Covid-19 Pandemisi ve Virüse Karşı Geliştirilen Aşılar

2020 haziran ayinda yeni normale girdik. O gunden bu gune hastalik seyrinde bir değişim olmadi virus hala yayilmaci ve hala aktif. Özetle hastalığı yenmenin tek yolu vaka sayısını sıfırlamak. Bu da mümkün olmayınca bu mrna virüsünü yenmemiz mumkun görünmüyor. Herkese bulasmasi öngörülen bu virus. Mucadele yontemimizi degistirmeye zorluyor. Mucadele tarzimiz ilacla tedavi imkanlarini geliştirerek olum oranlarini dusurmek olmalidir. Hastalik sonrasi kalici hasar konusu ise hala bilimsel olarak kanitlanmis değil. Bir baska konuda hastalik bulasmasin diye maske takmak daha baska bakteriyel enfeksiyonlara neden olabilir dusuncesi. Sicak havalarda bu maskelerin takilmasi nemlenme nedeniyle bakteri ve viruslere guzel bir habitat sunuyor. Bu yuzden covid19 ile mucadele yöntemimizi radikal bir sekilde gozden gecirmemiz gerektigini dusunuyorum. Sosyal mesafe ok. Temizlik ok. Maske konusu tekrar gozden geçirilmeli.
Hastalikla mücadele de esas olan mutlak temizlik olduğunu kesinlikle aklimizdan cikarmamaliyiz.

COVID-19 için birkaç farklı aşı türü geliştirilmektedir.

Bu aşıların tümü vücudun bağışıklık sistemine COVID-19’a neden olan virüsü güvenli bir şekilde tanıtmayı ve yok etmeyi öğretecek şekilde tasarlanmıştır.

•Hastalığa neden olmayan ancak bağışıklık yanıtı oluşturan etkisizleştirilmiş virüs içeren aşılar (İnaktif aşılar).
•Hastalığa neden olmayan ancak bağışıklık yanıtı oluşturan zayıflatılmış virüs içeren aşılar (Canlı atenüe aşılar).
•Güvenli bir şekilde bağışıklık yanıtı oluşturmak için COVID-19 virüsünün yapısını taklit eden protein parçalarını kullanan protein bazlı aşılar.
•Güvenli bağışıklık yanıtı oluşturmak için COVID-19 virüsünün RNA parçacıklarını taşıyan hastalık yapıcı etkisi olmayan virüslerin kullanıldığı viral vektör aşıları.
•Kendi başına güvenli bağışıklık yanıtı oluşturan protein üretmek için genetik olarak tasarlanmış RNA ve DNA parçacıklarını kullanan son teknoloji bir yaklaşım olan m-RNA ve DNA aşıları.


COVID-19 Aşısı Üretim Teknolojileri


Erken dönemde faz III çalışmalarına başlamış beş aşı, üç farklı yöntemle üretilmektedir.

Bu yöntemler:

1.İnaktif Aşılar

●Gelenekselleşmiş yöntemlerle üretilir.
●Virüs parçalanıp etkisiz hale getirilerek vücudumuza zarar verilmeden bağışıklığımız uyarılır.
●Uzun dönem etkileri konusunda diğer aşılara kıyasla daha net konuşulabilir.
●Öldürülmüş virüs ihtiva etmelerinden dolayı ilk aşamada daha güvenli olduğu kabul edilir.
●2-8°C’de saklanabilir.
●Üretimi diğerlerine göre daha zor ve yavaştır.
●Türkiye’de yapılan faz III çalışmasının ara değerlendirme sonuçlarına göre aşının etkinliği %91,25 olarak tespit edilmiştir.
●Sinovac aşısı bu sınıfa girmektedir.


2.Viral Vektör (Adenovirüs) Aşıları

●Grip benzeri hastalık yapan bir virüsün (adenovirüs) genetik müdahale sonrası Koronavirüs proteini ile desteklenerek insanda bağışıklık oluşturması amaçlanır.
●Bu aşılar; Zika, Chikungunya gibi viral hastalıklara karşı uzun bir süredir faz III aşamasındaydı.
●Aşıların içindeki mikroorganizmalar canlı olmakla birlikte, güçsüzleştirildiklerinden dolayı insanlarda hastalık yapamazlar.
●Avantajı 2-8°C arasında, yani rutin olarak kullanılan aşı dolaplarında saklanabilmeleridir.
●Yeni aşı geliştirme teknolojilerindendir.
●Sputnik-V ve Oxford/AstraZeneca aşıları (AZA-1222) bu sınıfa girmektedir.

3.Mesajcı RNA (mRNA) Aşıları

●mRNA, vücudumuzda doğal olarak üretilen protein sentezinde rol alır.
●Laboratuvarda yapay olarak üretilen mRNA’lar tıpkı kendi mRNA’larımız gibi çalışarak virüse karşı bizi uyarmayı amaçlamaktadır.
●Bu moleküller daha sonra kendi moleküllerimiz gibi yıkılarak vücuttan atılırlar.
●Bu aşılar 25 yıldır kanser dâhil pek çok hastalığın tedavisine yönelik olarak kişiye özel immunoterapi yöntemleriyle çalışılan teknolojiye benzer şekilde üretilen aşılardır.
●Bu aşıların en büyük dezavantajı Biontech/Pfizer aşısının (BNT-162b2) -70°C’de, Moderna aşısının (mRNA-1273) -20°C’de saklanabiliyor olmasıdır.
●Biontech/Pfizer, Moderna aşıları bu sınıfa girmektedir.

* Ülkemizde halen 16 aşıya ilişkin çalışma yürütülmektedir.


COVID-19 Aşısı Sonrası Yan Etkiler

Bugüne kadar COVID-19 aşılarına yönelik gerek yürütülen klinik çalışmalarda gerekse mevcut aşı uygulamalarında ciddi yan etkilere rastlanmamıştır. Aşılama sonrasında görülen yan etkiler sıklıkla hafiftir.

Bunlar; yorgunluk, baş ağrısı, ateş, titreme, kas/eklem ağrısı, kusma, ishal, aşı uygulanan bölgede ağrı, kızarıklık, şişlik gibi hafif yan etkilerdir. Ancak nadir de olsa alerjik reaksiyonların olabileceği göz ardı edilmeden aşı uygulamasından sonra bir rahatsızlık hissedilmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması ve hekime yakın zamanda aşı olunduğu bilgisinin iletilmesi unutulmamalıdır.

Yan Etkilerle Karşılaşıldığında Yapılacaklar

Aşı sonrasında sık olarak karşılaşılabilecek durumlar ve bu hafif durumlara yönelik destekleyici yaklaşımlar şunlardır:

• Aşı uygulanan bölgede ağrı/şişlik/kızarıklık
Aşı uygulanan kolunuza yüksekte olacak şekilde pozisyon veriniz. Soğuk uygulama yapınız. (Örnek: Soğuk suyla ıslatılmış bir havlunun aşı yapılan bölgeye uygulanması vb. Bu sırada cilde doğrudan buz temas ettirilmesinden kaçınılmalıdır.)
Parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanılabilir.

• Yorgunluk
İstirahat ediniz, yeterli sıvı aldığınızdan emin olunuz.

• Hafif ateş, titreme
İstirahat ediniz, yeterli sıvı aldığınızdan emin olunuz, parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.

• Baş ağrısı
Parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.

• Kas/eklem ağrısı
İstirahat ediniz, yeterli sıvı aldığınızdan emin olunuz, parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.

• Kusma, ishal
Bol sıvı takviyesi yapabilirsiniz, beslenmenizi ishal diyetine uygun olarak düzenleyebilirsiniz. Ağızdan sıvı ve gıda alınamayacak kadar kusma olması durumunda sıvı kaybı olabileceğinden sağlık kuruluşuna başvurunuz.

COVID-19 aşısı uygulamasından sonra bunların dışında aşıyla ilişkili olabileceği düşünülen bir rahatsızlık hissedilmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.






Geleneksel aşılarda enfeksiyona sebep olan virüsler, zayıflatılarak ya da etkisizleştirilerek vücuda enjekte ediliyor, böylelikle vücut, kendisine zarar veremeyecek hale gelen virüse karşı bağışıklık kazanmayı öğreniyor.


RNA tabanlı aşılarda ise virüsün tamamı yerine, genetik bilgisini taşıyan RNA zincirinden kritik bir kısım vücuda enjekte ediliyor.


Viral vektör aşılarında da yine gen teknolojisi kullanılarak, virüsün taşıdığı genetik materyalin bir kısmı, başka bir virüs içine yerleştiriliyor ve vücuda enjekte ediliyor.


BioNtech ve Moderna aşıları RNA tabanlı, Sputnik V ve Oxford/Astrazeneca aşıları da viral vektör tabanlı aşılar.




Bu dört aşı arasında öne çıkan farklılıklardan ilki üretim aşaması.

Viral vektör aşıları, geleneksel aşılarda olduğu gibi üretim aşamasında canlı bir hücreye ihtiyaç duyduğu için hammadde gereksinimi iki katına çıkıyor.

RNA aşıları ise kısa zamanda daha fazla üretim yapılabilmesine olanak sağlayacak bir teknolojiye sahip.

Bu aşılarla ilgili ikinci kritik farklılık da dağıtım ve depolama esnasında ihtiyaç duyulan soğutma gereksinimi. RNA değişken bir yapıda olduğu için, Moderna ve Pfizer aşılarının daha düşük sıcaklıklarda muhafaza edilmesi gerekiyor.

Normal soğutucularda kısa süre saklanabiliyorlar. Daha uzun süre muhafaza edilebilmeleri için ise eksi 20 ya da eksi 70 santigrat derecede tutulmaları gerekiyor.

Viral vektör aşıları ise, normal saklama koşullarında uzun süre bozulmadan dayanabiliyor.





Kaynaklar


https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-55092070
https://covid19asi.saglik.gov.tr/TR-77708/covid-19-asisi-cesitleri.html

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çöp DNA (İnsan DNA' sının %98' i)

Bakım Yönetimi

Matrix Felsefesi ve Platon' un Mağara Alegorisi