Elekromanyetik Kirliliğin Etkileri

Gözle Görülmeyen Tehlike: Kablosuz Ağların Vücudumuza Verdiği Zararları Görünce Şok Olacaksınız!


Teknoloji çağının doruklarında olduğumuz şu günlerde her gün kablosuz ağlar, radyoaktif sinyaller gibi görünmez bir tehlike sarmalının içindeyiz. İnsan vücuduna zararları kanıtlanmış Wi-Fi, yaydığı yoğun radyasyonla insan sağlığını tehdit ediyor! Peki kablosuz ağlar sağlığa zararlı mı? Wi-Fi sağlığımızı nasıl etkiliyor? Vücuda etkileri neler?



Uykusuzluğa sebebiyet verir!


Hiç telefon yanınızdayken ya da Wi-Fi açıkken uyumakta zorlandığınız oldu mu? 2007'de yapılan bir deneyde katılımcıların bir kısmının yanlarında telefon varken, bir kısmına da telefonsuz şekilde uyurken beyin dalgaları ölçüldü. Yanında telefon olmayan grubun daha rahat uyuduğu gözlemlendi.

Bilimsel olarak kanıtlanmış bu durum, elektromanyetik radyasyona maruz kalmış beynin uykuya dalmakta daha çok zorlandığını gösteriyor. Düzensiz ve kalitesiz uykuya bağlı olarak depresyon ve hipertansiyon gözlemlenebiliyor.


Çocukların gelişimini engelliyor!


2004 yılında yapılan bir çalışma, kablosuz sinyallerin böbrek gelişimine ve genel olarak hücre oluşumuna engel olduğu yönündeydi. 2009 yılında yapılan başka bir çalışma da bunu kanıtlar nitelikteydi, araştırmada:

Hücre oluşumunu engelleyen bu durum özellikle çocuklarda büyüme problemine neden oluyor. Tam büyüme evresinde oldukları için daha çok etkileniyorlar.

Diyerek çocukların kablosuz ağlarla ve radyasyon ile ilişkisini kısıtlamak gerektiğinin altını çiziyor.


Beyin fonksiyonlarını rayından çıkartıyor.


4G radyasyonunun etkilerine bakan araştırmacılar, MRI teknolojisi ile inceledikleri katılımcıların beyinlerinde bazı bölgelerde aktivitelerin azaldığını gözlemledi.


Sperm kalitesini düşürür.


Hepimiz, dizüstü bilgisayarların sperm kalitesini kötü etkilediğini duymuşuzdur. Benzer etkiye Wi-Fi da sahip. İnsanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan deneylerle Wi-Fi dalgalarının sperm kalitesini olumsuz etkilediği kanıtlandı.


Doğurganlığı olumsuz etkileyebilir.


Hücrelere ve DNA'ya zarar veren kablosuz ağ dalgaları hakkında İsveç'te yapılan araştırmada, deney olarak kullanılan fareler 45 gün boyunca günde 2 saat kablosuz ağ dalgalarına maruz bırakıldı. Sonuç olarak yumurta üretiminde anormal bir düşüş gözlendi.

İsveç Karolinska Enstitüsü'nün 2011'deki bu araştırmasında, 'Hamile kadınların kablosuz aletlerden uzak durması gerekiyor. Bu konuda alınan önlemler yetersiz. Kablosuz ağların fetüse olan etkisi yadsınamaz.' notunu düştü.


Kalbin büyük bir stres altındaymış gibi çalışmasına neden olur.


Kablosuz ağların yanındayken vücuttaki bazı bölgelerin ve organların verdiği tepkiler değişebilir. Kalbin işleyişi, kablosuz ağların yanında düzenden çıkar ve çarpıntıya dönüşebilir.


Kanserle kablosuz ağın ilişkisi var mı?


Uzun süredir tartışılan bu önemli konu, bilim camiasını ikiye bölmüş durumda. Çeşitli araştırmalar, kablosuz ağların kanseri tetiklediğini gösterirken kimileri farklı yorumlarda bulunuyor. Yine de kablosuz ağlarla mesafenin korunması tavsiye ediliyor.,

İstanbul Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Biyofizik Anabilim Dalı Biyofizik Programı içinde 2016 yılında hazırlanmış, İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenen bir doktora tezinin özeti var.

Tezin adı, "Elektromanyetik alan uygulamasının (wi-fi 2.4 ghz) insan embriyonik böbrek hücrelerinde apoptoz ve oksidatif stres değerleri üzerine selenyum ve çinkonun etkisi." Evinde veya iş yerinde wi-fi İnternet bağlantısı kullananlar, bilgisayarlarında, önce bağlantının kurulduğunu gösteren dalga şeklindeki işarete sonra da "özellikler"e tıklarsa, orada "Ağ Grubu: 2.4 GHz" ifadesini görecektir. 

Tezde, bu İnternet hızı sebebiyle yayılan elektromanyetik dalgaların insan vücudunda meydana getirdiği hücre hasarlarının çinko ve selenyum ile tedavi edilip edilemeyeceği araştırılıyor. Sonuç: Bu dalgaların insan hücresine zarar verdiği kesin.Tezin sahibi, Nural Pastacı Özsobacı, tez danışmanı Derviş Özçelik.

Parantez içinde verilen değerleri, konuyla ilgili uzmanlar dışında kimsenin anlaması mümkün değil. Bu bir gazete yazısı ama orijinal haline dokunmamak için özeti aynen veriyorum. Sabırla okuyun ve parantez içindeki değerleri geçerek anlamaya çalışın lütfen:

"2.4 GHz frekansında elektromanyetik radyasyon yayan cihazların özellikle iletişim alanında kullanımı artmaktadır. Yapılan çalışmalar elektromanyetik alanların (EMA) biyolojik sistemlerde oksidatif stres, hücre hasarı ve apoptoz gibi olumsuz biyolojik etkiler oluşturduğunu belirtmektedir.

Organizmada bulunan ve antioksidan özelliği olan çinko ve selenyum, peroksitdismutaz (SOD) ve glutatyon peroksidaz (GSH-Px) gibi antioksidan enzimlerin yapısında bulunarak apoptoz üzerine etkili olduğu da çalışmalarda gösterilmiştir.

Bu amaçla insan embriyonik böbrek hücrelerinde (HEK293) 2.4 GHz frekanslı EMA uygulanmasında selenyum ve çinkonun etkisi, apoptoz ve oksidatif stres değerleri ile araştırılmıştır.

Çalışmamızda HEK 293 hücreleri ile; kontrol, 2.4 GHz, 50?M Zn+2.4 GHz, 100?M Zn+2.4 GHz, 100nM Se+2.4 GHz, 200nM Se+2.4 GHz grupları oluşturuldu.

EMA grupları 1 saat 2.4 GHz EMA'a maruz bırakıldı, element grupları ise Zn ve Se ile hazırlanıp 48 saat inkübe edildikten sonra EMA'a maruz bırakıldı.

Ölçümler sonucunda yapılan istatistiksel değerlendirmelerde EMA'ın MDA'i arttırdığı (p<0.001), SOD ve GSH-Px aktivitelerini azalttığı (p<0.05) tespit edildi.

Zn uygulamasının MDA seviyesini azalttığı (p<0.05), SOD aktivitesini attırdığı (p<0.05), GSH-Px aktivitesinde anlamlı bir değişim sağlamadığı belirlendi.

100 ve 200 nM Se uygulamasının MDA seviyesini azalttığı (p<0.05; p<0.001), SOD aktivitesini arttırdığı (p<0.05), GSH-Px aktivesini arttırdığı (p<0.05) tespit edildi.

Morfolojik değerlendirmede EMA'ın apoptozu ve kaspaz-3'ü arttırdığı (p<0.001, p<0.05), bcl-2'yi azalttığı (p<0.001) gözlemlendi.

EMA öncesinde Zn ve Se uygulanmasının apoptozu ve kaspaz-3'ü azalttığı (p<0.001) tespit edildi. EMA öncesinde 100 M Zn, 100 ve 200 nM Se uygulamasının ise bcl-2'yi arttırdığı (p<0.01, p<0.001, p<0.01) saptandı.

Sonuç olarak 2.4 GHz EMA'ın hücrede çeşitli olumsuz etkiler meydana getirdiği, Zn ve Se takviyesi ile bu etkilerden korunabileceği sonucuna varıldı."

Cep telefonları ve dolayısıyla baz istasyonları ile bunlara elektromanyetik dalga gönderen uydular, insan, hayvan ve bitkilerin DNA'sını bozuyor. 

Dalgalar biraz daha yoğunlaştırılırsa, bu durum insanda ve hayvanda, ani hastalanmalara veya ani ölümlere, bitkilerde ise yanmaya kadar gider.

Nasıl lazer ışınları silâh olarak kullanılıyorsa elektromanyetik dalgaların da silâh olarak kullanılması mümkündür! Küresel şirketler, bu dalgaların iyonize olmadığını ve hiçbir zarar vermediğini propaganda ediyor ama bilim diyor ki, "Şu anda kullanmakta olduğunuz 2.4 GHz hız bile insan hücresini tahrip ediyor!" Gerisini siz düşünün...


SONER YALÇIN GÜNDEME GETİRMİŞTİ


Gazeteci-Yazar Soner Yalçın, Sözcü gazetesindeki yazısında baz istasyonları ve internetin etkilerini kaleme almıştı.

Soner Yalçın’ın “CHP Mantığı” başlıklı yazısında şu ifadeler yer almıştı:

“Yüz yıldır telsiz, radyo, tv, uydu sinyalleri, cep telefonları, Wi-Fi teknolojilerinde kullanılan elektromanyetik dalgalar içinde yüzüyoruz. Dört yanımızda baz istasyonları var.

Oysa. Kanser gibi birçok hastalığın sebebi elektromanyetik dalgalar. (Bilgisayar endüstrisinin öncüsü Steve Jobs 56 yaşından kanserden öldü.”


Modeme Bağlanırken 2.4 GHz’i mi Yoksa 5 GHz’i mi Seçmelisin, Farkları Ne?


Yeni modemlerde kablosuz bağlanırken karşınıza 2.4 GHz ve 5 GHz olacak şekilde iki farklı seçenek çıkıyor. 

Tüm dünyayla iletişim halinde olmamızı, binlerce kilometre uzaklığı bile saniyeler içinde aşabilmemizi sağlayan internet, yıllar içerisinde çok gelişti. İnternete olan bağlılığımız arttıkça, bu teknolojiye daha hızlı ulaşabilmek için yeni çalışmalar yapıldı. Bir modem aracılığıyla bağlantı kurduğumuz internet, modeminizin türüne göre sadece kablolu veya kablolu + kablosuz olarak bağlantı kurabilmenize olanak sunar.

Bugün sizlere internet bağlantınızın kablosuz tarafında yer alan modem frekanslarını tanıtacağız. 2.4 GHz ve 5 GHz olan modem frekansları, internet hızınıza tahmininizden de fazla etki edebilir. 


2.4 GHz ile 5 GHz Wİ-Fi arasındaki fark nedir?


İnternete bağlanmak için kullandığınız modem, kablosuz bağlantıyı destekliyorsa bir frekans yaymalıdır. 2.4 GHz ve 5 GHz ise bu frekans teknolojileridir. Öncelikle modeminizin hangi teknolojiye sahip olduğunu bilmek gerekiyor. Bazı modemler 2.4 GHz, bazıları 5 GHz frekans yayarken bazılarında ise ikisi birden bulunur. Günümüzdeki modemlerin çok büyük bir kısmında iki frekans da destekleniyor. Üstelik ikisi için ayrı bağlantı oluşturup tek internet üzerinden bulunduğunuz konuma göre geçiş yapabiliyorsunuz.

İkisinin de iyi olduğu alanlar olduğu gibi diğerine göre başarısız olduğu alanlar da vardır. Bu sebeple modeminizi kullanırken hangi frekansı kullanacağınızı bilmek gerekiyor. Bu iki modem frekansı arasındaki en önemli fark, interneti kullanacağınız alan ile internet hızınıza olan etkileridir.



2.4 GHz; 600 Mbps'e kadar internet hızı desteklerken 5 GHz'de bu oran 1300 Mbps'dir. Bu açıdan bakıldığında 5 GHz frekansının çok daha iyi hizmet verdiğini söyleyebiliriz. Bu gerçekten de doğru bir tanım. 5 GHz frekansını kullandığınızda daha yüksek hızlara ulaşabilirsiniz. Ancak bunun da çok önemli bir dezavantajı var. Özellikle araya duvarların girdiği ve modemden uzak olunduğu ortamlarda 5 GHz sınıfta kalmakta. 2.4 GHz frekansı ise frekans aralığının daha geniş olmasından dolayı duvarların içinden geçerek daha uzaklarda da sağlıklı internet almanızı sağlayabilir.


Hangi modem frekansını kullanmalıyım?

Elbette eski teknolojinin yoğunluğu genelde hep daha fazladır. Bu sebeple 2.4 GHz; 5 GHz frekansına göre daha kalabalık bir hattır. Evinizde veya çevrenizde bulunan pek çok cihaz 2.4 GHz frekansını kullanıyor. Bu sebeple 2.4 GHz frekansının yoğun olduğunu ve internet hızında yavaşlamaya neden olabileceğini gösteriyor. 5 GHz frekansı ise hem daha boş bir hat hem dalga boyu daha kısa olduğu için internetinizin daha hızlı olmasını sağlıyor. 

Dalga boyunun kısalığının size kattığı internet hız artışı, uzun mesafe ve duvar gibi engeller karşısında 5 GHz'in başarısız olmasına neden oluyor.

Bu sebeple eğer modeminizin bulunduğu oda veya yakınlarında internete bağlanıyorsanız 5 GHz frekansı size daha fazla hız katacaktır. Eğer modemden uzak kalıp arada pek çok duvar varken internete bağlanmak istiyorsanız, bu noktada 2.4 GHz frekansı sizi daha fazla memnun edecektir. 5 GHz frekansındaki gibi bir hız alamasanız da uzak mesafelerde de interneti kullanmaya devam edebilirsiniz. Bu sebeple de hangi modem frekansını seçeceğiniz sizin bulunduğunuz konumla oldukça ilgili.



2.4 GHz Vs 5 GHz hız testi


Hazırladığım videoda evin 3 farklı yerinde her iki frekansa da hız testi yaptım. Modem yanında 5 GHz frekansının 45,7 Mbps indirme hızına ulaştığı gözlemlenirken 2.4 GHz frekansının 31,8 Mbps indirme hızında kaldığını görüyoruz.

Araya 1 duvarın girdiği ve modemden 5 metre kadar uzaklaştığımda 5 GHz'in 47,1 Mbps indirme hızına ulaştığını görüyoruz. Aynı yerde 2.4 GHz frekansı için yaptığım indirme hızı testinin 27,5 Mbps'te kaldığını gördüm.

Buraya kadar 5 GHz'in son derece başarılı olduğunu görüyoruz. Gerçekleştireceğim son testte işleri biraz zorlaştırmak istedim. O sebeple arada 3 duvarın olduğu 9 metre uzaklığa giderek aynı testi uyguladım. Bu noktada 5 GHz'in sadece 0,74 Mbps indirme hızına ulaştığını görüntüledim. 2.4 GHz ise 8,08 Mbps ile en azından işimi görecek bir internet sağlamaya devam ediyordu.

Öncelikle yaptığım bu test sadece bu iki teknoloji arasındaki farkı daha iyi anlamak için yapıldı. Laboratuvar ortamında değil, bir ev internetiyle tamamen doğal koşullarda gerçekleşti. Her ne kadar Speedtest'in internet kaynağı için sunduğu ad kısmında farklı isimler çıkıyor olsa da aynı modem ve internet üzerinden bağlanıldı. 5 GHz'in kısa mesafede çok başarılı bir teknolojiyken 2.4 GHz'in uzun mesafelerde günü kurtarmak için son derece kullanışlı olduğunu görebiliyoruz. Buradaki değerler labarotuvar ortamında olmadığı için kesin bir sonuç veremez, ancak teknolojileri anlamamıza yardımcı olabilir.






5G ifadesi, telekomünikasyon gelişmeleri arasında 5. nesil kablosuz bağlantı teknolojisini temsil eder. 5G teknolojisi, henüz dünyada kullanılmayan bir kablosuz bağlantı teknolojisidir. 

5G ile veri indirme hızının oldukça yüksek seviyelere çıkması beklenmektedir. Günümüzde 4G (LTE) teknolojisi yaygındır. 5G teknolojisinin 4G teknolojisine göre 10 kat daha hızlı olması planlanmaktadır. 4G teknolojisini kullanan akıllı cep telefonlarının veri indirme hızı, 100 megabit değerindedir. 5G teknolojisinde bu hızın 1000 megabite ulaşacağı konuşulmaktadır. 

5G Avantajları Nelerdir? 5G teknolojisinin sunduğu en önemli avantaj, hız noktasında ortaya çıkar. Kullanıcılar 5G'ye geçtiklerinde telefonlarına daha hızlı bir şekilde uygulama indirebilir. Aynı zamanda İnternet üzerinden yaptıkları fotoğraf gönderme, video izleme ya da haber okuma gibi işlemleri daha hızlı bir şekilde yerine getirebilir. 5G ile 100 GB büyüklüğünde olan ve 4K görüntü çözünürlüğü ile hazırlanan bir filmin 5 dakikadan daha az sürede telefonlara indirileceği belirtilmektedir. 

5G Nasıl Çalışır? Dünyada iletişimde önde gelen pek çok firma, bu konuda bir araya gelerek uzun yıllar boyunca çalışma yapmıştır. 5G teknolojisinin 3G ve 4G teknolojileri ile uyumluluk sağlaması hedeflenmektedir. Bununla birlikte 5G, 4G teknolojisine göre daha yüksek seviyedeki radyo frekanslarını kullanır. 4G, 20 MHz seviyesine kadar olan bantları kullanır. 5G bağlantı teknolojisi, 6 GHz seviyesindeki frekans bandına kadar çıkar. 

5G'nin 6 GHz'e çıkmasının iki ana nedeni bulunur: Öncelikle, bu frekanslar şu anda boştur. Diğer sebep ise 6 GHz seviyesindeki frekans bantları, verileri daha hızlı bir şekilde taşıyabilir. Bununla birlikte yüksek frekanslar, sinyalleri alçak frekanslar kadar uzağa taşıyamazlar. Bu durum nedeniyle 5G teknolojisinin sunulduğu bölgelerde çoklu giriş ve çıkışa sahip olan antenlerin kullanılması beklenmektedir. 5G Teknolojisi Ne Zaman Kullanılacak? 5G teknolojisi konusunda pek çok farklı ülke yarış hâlindedir. Güney Kore ise bu konuda daha avantajlı bir ülke olarak öne çıkar. Güney Kore, 2020 yılında 5G teknolojisine geçmeyi planlamaktadır. Türkiye ise 4G teknolojisini bir adım ileriye taşıyarak 4.5G teknolojisi için çalışmalar yapmıştır. 4.5G'nin altyapısının 5G'ye uyumlu olduğu belirtilmektedir. Türkiye'de 5G kullanımının, 2023 yılının sonunda başlaması beklenmektedir.

Elektromanyetik alanları, çevremizdeki tüm akım taşıyan kablolar, elektrikli aletler, yüksek gerilim hatları, TV ve bilgisayarlar, radyo antenleri, mikrodalga fırınlar, mobil telefonlar, cep telefonları, uydu antenleri ve verici antenler yaratır. Evlerimizde günlük kullandığımız çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, buzdolabı, mikrodalga fırınlar, saç kurutma makinesi, elektrikli traş makinesi, elektirikli ısıtıcılar, bilgisayarlar, cep telefonları vs. Makina ve cihazların her birinin çevresinde elektromanyetik alan mevcuttur.

Bu kadarla da bitmiyor. Bizler, her birimiz görünür ışığın titreşiminden biraz daha az titreşimli İnfared, Kızılötesi, elektromanyetik radyasyon kaynağı olarak elektromanyetik dalgalar yayıyoruz. Ve yaşamımız/canlılığımız devam ettikçe de İnfared, Kızılötesi radyasyon yaratacağız/yayacağız.

İnsan organizması, besinleri yakmakla oluşan ısıyı, vücut sıcaklığını 36°C-37°C sabit tutmak için sürekli olarak etrafa vermek zorundadır. Bunu İnfared radyasyonla yapar. Yani insan vücudu ısısını elektromanyetik dalgalarla uzaklaştırır. Bunun gibi yer kürenin ve vücudumuzun hemen her bölgesinin elektromanyetik özellikleri saptanmıştır. 

İnsan organizmasının magnetik alanlarının çevremizdeki doğal alan olan yer kürenin magnetik alanı ile uyumlu olduğu da bilinmektedir. Böyle bir ortamda evrimleşen insan için çevre doğal alanları, teknolojik gelişme ile bozulmuştur. Teknolojinin bize sunduğu ve yaşamımızı kolaylaştıran cep telefonu, bilgisayar, televizyon, elektrikli ev aletleri, uydu antenler, kablolu iletişim sistemleri vs. vücudun magnetik alanları ile yer kürenin magnetik alanı arasındaki uyumu bozmuştur/bozmaktadır. Çünkü insanlığın kullanımına girmiş bu aletlerin elektromanyetik alanları, insan vücudundaki elektromanyetik alanlardan ve doğal çevre alanlarından çok daha fazladır. En fazla magnetik alana saç kurutma makinesi, elektirikli traş makinesi ile floresan lamba sahiptir.

Bugün dünyada milyonlarca cep telefonu kullanılmaktadır. Ve özellikle cep telefonlarının kullanıldığı frekanstaki elektromanyetik alanın 1993 yılında Belçika’lı bilimciler tarafından insan geninde hasara yol açtığı gösterilmiştir. 1990’lı yılların ikinci yarısında Fransa da yapılan bir araştırmada; kadın ve erkek olmak üzere her iki cinste de beyin tümörü sayısının %31 artmış olmasının görünmesi teknolojinin bize sunduğu kaynakları sınırsız ve sorumsuzca kullanamayacağımıza ilişkin önemli göstergelerden yalnızca bir kaçıdır. 

Cep telefonu kullanımının ve baz istasyonlarının kurulmasının hızlı artışının kanser, baş ağrısı, ve hafıza kaybı dahil olmak üzere sağlığı olumsuz etkilediğine ilişkin ilgi tıp ve mühendislik çevrelerinden artmıştır. Bu ilgi karşısında Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Elekrtomanyetik Alan Projesi ile işbirliği içinde olan kuruluş ve merkezlerle birlikte, 10 (on) yıl sürecek olan ve 44 (kırkdört) ülkenin katıldığı Uluslararası Elektromanyetik Alan Projesi’ni 1996 yılında başlatmıştır. Bu projeyi aralarında Uluslararası Çalışma Örgütü, NATO’nun da bulunduğu 8 (sekiz) uluslararası kuruluş ile 8 (sekiz) araştırma laboratuvarı ve merkezi de desteklemektedir.

Biyomoleküllerin (DNA, RNA ve Protein) sentezi, hücre bölünmesi, kanser oluşumu, hücre yüzeyine ait özellikler, memrandan kalsiyum giriş-çıkışı ve bağlanması üzerine elektromanyetik alanların etkili olduğu gözlenmiştir.

Biyokimyasal ve fizyolojik olarak yine hücre ve dokularda; hücresel solunumun azaldığı, hormonların etkilendiği, doku ve hücrelerin hormonal cevabının değiştiği, karbonhidrat, nükleik asit ve protein metabolizmasının değiştiği, yapısal değişiklikler gözlendiği, farklı antijenlere karşı immun/bağışıklık cevabının etkilendiği gözlenmiştir.

Radyo dalgaları ve mikrodalgalara maruz bırakılan deney hayvanlarında (kobay, fare, tavşan, kedi, şıçan) gözlenen etkilerden bazıları aşağıda verilmiştir. Bu çalışmalar 0.45 GHz-1.9 GHz aralığındaki cep telefonu etkilerini yansıtmaktadır.

● İmmünolojik Etkiler: Eritrositlerde ve lenfoblastlarda artış (3.1 GHz; günde 120 dk/6 gün); T ve B lenfositlerde artış (0.026 GHz; günde 15 dk/1 gün); Blastogenesis de artış.

●Sinir Sistemine Etkiler: Hipotalamusta norepinefrin düşüklüğü (1.6 GHz; günde 10 dk/1 gün); Hipotalamusta dopamin düşüklüğü (1.6 GHz; gündü 10 dk/1 gün); Hipotalamusta nöron büyümesi (1.7 GHz; 22 gün); Beyin hücreleri sıcaklığında artış (2.45 GHz; günde 2.5-7 dk/1 gün) ; EEG frekanslarında değişim; kan-beyin bariyeri geçirgenliğinde artış (1.3 GHz; günde 20 dk/1 gün); Miyelin dejenerasyonu (3 GHz; günde 180 dk/90 gün); Glial hücre proliferasyonu (3 GHz; günde 180 dk/90 gün).

●Hematolojik Etkiler: Hematokrit seviyesinde artış (24 GHz; günde 180 dk/1 gün); Beyaz kan hücrelerinde azalma (24 GHz; günde 180 dk/1 gün); Lenfosit seviyesinde yükselme

(0.425 GHz; günde 240 dk/47 gün); Lökosit seviyesinde düşme (24 GHz günde 180 dk/1 gün) ; Eritrosit sayısında düşme (2.45 GHz; günde 5 dk/1 gün).

● Kardiyak Fonksiyonlara Etkiler: Kalp hızında düşme (0.96 GHz; günde 60 dk/1 gün); Bradikardi (0.96 GHz; günde 5-10 dk/1 gün); EKG de değişmeler (2.4 GHz; günde 20 dk/10 gün)

●Nöroendokrin Sisteme Etkiler: Troid hormonu sevisinde yükselme (3 GHz günde 180 dk/48 gün); Serum thyroxine seviyesinde düşme (2.45 GHz; günde 240/480 dk/1 gün); Adrenal bezde ağırlık artışı (2.45 GHz; günde 5 dk/6 gün)

●Büyüme ve Gelişim Etkileri: Vücut- beyin ağırlığında azalma (2.45 GHz; günde 300 dk/16 gün); Fetus ağırlığında azalma (2.45 GHz; günde 100 dk/12 gün); Doğum sonrası ölümde artış (2.45 GHz; günde 10 dk/1 gün).

●Genetik Etkiler: Akciğer hücrelerinde kromozom aberasyonu (0.019 GHz; günde 30 dk/1 gün); Sperm hücrelerinde kromozom translocation (9.4 GHz; günde 60 dk/10 gün); Mutasyon da artış (9.4 GHz; günde 0.03 dk/1 gün); Doku nekrozu (1.6 GHz; günde 100 dk/1 gün)

●Klinik Kimya ve Metabolizma Etkileri: Serum glikoz seviyesinde artış (2.45 GHz; günde 120 dk/1 gün); Ürik asit sevisinde artış (2.45 GHz; günde 120 dk/1 gün); Metabolik hızda azalma (2.45 GHz; gündü 30 dk/1 gün); ATP sevisinde azalma (0.591 GHz; günde 0.5 dk/1 gün).

●Testisler Üzerindeki Etkiler: Testiküler dejenerasyon (9.27 GHz; günde 4.5 dk/295 gün); Testiküler lezyon (10 GHz; günde 5 dk/1 gün).

● Oküler Etkiler: İntraküler sıcaklıkta artış ve katarakt gelişimi.

Cep telefonlarının zararlarını konuşurken; değerlendirme kriteri olarak; SAR (Spesific Absorbtion Rate) Özgül Soğurma Oranı vücudun bir kilogramının sıcaklığını 1°C yükselten elektromanyetik enerji miktarı tanımlanmaktadır. 

Genel halk maruziyeti için SAR değeri, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1996 yılında 0.08 w/kg olarak belirlenmiş olup 0.1 w/kg SAR değerinin üzerindeki cep telefonlarının kullanılmaması önerilmektedir.

Sonuç olarak; laboratuvar koşullarında, elektromanyetik radyasyonların bulunduğu veya bu cihazları kullananlarda biyolojik sistemler ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri de yapılan çok sayıda deneysel çalışmayla kanıtlanmıştır. Bu nedenledir ki sağlığa zararlı bir etken olarak kabul edilen elektromanyetik radyasyon veya alanlar için yaşamsal bir takım limitler oluşturulmuştur. Cep telefonları gibi elektromanyetik radyasyon veya alan oluşturan cihazların etkilerinin genel halk sağlığı açısından çok ciddi sağlık riskleri oluşturabileceğini önemle ifade edebiliriz.

Şu anda piyasada kullanılan ve her gün yeni yeni modelleri üretilen cep telefonlarının SAR değerleri kullanıcılara ilan edilmeli ve kullanıcıların uluslararası standartlarla karşılaştırarak cihaz seçimi konusunda bilinçlenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca yaydıkları elektromanyetik alan dolayısıyla, cep telefonlarının mümkün olduğu kadar az kullanılması önerilmektedir.

●Elektrikli aletleri kendinizden mümkün olduğunca uzakta çalıştırın. Elektromanyetik etki mesafe ile hızla azalacaktır.

●Kullanmadığınız elektrikli aletleri ya kapalı tutun ya da fişten çıkartın. “Stand by” konumunda kaldığı sürece elektromanyetik kirlilik yaratacaktır.

●Düşük radyasyonlu bilgisayar ekranı kullanmaya özen gösterin ya da ekran filtresi kullanın.

●Dinlendirici bir uykuya geçmek için yatak odasında TV, radyo bulundurmayın.

●Ekonomi (halojen ve flöresan) lambaları mümkünse kullanmayın, kullanıyorsanız kendinizden uzak tutunuz.

●Elektrikli saat/radyo/alarm baş ucunuzda bulundurmayın (pilli kullanmayı tercih edin).

●Yatak odasında baş ucunuzdaki duvarla komşunuzda bir elektronik aletin bitişik durmamasını sağlamaya çalışın.

●Cep telefonunu kullanmadığınız sürece kapalı tutun. Gerekmedikçe cep telefonları kullanmayın.

●Cep telefonlarını üzerinizde açıkken bulundurmayın (kalp üstünde, bel ve göğüs hizasında bulundurmayın). En iyisi cep telefonu kullanma çılgınlığına son verin.

●Açık bir cep telefonunu kendinizden uzak mesafede bırakın ve tercihen 1 m. mesafeden kulaklıkla konuşun. Acil durumlar dışında cep telefonunuzu açık taşımayın veya hep kapalı tutun. SAR değeri 1 w/kg dan daha düşük olan cep telefonlarını tercih edin.

●Elektirikli battaniye kullanmayın ya da yatmadan önce yatağınızı ısıtarak kullanın.

●Tüm TV, bilgisayarların arkasında elektromanyetik alan daha büyüktür.

●Lap Top bilgisayarlar şarjlı kullanıldığında düşük elektromanyetik alana sahiptir.

●Saç kurutma makinesinin manyetik alanı çok yüksek olduğundan, sürekli kullanmak yerine aralıklarla ve kısa süreli kullanın.

●Mikrodalga fırın çalışırken en az 1 m. den uzakta durun ve gerekmedikçe kullanmayın.

●Fotokopi makinalarından (yüksek manyetik alana sahiptir) en az 50 cm. uzakta durun.

●Elektirikli traş makinesi kullanmayın veya şarjlı kullanın.

●TV. ekranlarından (ön ve arkasından) en az 2 m. uzakta bulunun.

●Çamaşır, bulaşık makinesi vs. çalışırken yakınında bulunmayın.

●Cep telefonu baz istasyonlarının evlerinizin çatısına, okullara veya yakın çevrenize takılmasına izin vermeyiniz.

NOT: Elektromanyetik radyasyonlar ve insan sağlığına olumsuz etkileri ile ilgili yazı; Prof. Dr. Nesrin SEYHAN (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biofizik Anabilim Dalı Başkanı) ve Prof. Dr. H. Hilmi SABUNCU (İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı-İş Sağlığı Bilim Dalı Başkanı) nun TTB Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi’ndeki yazılarından derlenmiştir.


Sonsöz


5G gibi yüksek frekanslı radyo dalgası kullanılan teknolojiler, ciddi bir elektromanyetik kirliliğe yol açmaktadır. Yüksek frekanslı radyo dalgaları, insan başta olmak üzere bir çok canlı için olumsuz etkilere sebep olmaktadır.

İnsanlar günümüzde daha obez, doyumsuz ve mutsuz. Bunun en büyük sebeplerinden biri de elektromanyetik kirliliktir. Eğer 5G teknolojisine de geçersek bu kirlilik en üst seviyeye ulaşacaktır. Teknoloji güzel bir şey ancak bunun olumsuz etkilerini de öngörüp, buna göre önlemler almamız gerekmektedir.

5G teknolojisi 6ghz bandında, wifi teknolojsi de 2,4 ghz ve 5ghz bandında çalışmaktadır. Bu yüksek frekanslı radyo dalgaları insanlarda başta kansere ve diğer bir çok olumsuz etkiye neden olabilir. Önlem almak zorundayız.



Kaynaklar

https://www.hepsiburada.com/tablet-c-3008012?nedir=5G
https://www.tedankara.k12.tr/index.php/elektromanyetik-radyasyonlar-ve-insan-sagligina-olumsuz-etkileri
https://www.odatv4.com/guncel/2.4-ghz-hiz-bile-insan-hucresini-tahrip-ediyor-06042052-181693
https://diyot.net/frekans-nedir/
https://www.webtekno.com/2-4-ghz-5-ghz-farki-hangisini-secmeliyim-h122612.html
https://onedio.com/haber/gozle-gorulmeyen-tehlike-kablosuz-aglarin-vucudumuza-verdigi-zararlari-gorunce-sok-olacaksiniz-854523

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çöp DNA (İnsan DNA' sının %98' i)

Bakım Yönetimi

Matrix Felsefesi ve Platon' un Mağara Alegorisi