyngy'dir (Pik Khan-Tengri). En alçak noktası ise deniz seviyesinden 132 metrede bulunan Vpadina Kaundy.


Kazakistan'ın iklimi



Büyük Almatı Gölü, Kazakistan

Kazakistan kurak bir karasal iklime sahip; kışlar oldukça soğuk ve yazlar sıcak geçiyor. En düşük ısılar kışın -20 C'ye varabilir ve kar yağışı çok yaygındır. Yazları ise ortalama 30 C ile komşu ülkelere kıyasla ılımlı bir iklimi vardır.


Kazakistan ekonomisi


Kazakistan'ın ekonomisi diğer eski Sovyet -tan'ları arasında en sağlıklı olanı ve 2018'de %3.8'lik bir büyüme oranına sahip oldu. Büyümesi her yıl belirgin oranda azalıyor. Gelişimini yeni gerçekleştiren bir ülkeden beklendiği gibi güçlü hizmet ve sanayi sektörlerine sahip; tarım GSYİH'nın yalnızca %5,4'üne katkıda bulunur.

Kazakistan'da kişi başına düşen GSYİH 10.935 ABD doları (2019) olarak açıklandı. İşsizlik sadece %5,5 ve nüfusun %8,2'si yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Kazakistan petrol ürünleri, metaller, kimyasallar, tahıl, yün ve et ihracatı yapmakta. Makine ve yiyecek ithal ediyor.

Kazakistan para birimi Tenge'dir. Kasım 2019 itibariyle, 1 USD = 386.16 Tenge'ye eşit.



Altın Emel Ulusal Parkı'nda kum tepeleri, Kazakistan

Kazakistan’ın piyasa ekonomisine geçişle birlikte 2000’li yıllara kadar makro göstergeleri, enflasyon ve işsizlik oranlarının yüksek ve istikrarsız, büyüme oranlarının da düşük bir seyir izlediği, dış kaynak kullanımın hızlı bir şekilde arttığı görülmektedir. 

2000 yılından sonra uygulanan ekonomik tedbirler ile enflasyon oranının göreli olarak düştüğü, reel büyüme performansının yüksek ve istikrar kazandığı, işsizlik oranı düşerken reel ücretlerin arttığı, cari açık ve bütçe açığının bazı yıllar hariç önemli sorun oluşturmadığı görülmektedir. 

Bununla birlikte ülkenin mali piyasası yeniden gözden geçirilmelidir. Özellikle dış kaynak kullanımı ile elde edilen finansmanların üretken olmayan yatırım olarak nitelendirilen emlak piyasasından ziyade üretkenliği yüksek olan sektörlere yöneltilmesi sağlanmalıdır. Çünkü mali piyasadaki yüksek borçlanma, emlak fiyatlarının yüksek olduğu dönemlerde sürdürülebilir özelliğini korusa da, fiyatlardaki meydana gelecek bir gerileme karşısında ülkeyi bir mali krizin eşiğine getirebilecektir. 

Kazakistan’ın genel ekonomik yapısının istikrarlı bir şekilde devam edebilmesi veya son dönemde özellikle 2000’li yıllardan sonra yakalanan büyümeyi sürdürebilmesi için, şuan ekonomik büyümenin ana kaynakları olan petrol ve doğal gaza olan bağımlılığın kırılması gerekmektedir. Kazakistan ekonomisinin bağımlılığı yüksek tek yanlı bir yapıya sahip olması, dış piyasalardaki konjonktürün hedefi haline getirmektedir. Özellikle petrol fiyatlarının düştüğü son yıllarda bu açıkça görülmüştür. Bundan dolayı 2003–2013 dönemini kapsayan Endüstriyel Yenilenme ve Kalkınma Programının uygulamaya dönük işlerliğini artırarak enerji dışı sektörlerin, özellikle imalat sanayi yatırımlarının artırılması sağlanmalıdır. Bu bağlamda yabancı yatırımcıların imalat sanayiye yatırım yapması için gerekli düzenleme ve teşvik sisteminin oluşturulması ve uygulanmaya dönük cezbedici tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu sayede ülkenin doğal kaynaklar odaklı yatırım görünümü değişecektir. Ayrıca tarımdaki verimliliğin ve ürün çeşitliliğinin endüstriyel üretimi artıracak bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Böylece sanayi yatırımlarını farklılaştırarak, ihracatta dış ticaret dengesini kırılgan bir yapıdan uzaklaştırmak veya petrol bağımlı bir yapıdan kurtarmak mümkün olacaktır. Bunun yanında dış ticaretteki en önemli sorunlardan biri de, pazar bağımlılığıdır. Kazakistan, son dönemde ihracat yaptığı pazarlarda bir çeşitlilik oluştursa da, dış ticarette Rusya’ya bağımlılığı devam etmektedir. 

Örneğin, ithalatı içerisinde önemli bir yere sahip olan ürünlerde, Rusya’ya bağımlılığı en üst düzeydedir. Bu durum iki ülke arasındaki sadece ekonomik değil aynı zamanda siyasi, askeri ve sosyal ilişkilerin de çok hassas dengelerde yürütülmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır. Bu yüzden 2000 yılında Orta Asya’daki altı ülkenin (Rusya, Kazakistan, Beyaz Rusya, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan) oluşturduğu Avrasya Ekonomik Topluluğu (Eurosec), bu hassas dengenin korunabilmesi ve sağlamlaştırılmasına olumlu katkı sağlayacağı beklenmektedir. Bu oluşumun bir sonucu olarak, 1 Ocak 2010`dan itibaren Kazakistan, Rusya ve Beyaz Rusya arasında başlayan gümrük birliği uygulaması, hem Kazakistan hem de bölgede siyasi, askeri ve sosyal istikrarın sağlanmasına yardımcı olacağı tahmin edilmektedir. Kazakistan’ın hem bölgesinde, hem de uluslararası düzeyde dengeleri koruyarak yürüttüğü ekonomik, siyasi, sosyal ve hukuksal ilişkiler neticesinde güçlenmesi kaçınılmaz görülmektedir.


Kazakistan tarihi


Şimdi Kazakistan olarak anılan bu bölgenin ilk yerleşimcileri topraklara on binlerce yıl önce geldiler. Alan çeşitli göçebe halklar tarafından yönetildi. DNA kanıtları, atın ilk önce bu bölgede evcilleştirilmiş olabileceğini göstermektedir; Elmalar da ayrıca Kazakistan'da gelişti ve daha sonra yetiştiricileri tarafından başka bölgelere yayıldı.

Antik zamanlarda Hiung-nu, Siyenpi, Kırgız, Göktürk, Uygur ve Karluk gibi halklar Kazakistan'ın bozkırlarına hükmettiler. 1206'da Cengiz Han ve Moğollar bölgeyi ele geçirdi ve 1368 yılına kadar hükmetti. Kazak halkı 1465'te Canbek Giray Han ve Kerey Han'ın önderliği altında biraraya geldi ve kendilerine Kazak Hanlığı dediler.

Kazak Hanlığı 1847'ye kadar sürdü. 16. yüzyılın başlarında Kazaklar kendilerini Hindistan'da Babür İmparatorluğu'nu kuran Babür ile müttefik ilan ettiler. 17. yüzyılın başlarına gelindiğinde ise Kazaklar kendilerini sık ​​sık güneydeki Buhara Hanlığı ile savaşta buldular. İki hanlık Orta Asya'nın en büyük İpek Yolu şehirlerinden ikisi olan Semerkand ve Taşkent'in kontrolünü ele geçirdi.



Başkent Nur Sultan
Rus 'Koruması'

18. yüzyılın ortalarında Kazaklar kuzeyde çarlık Rusya ve doğuda ise Çin istilası ile karşı karşıya kaldı. Kazaklar tehditkar Hokand Hanlığı'na karşı koymak üzere 1822'de Rusların “korumasını” kabul etti. Ruslar 1847'de Kenasarı Han'ın ölümüne dek Kazakistan'ı kuklalarla yönetti ve bundan sonra ülke üzerinde doğrudan güç uyguladı.

Kazaklar Ruslar tarafından sömürgeleştirilmeye direndiler. 1836 ve 1838 yılları arasında Makhambet Otemisuly ve Isatay Taymanuly liderliğinde baş kaldırdı ancak Rus tahakkümüne direnemediler. Eset Kotibaruli'nin önderlik ettiği daha ciddi bir isyan sonunda sömürgeci karşıtlığına dönüştü ve başlatılan savaş Rusların ülkede doğrudan kontrol sahibi olduğu 1847'den 1858'e kadar sürdü. Küçük göçebe Kazak savaşçı grupları, Rus Kazakları ve Çar'ın kuvvetlerinden yana olan diğer Kazaklarla savaştılar. Savaş hem savaşçı hem sivil yüzlerce Kazaklının hayatına mal oldu ancak Rusya 1858 barış anlaşmasında Kazaklıların taleplerine taviz verdi.

1890'lı yıllarda Rus hükümeti binlerce Rus çiftçiyi Kazak topraklarına yerleştirmeye başladı. Meraları parçaladı, geleneksel göçebe yaşam biçimlerine müdahale etmeye başladı. 1912 itibariyle Kazak topraklarında 500.000'den fazla Rus çiftliği kurulmuştu. Göçebeleri yerinden ettiler ve kitlesel açlığa yol açtılar. 1916'da Çar II. Nicholas tüm Kazakların ve diğer Orta Asya erkeklerinin 1. Dünya Savaşı'nda savaşmasını istedi. Bu emir binlerce Kazak'ın ve diğer Orta Asyalıların öldürüldüğü ve on binlerce kişinin Çin ve Moğolistan'a kaçtığı Orta Asya İsyanı'na yolaçtı.


Komünist devralma


1917’de Rusya’nın Komünist olmasının ardından yaşanan karmaşada, Kazaklar bağımsızlıklarını ilan etme şansını yakalayarak özerk bir hükümet olan kısa ömürlü Alaş Orda’yı kurdular. Bununla birlikte Sovyetler 1920'de Kazakistan'ın kontrolünü yeniden ele aldı. Beş yıl sonra Almatı'nın başkent olduğu Kazakistan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ni (Kazak SSCB) kurdular. 1936'da ise özerk olmayan bir Sovyet cumhuriyeti oldu.

Rus lider Joseph Stalin'in yönetiminde, Kazaklar ve diğer Orta Asyalılar korkunç derecede acı çekti. Stalin, 1936'da kalan göçmenleri de yakalayarak zorla köylere yerleştirdi ve tarımı kolektifleştirdi. Sonuç olarak bir milyondan fazla Kazak açlıktan öldü ve hayvanların %80'i telef oldu. Bir kez daha, imkanı olanlar iç savaşla boğuşan Çin'e kaçmaya çalıştılar.

2. Dünya Savaşı sırasında Sovyetler batı uçlarındaki Alman tehditi ile Kırım Tatarları, Kafkasyalı Müslümanlar ve Polonyalılar gibi diğer potansiyel unsurlar karşısında Kazakistan'ı çöplük olarak kullandı. Kazaklar ellerinde kalan küçük miktarda yiyecek ile bu yeni gelen misafirleri beslemeye çalıştılar. Göç ettirilenlerin yaklaşık yarısı açlıktan ya da hastalıktan öldü.

2. Dünya Savaşı bittiğinde Kazakistan Orta Asya Sovyet Cumhuriyetleri arasında en çok ihmal edilen ülke olmuştu. Ruslar sanayide çalışmak üzere ülkeye akın etti ve Kazakistan'ın kömür madenleri çoğunlukta SSCB'ye enerji sağlamak için kullanıldı. Ruslar ayrıca büyük uzay programı alanlarından biri olan Baykonur Uzay Üssü’nü Kazakistan’da inşa ettiler.


Nazarbayev gücünü artırıyor


Eylül 1989’da bir Kazak politikacı olan Nazarbayev, görevdeki bir Rus’un yerine geçerek Kazakistan Komünist Partisi’nin genel sekreteri oldu. 16 Aralık 1991'de Kazakistan Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği'nin parçalanan kalıntılarından bağımsızlığını ilan etti.

Kazakistan büyük ölçüde fosil yakıt rezervleri sayesinde büyüyen bir ekonomiye sahip oldu. Ekonominin çoğu özelleştirilmiş durumda. Nursultan Nazarbayev görevde olduğu sürede KGB tarzı bir polis devleti kurdu ve beş dönemlik görevi boyunca hileli seçimler yapmakla suçlandı. 2020'de kuvvetle tekrar aday olması beklenirken Nazarbayev Mart 2019'da istifa etti ve Senato Başkanı Kasım Tokayev görev süresinin geri kalanı için başkanlık görevini üstlendi. 9 Haziran 2019'da "siyasi belirsizliği" önlemek üzere erken seçimler yapıldı ve %71 oyla Tokayev yeniden seçildi.

Kazak halkı 1991'den bu yana uzun bir yol kat etti ancak Rus sömürgeciliğinin etkilerinden tamamen kurtulamadılar. Ülke birçok diğer Türk devleti gibi yolsuzluk, adaletsizlik ve hile ile boğuşuyor.


KAZAKİSTAN' DA YAŞANANLAR VE ÜLKEDEKİ SON DURUM


30 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın baskılarına akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlar da eklenince bardağın son damlası taştı ve halk ayaklanması ülkede hızla yayıldı.

Kazakistan'da daha önce internet erişiminin kesildiği bildirilmişti ve eylem haberlerinin yer aldığı internet siteleri kapatılmıştı; Telegram, Signal ve WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamaları da kullanılamıyor.

Eylemleri, petrol zengini Mangistau'da LPG fiyatlarına zam yapılması tetikledi. Hükûmet tepkilerin ardından fiyatları düşürse de protestolar artarak devam etti. Çünkü tepkilerin tek nedeni zamlar değildi! Hükümet başbakanı da en sonunda istifa etti.

Genellikle otoriter bir devlet olarak bilinen Kazakistan, istikrarlı bir Orta Asya ülkesiydi. Yaklaşık 30 yıl boyunca ülkeyi yöneten kurucu lider Nursultan Nazarbayev 2019'da devlet başkanlığından ayrılmış, yerine onun desteklediği Kasım Cömert Tokayev seçilmişti.

81 yaşındaki Nazarbayev, devlet başkanlığından ayrılmasına rağmen ülke yönetiminde hâlâ etkin. Nazarbayev, "Ulusun Lideri'' sıfatıyla yargı muafiyeti gibi bir dizi ayrıcalığa sahip. Ülke genelinde heykelleri dikilmiş, başkent Astana'nın adı da Nur-Sultan olarak değiştirilmişti.

Yerine geçen Cumhurbaşkanı Tokayev gösteriler sonrası hükûmeti görevden aldı ve Başbakan Yardımcısı Alihan Smailov'u geçici başbakan olarak atadı. Etkili bir muhalefetin olmadığı Kazakistan'daki çoğu seçim iktidar partisi tarafından %100'e yakın oyla kazanılıyor. Muhalefet başkanı şu an Ukrayna'da sürgünde.

Sandıktan çıkan bir demokrasinin olmadığı ülkede insanların, seslerini duyurabilmek için sokağa çıkmak zorunda hissettiği söyleniyor. İnsanların yakıt fiyatları dışında da sorunları olduğu neredeyse kesin.

Hükûmetin Çin ile yaptığı uzun vadeli doğal gaz satış anlaşmasının halk nezdinde ülkenin kaynaklarını Çin'e peşkeş çekmek olarak algılanması, bu anlaşma içerisindeki Kazak şirketlerinin Nursultan Nazarbayev'e yakın kişilere ait olması halkın öfkesini artırmıştı.

Enerji sektöründeki çalışma koşulları insani değildi. Gösterilerin başladığı petrol zengini Mangistau bölgesindeki Zhanaozen kentinde 2011 yılında, güvenlik güçleri, maaşlarının artırılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle greve giden petrol işçilerinin eylemine müdahale etmiş, 14 kişi yaşamını yitirmişti. Bu müdahale, Kazakistan'ın 1991'de Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını kazanmasından sonra ülkede yaşanan en kanlı olaydı.

Hükûmetin yolsuzluğa batmış hale gelmesi ve halkın, özellikle de işçi kesimin yaşam standartlarının yerlerde sürünmesi fitili ateşledi. Protestolar sonucunda ülke genelinde OHAL ilan edildi. Gece sokağa çıkılması ve gösteri yapılması yasaklandı. Eylemciler yasaklara karşı protestolara devam ettiler.

Polisin yanında ordu da sokağa indi. Göstericiler havalimanı ve belediye binasını basınca ciddi bir kaos hakim oldu. Polis araçlarının ele geçirilip parçalandığı veya yakıldığı yerler bulunuyor. Yer yer patlama ve ateş sesleri geliyor.

CTSO, Tokayev'in talebi sonrası Kazakistan'a Rusya, Belarus ve Ermenistan askerlerindenn oluşan barış gücü gönderdi. Bu birlik, Kazakistan'da yüzlerce insanı öldürdü. Cesetlerin soğuk hava depolarına konulduğu belirtiliyor.

Protestocular Kazak hükûmetinin ülkeyi modernize edememesi ve her kademeden insanın hayatını etkileyecek reformları hayata geçirememesi nedeniyle derin bir kırgınlık ve kızgınlık içinde.

Sağlık Bakan Yardımcısı Azhar Guiniyat, Kazakistan'ın farklı bölgelerindeki gösterilerde 1000'den fazla kişinin yaralandığını, yaklaşık 400'ünün hastanede tedavi gördüğünü, 62 kişinin ise yoğun bakımda olduğunu söyledi. En az 13 emniyet görevlisi hayatını kaybetti, 350'den fazlası ise yaralandı. Göstericilerden hayatını kaybedenlerin sayısının ise yüzlerce olduğu belirtiliyor.






Kaynaklar

https://www.webtekno.com/kazakistan-olaylarindan-gelen-kan-donduran-goruntuler-h119361.html
https://ungo.com.tr/2019/11/kazakistan-hakkinda-bilgiler/
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/422202
https://www.turkcebilgi.com/kazakistan_tarihi#post

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çöp DNA (İnsan DNA' sının %98' i)

Bakım Yönetimi

Matrix Felsefesi ve Platon' un Mağara Alegorisi