Dalkavukluk nedir? ve zararları nelerdir?
Son yıllarda iş yaşamında bireylerin örgütlerinde maddi ya da manevi çıkar sağlamak amacıyla çeşitli yollara başvurdukları görülmektedir. Ahlaki olmayan bu yolların başında “dalkavukluk” gelmektedir. Dalkavukluk yeni bir kavram olmayıp eski bir geçmişe sahiptir. Dalkavukluk kavramının tarihi geçmişi incelendiğinde Selçuklu, Osmanlı gibi Türk devletlerinde yaygın olarak görülen bir davranış olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı Devleti`nin eski gücünü kaybetmesi ve dağılma sürecine girmesiyle birlikte devlet yönetim sisteminde büyük zaaflar yaşanmaya başlanmıştır. Bu durum dalkavukluğun devlet içinde yayılmasına neden olmuştur. Osmanlı Devleti`nde dalkavukluk bir meslek olarak görülmüştür. Bu meslek sahipleri yöneticilerini çeşitli yollarla eğlendirerek onlar üzerinde etki sahibi olmayı amaç edinmişlerdir. Reşat Ekrem Koçu dalkavukluğu şöyle tanımlamıştır: “Kendi çıkarı, menfaati için bir zengine veya devlet yönetiminde yüksek mevki sahibi bir kişiye yaranmaktır. Dalkavuk bir kişi bugünkü anlamda hacı yatmaz gibidir; para kaynağı yahut timsalin önünde eğilir, el, etek öper, ama her zaman menfaatini sağlar, maddi sıkıntı çekmemek anlamında ayakta durur; elini, eteğini öptüğü kimse imkân ve kudretini kaybedince de hemen yeni efendilerinin huzurunda zilletle eğilir ve asla tereddüt etmeyerek düşen efendisinin aleyhinde bulunur”
Günümüzde etik dışı bir davranış olarak görülen dalkavukluk aynı zamanda sosyal bir davranış bozukluğudur. “Yanlış övgü, abartılı övgü” olarak ifade edilen dalkavukluk Eski Yunanlılardan bu yana hoş görülmeyen bir davranış olarak görülmüştür. Övgüde sınırı aşan dalkavuk kişilerin aslında niyetlerinin övgü olmadığı, çıkar sağlamak olduğu bilinen bir gerçektir. Dalkavukluk toplumsal değerlere ters düştüğünden dolayı toplumda kabul görmeyen, topluma zarar veren ve suç olarak görülen bir davranıştır.
Dünya genelinde eskiye oranla yüksek eğitim mezunları sürekli çoğalmaktadır. Bu durumda örgütler çalışanlarını belirlerken birçok seçenek ile karşılaşmaktadır. Örgütler adına ne kadar çok çalışan seçme şansı olursa o kadar avantajlı bir durum söz konusu olsa da aynı zamanda bu durum hem örgütler hem de çalışanlar için bazen dezavantaja dönüşebilmektedir. Öyle ki, çalışanlar sadece yetenekleriyle değil, başka birçok şekilde örgütlerde var olacaklarına inanabilmektedir. Kurumsallaşmış ve çalışanlarına değer veren, kendi kültürünü belirlemiş örgüt çalışanlarının davranışlarında hem etik açıdan sorun olmadığı hem de örgüt yararına örgütsel vatandaşlık davranışı, örgütsel bağlılık ve prososyal davranışlar gibi olumlu sosyal davranışlarda bulundukları görülmektedir. Ancak, kurumsallaşmayı tamamlayamamış, örgütsel kimliğini ve kültürünü belirleyememiş örgütlerde ise çalışanlar dalkavukluk davranışlarında bulunarak yöneticilere yaranmayı ve onlara şirin görünmeyi tercih etmektedirler. Bu durum örgüt içerisinde çalışanlarda huzursuzluğa ve çeşitli kaygılara neden olmaktadır.
“İnsanları sadece ceza ile yönetirseniz, onlar bir daha yanlış yapmazlar; ancak şeref ve utanma duygusuna da sahip olmazlar. İnsanları erdemle ve etik kurallar ile idare ederseniz, o zaman onlar şeref ve utanma duygularına sahip olurlar, hem de doğruyu ve iyiyi yapmaya çalışırlar” Konfüçyüs
Burada incelenen iki önemli noktadan biri dalkavuk diye tabir edilen çalışanların birçok örgütte var olabilmesi, diğeri ise dalkavuk adıyla anılan çalışanlara rağmen bu duruma ses çıkarmayıp, bu durumdan çıkarım sağlayıp, belki de yine bu durumdan hoşlanan yönetici ve liderlerin olmasıdır. Başarılı lider ya da yöneticiler hata yaptıklarında gerek takım arkadaşlarının gerekse çalışanlarının uyarılarını dikkate alan ve bu uyarıları yaptığı için çalışanlara ve takım arkadaşlarına karşı olumsuz tavır almayan kişilerdir. Aksi durumda ise sürekli olarak çıkarları uğruna yönetici ya da liderlerinin olumsuz tutumlarına tepki göstermeyip, aksine bu olumsuzluğu gidermek adına herhangi bir çaba sarf etmeyen ve doğruları da söylemeyen çalışanlar; örgüt yöneticilerinin veya liderlerinin daha fazla hata yapmalarına böylece örgütlerine zarar vermelerine sebep olmaktadır. Bu bağlamda gerek liderler gerekse tüm kademedeki yöneticiler çalışanlarla ilişkilerinde denge tahtasını sağlayarak, dalkavukluk gibi etik dışı davranışların oluşmasını daha başlatmadan önleyebilmelidirler. Sonuç olarak bu çalışmanın iş dünyasında pek dikkate alınmayan etik dışı bir davranış olan dalkavukluk konusunda farkındalık oluşturacağı ve literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Kaynaklar
https://www.researchgate.net/profile/Yusuf_Esmer/publication/338164408_ORGUTSEL_DALKAVUKLUK/links/5ea17aef299bf14389407461/OeRGUeTSEL-DALKAVUKLUK.pdf
Yorumlar
Yorum Gönder