Enok/Hanok’ un Kitabı
Enok veya Hanok; İbranice metinlerde bahsi geçen bir peygamber ve Kutsal Kitap’ taki bir figürdür.
İbranice Tevrat’ ta, Yaratılış kitabının 5. bölümünde adı geçmektedir. Hanok’ un yaşadığı dönem, Nuh Tufanı öncesine denk gelmekte ve bu sebeple Nuh Tufanından önceki ata olarak kabul edilmektedir.
İbranice kökenli Hanok ismi; İslami kaynaklarda Uhnuh, Batı dillerinde Enoch veya Henoch olarak geçer. Bazı kaynaklarda, Hz. İdris’in Ehnuh veya Uhnuh olarak adlandırıldığı, dolaysıyla Enok’un Hz. İdris Peygamber olduğu iddia edilmektedir.
Bu iddia, İslam âlimleri ve bazı tefsir yazarları tarafından dile getirilmiştir. Ancak bu görüş, genel İslam geleneği ve çoğunluğun kabul ettiği görüşten farklıdır.
Enok veya Hanok hakkında bilgiler, İbrani metinlerinde yer almaktadır. Özellikle Tevrat’ın Yaratılış kitabının 5. bölümünde Hanok’un hayatı ve soyuyla ilgili bilgilere yer verilir. Ayrıca ‘’Enoch Kitabı’’ adı verilen metinler de Hanok hakkında daha ayrıntılı bilgiler içerir. Bugün elimizde bulunan bu kitabın gerçekten Hz. İdris’e ait sayfaları içerip içermediği konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
Enok veya Hanok Kimdir?
Hanok, birçok Yahudi ve Hristiyan geleneğinde önemli bir figürdür. Enok Kitabı’nın yazarı olarak kabul edilir ve bazen yargı kâtibi olarak da anılır.
Hanok aynı zamanda Yeni Ahit’te de yer alır; Luka İncili’nde, İbranilere Mektup’ta ve Yahuda’nın Mektubu’nda adı geçer. Yaratılış Kitabı’na göre, Hanok 365 yıl yaşamıştır. Jared’in oğlu ve Metuşelah’ın babasıdır. İbrani Kutsal Kitabı’na göre, Hanok Antediluvian dönemde yaşamıştır.
Hanok’un özellikleri ve yaşamı hakkında metinlerde sınırlı bilgi bulunmaktadır. Tevrat’ta, Hanok’un doğrudan cennete alındığı ifade edilir: “Hanok, yürüdü; çünkü Tanrı onu aldı.” Bu ifade Hanok’un dünyadan fiziksel olarak alındığını, ölümünü yaşamadan doğrudan Tanrı’ya yükseltildiğini ifade etmektedir.
Ancak genel olarak, Hanok hakkındaki bilgilerde gelenekler, mitolojiler ve metinler arasında farklı yorumlar ve iddialar bulunmaktadır.
Enok Kitabı ve İçerdiği Bilgiler
Hanok’a atfedilen Enoch Kitabı, İbranice ve diğer bazı Yahudi geleneklerinde yer almaktadır. Ancak Enoch Kitabı, genellikle dini otoriteler tarafından kabul edilen kanonik metinler arasında yer almaz.
Enoch Kitabı, Hanok’un yaşamı, görüşleri, gözlemleri, ilahi vahiyler ve gelecek olaylar hakkında ayrıntılı bilgiler içeren bir metindir. Bu kitap, Habeş Yahudileri, Eritre ve Etiyopya Ortodoks Kiliseleri tarafından kutsal metin olarak kabul edilir.
Hanok Kitabında yer alan Nuh Tufanı ve Düşmüş Melekler gibi konularla ilgili çok sayıda kafa karıştırıcı terim bulunmaktadır.
Bu nedenle, Yahudiler ve Katolikler tarafından 3. yüzyılın sonlarına doğru ortadan kaldırılmış ve yakılmıştır. Ancak tamamen yok edilemediği anlaşılıyor, çünkü 1773 yılında İskoç araştırmacı ve Mason olan James Bruce, Habeşistan’da bir manastırda saklanan üç kopyasının bulmuştur.
Hanok Kitabında yer alan çeşitli atıflar, dini çevrelerde rahatsızlık yaratmış ve daha sonra 1. Konstantin hükûmeti tarafından “saptırıcı” olduğu gerekçesiyle kutsal metinler külliyatından çıkarılarak kaybolmuştur. 1. İznik Konsili’nde (MS. 325) ise Tevrat’tan tamamen çıkarılmıştır.
Hanok Kitabı’nın iki farklı nüshası bulunmaktadır. Birincisi, bir Rus manastırında bulunmuş ve Slav dilinde muhafaza edilmiştir. Bu nüsha “Hanok Sırlar Kitabı” olarak adlandırılır. İkinci kitap ise Hanok Kitabıdır ve James Bruce tarafından 1772 yılında bir Habeş manastırında bulunmuştur. Bu kitap, Tanrı’nın gökten kovduğu meleklerin yeryüzüne inmesi ve Nefilim’in ortaya çıkmasıyla ilgili bilgiler içerir. Hanok Kitabı’nın Jübileler Kitabı’nda şeytanlar, kadınlarla ilişkiye giren ve cennetten kovulmuş melekler tarafından yaratılan canavarlar olarak tasvir edilir. Başka bir efsaneye göre ise Nefilim adı verilen bir ırk, Şit’in oğulları ile Kabil’in kızlarından dünyaya gelen kötü niyetli kişilerdir.
Enok Kitabı, beş ana bölümden oluşur. İlk bölümünde, dünyayı gözlemlemekle görevli olan gözcülerin düşmesi ve Nuh Tufanı’nın nedenleri anlatılır.
Astronomi Kitabı ise güneş, ay ve diğer göksel ışıklar hakkında bilgi verir. Meseller Kitabı, Enok’un üç rüyasını içerir ve son bölüm olan Mektuplar ya da Eyvahlar Bölümü’nde uyarılar ve ikazlar yer alır. Ayrıca, kitap son zamanlarla ilgili alametlere de değinir.
Enok’un Hz. İdris Peygamber Olduğu İddiası
Enok’un Hz. İdris Peygamber olduğunu savunanlar, çeşitli gerekçelere dayanarak bu iddiayı ortaya atmışlardır. Bunlar arasında, bazı hadis rivayetlerine dayanma, dil ve isim benzerlikleri, İbrani metinlerindeki bilgilerin yorumlanması ve benzeri faktörler yer almaktadır. Ancak, bu iddianın kesin bir kanıtı bulunmamaktadır.
Enoch Kitabı, Yahudi ve Hristiyan geleneklerinde önemli bir metin olarak kabul edilirken, İslam kaynaklarında bu kitap hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır.
Genel olarak, İslam âlimleri ve tefsir geleneği, Enok ve Hz. İdris Peygamber’in farklı kişiler olduğunu kabul etmektedir. Hz. İdris Peygamber’in Kuran’da ayrı bir şekilde zikredildiği ve kendi özelliklerine sahip olduğu düşünülmektedir. Enok’un kim olduğu konusunda kesin bir bilgi olmadığından, Enok’un Hz. İdris Peygamber olduğunu iddia eden görüş azınlıkta kalmıştır.
Enoch Kitabı, 1773 yılında James Bruce tarafından bir Habeş manastırında keşfedildi ve daha sonra çeşitli dilbilimciler ve araştırmacılar tarafından çeviri ve çalışmalar yapıldı. Kitabın ilk çevirisi, 1883 yılında Richard Laurance tarafından “Peygamber İdris’in Kitabı” adıyla yapılmıştır. Daha sonra, 1912 yılında Robert H. Charles tarafından başka bir çeviri gerçekleştirilmiştir. Hz. İdris’e ait olduğu iddiası kitabın keşfinden sonra yapılan yorumlardan kaynaklanmaktadır. Enok Kitabı, Hz. İdris Peygamber’e ait olduğu iddia edilse de, Habeş Yahudileri, Eritre ve Etiyopya Ortodoks Kiliseleri dışında genel olarak kutsal metin olarak kabul edilmez.
İbni Hibban’ın Sahih adlı eserinde bahsedilen bir hadis, Enoch veya Hanok’un Hz. İdris olduğuna işaret eden bir delil olarak kabul edilir. Hadiste “Uhnuh’un İdris olduğu” ifade edilmektedir. Uhnuh, İbranice’de Hanuh’un Arapçasıdır. Bu bağlamda, İdris kelimesi Arapça kökünden hareketle “ders veren, eğiten, okutan, öğreten” anlamlarına sahip olabilir. İbranice ve Arapça arasındaki anlam benzerliklerine ve eski çağlardaki lakap kullanımının önemine dayanarak, Enoch’un Hz. İdris olduğu iddia edilmektedir.
Peygamber Enok’un Kitabı adlı eser, dinler tarihiyle ilgili şaşırtıcı bilgiler vermekte ve kutsal kitaplarda geçen anlatılara yeni bilgiler eklemektedir.
Eski Ahit’in kayıp bölümlerinden biri olduğundan ve kaybolmadan önce apokrif (Yahudi külliyatına ait olan yazılar) kitap olarak sayıldığından, daha sonra ise yasaklı kitaplar arasında sınıflandırıldığından bahsedilmektedir. Uzun yıllar kayıp olan kitap 1773 yılında Habeşistan’da bulunmuştur.
Kitabın içeriğinde ilginize çekebilecek birçok ayrıntı olmasına rağmen özellikle fantastik roman ve filmlerde de karşımıza çıkan düşmüş melekler anlatımını paylaşmak istedim.
Öncelikle belirtmeliyim ki burada kitapta geçen her konudan bahsetmeyeceğim ve çok ayrıntıya girmeyeceğim. Ayrıca internette kitabın içeriğinden bahseden başka yazılar bulabileceğiniz gibi dinler tarihine ilginiz varsa önerim kitabı alıp okumanız yönünde.
Şimdi gelelim Enok’un kim olduğuna ve kitabın konusuna…
Enok (Hanok şeklinde de geçiyor), peygamber Nuh’un büyükbabası, Tanrı’yla iletişim kurmuş ve melekler tarafından dünyada olmuş ve olacak olan olayların gösterildiği bir kişidir. 365 yıl yaşadığı, ölümü tatmadığı ve Tanrı tarafından göğe yükseltildiği belirtiliyor. Tevrat’ta, İncil’de ve Kuran’da da Enok’tan farklı şekillerde bahsedildiğini görüyoruz.
Tevrat’tan: ‘’Yeret 162 yaşındayken oğlu Hanok doğdu. Hanok’un doğumundan sonra Yeret 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. Yeret toplam 962 yıl yaşadıktan sonra öldü. Hanok 65 yaşındayken oğlu Metuşelah doğdu. Metuşelah’ın doğumundan sonra Hanok 300 yıl Tanrı yolunda yürüdü. Başka oğulları, kızları oldu. Hanok toplam 365 yıl yaşadı. Tanrı yolunda yürüdü, sonra ortadan kayboldu; çünkü tanrı onu yanına almıştı.’’ (Yaratılış 5; 18–24)
İncil’den: ‘’İman sayesinde Hanok ölümü tatmamak üzere yukarı alındı. Kimse onu bulamadı, çünkü Tanrı onu yukarı almıştı. Yukarı alınmadan önce Tanrı’yı hoşnut eden biri olduğuna tanıklık edildi.’’ (İbraniler 11:5)
Bu yukarı alınma anlatımı Kabala da dahil birçok ezoterik ekolü etkilemiş ve gökyüzüne çıkma motifinin başlangıcı olmuştur.
Kuran’da bahsedilen Hz. İdris’in Enok (Hanok) olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda Yunan mitolojisindeki Hermes ile Mısır Tanrısı Thoth ya da Merkür ile de aynı kişi olduğu söylenmektedir.
Enok ’un kitabında anlatılan olayların kaynağı Enok’un vizyonlarıdır, günümüzde vizyonlar sembolik anlatımlar olarak ele alınsa da eski zamanlarda tanrısal mesajlar olarak görülmekteydi. Enok’un vizyonları meleklerle konuşmak, meleklerin ona gösterdikleri ve miraç benzeri bir göğe yükselme yaşadığı sırada gördüklerinden oluşmaktadır.
Kitabın içeriği oldukça geniş olmakla birlikte kutsal kitaplardaki konularla benzerlik gösteriyor. Hatta eserin Tevrat’ın bölümlerinden biri olarak düşünüldüğünü söylemiştik. Kitapta ilk olarak düşmüş melekler, daha sonra Yahudi tarihindeki çeşitli konular ve son olarak öğüt ve cezalandırmalar anlatılmaktadır.
Düşmüş melekler anlatımı özellikle kutsal kitaplarda geçmemesi nedeniyle oldukça dikkat çekicidir. Yasaklı kitap olarak nitelendirilmesi de düşmüş melekler konusundan kaynaklanıyor olabilir. Kim bilir…
Düşmüş Melekler nedir?
Düşmüş melekler, Tanrı’nın buyruğuna karşı gelen veya günaha olan dayanıksızlıkları nedeniyle Tanrı’nın huzurundan uzaklaştırılmış veya cezalandırılmış melekler olarak açıklanmaktadır.
Yahudi ve Hristiyanlıkta oldukça tartışma konusu olan bir mesele olduğundan ve apokrif eserlerde görüldüğünden bahsedilmektedir. Özellikle Hristiyanlıkta düşmüş melek olarak, Işık Getiren anlamına da sahip olan Lucifer’i görmekteyiz.
Daha sonra ise düşmüş melek Lucifer Şeytan’a dönüşmüştür. İslam’da da şeytan tasviri olmasına rağmen düşmüş melekler şeklinde anlatılmamaktadır. İslam’da, benzer olabilecek fakat farklı bir anlatım olarak cinleri görmekteyiz, öte yandan cinler kötülüğün kaynağı olarak gösterilmez, onların da iyileri ve kötüleri olduğundan bahsedilir. Öte yandan Enok’un Kitabı dünyadaki kötülüğün kaynağının düşmüş meleklerden geldiğini söylemekte ve liderlerinin isimlerini de vermektedir. Sanırım ki bu konu üzerindeki en ayrıntılı metin Enok’un Kitabı…
Düşmüş Meleklerin hikayesi…
İnsanlar dünyaya yayılınca meleklerin bazıları yeryüzündeki insan kızlarının güzelliklerinden şehvet duymuşlar.
Liderleri Semyaza, yeryüzüne inelim insan kızlarını kendimize eş olarak alalım ve onlardan çocuklarımız olsun demiş. Fakat büyük bir günahın cezasını tek başına çekmek istememiş, böylece iki yüz kişiden oluşan bir grup melek birbirlerine yemin ederek yeryüzüne inmişler. Kendilerine insanlar arasından eşler seçmişler ve ilişkiye girmişler. Bu ilişki sonucu melek ve insanlardan doğan Nefil’ler olarak adlandırılan devler meydana gelmiş.
‘’Sonra kadınlar hamile kaldı ve boyları 135 metre olan devler doğurdu.’’ Enok’un Kitabı, 7.Bölüm, 11.
Nefil’ler dünyaya yayılarak her şeyi yok etmeye ve dehşet saçmaya başlamışlar. Bütün ürünleri tüketmişler ve artık sıra insanlara gelerek onları da avlamaya başlamışlar.
Dünya bu varlıklardan şikayetçi olmuş. Meleklerden Mikail ve Cebrail, Rafael, Suryal, Uriel yeryüzündeki bu çığlıkları duyup, tahribatı görünce durumu Yaratıcı ’ya bildirmiş ve demişler ki:
‘’Sen her şeyi olmadan önce bilirsin. Olanları biliyorsun, izin veriyorsun ama bize tüm bunlar karşısında ne yapacağımızı söylemiyorsun.’’ Enok’un Kitabı, 9. Bölüm, 13.-14.
‘’Sonra En Yüce Olan konuştu.’’ Enok’un Kitabı, 10.Bölüm, 1.
Yaratıcı, Gözcülerin (düşmüş meleklerin) çocuklarının insanların arasından çıkartılmalarını, vakitlerinin az kaldığını bildirmiş. Düşmüş meleklerin yeryüzü üzerinde derin bir çukura atılacakları ve mahşer gününe kadar o çukurda kalacakları bildirilip, çocuklarının ölümlerini görecekleri ve bu konuda hiçbir şey yapamayacakları bildirilmiştir.
Sonra Yaratıcı, Uriel’i Nuh’a göndererek saklanması gerektiğini büyük bir tufan göndereceğini bildirmiş. Dünyanın tohumunun korunması için Nuh’a ne yapması gerektiği gösterilmiş ve böylece tufan başlamış. Böylece melez çocuk Nefil’ler dünyadan silinmiş. Peki düşmüş meleklerin tek suçları melez çocuklara neden olmaları mı? Hayır değil.
Melez çocuklar dünyaya getirerek neden oldukları yıkımın yanı sıra insanlara öğretmemeleri gereken ilimleri öğretmişler. Gökyüzünün sırları olarak adlandırılan ilimleri…
‘’…onlara büyüler öğrettiler. Onları bitkiler konusunda ustalaşmak için kök kesmeyi de öğrettiler.’’ Enok’un Kitabı, 7.Bölüm, 10.
‘’ Azazil insanlara kılıç, bıçak, kalkan ve zırh yapmayı öğretti. Ayrıca onlara metal işçiliklerini gösterdi: Bilezikler, takılar, boya kullanımı, kaşların güzelleştirilmesi, en değerli ve seçkin taşların kullanımı ve topraktan çıkan maddelerin ve metallerin boyanması.
Kötülük arttı. Çok zina işlediler ve yoldan çıktılar.
Semyaza büyü yapmayı ve kök kesmeyi,
Armaros büyü çözülmesini,
Baraqiyeal astrolojiyi,
Kokabel takımyıldızları,
Ezeqeel bulut bilgilerini,
Araqiel toprak bilgilerini,
Shamsiel güneş bilgilerini ve
Sariel de Ay’ın hareketlerini öğretti.
İnsanlık mahvoldukça çığlıkları göklere ulaştı.’’
Enok’un Kitabı, 8. Bölüm, 1.,2.,3.,4.,5.,6.,7.,8.,9.,10.,11.
Buradan yola çıkarak insanlara bu bilgilerin verilmediğini, bunların yasak olduğunu öğrenmiş oluyoruz. Genel itibariyle bilindiği üzere ezoterik öğretilerde de ilim sözlü olarak aktarılmaktaydı, yani bu bilgilerin yazılı hale getirilmesi ve herkese açıklanması doğru görülmüyordu. Buradan mantık yürüterek bilinç düzeyleri gelişmemiş canlıların eline bazı bilgilerin geçmesinin kötüye kullanıma neden olabileceği ve sonucunun felaketlere neden olabileceği anlaşılabilir.
Ayrıca düşmüş meleklere insanlarla birlikte olarak kendilerini kirlettikleri söylenmiş.
‘’…insanların kızlarıyla birlikte oldular, onlarla yattılar, kendilerini kirlettiler
Ve onlara her tür günahı gösterdiler.’’ Enok’un Kitabı, 9.Bölüm, 6.,7.
Günahı gösterme konusunda, az önceki mantık yürütmemiz burada da geçerli olabilir, bilinç olarak olgunlaşmamış bir canlının kötüye meyli daha fazla olacaktır.
Onun haricinde neden kirlendikleri veya öyle sayıldıkları kitapta açıklanmamış ama İslam’dan bildiğimiz üzere insanların topraktan yani çamurdan, meleklerin ise nurdan yani ışıktan yaratıldıklarını biliyoruz. Her ne kadar Tanrı’nın nefesiyle insan nefes alıyor olsa da meleklerle mayaları farklı ve nurdan meydana gelmiş bir varlığın çamurla birleşmesi kirlilik olarak görülmüş olabilir. Aynı zamanda çamurdan yaratılan insanın kirli ve meleklerden aşağı görülmesinin Kuran’da İblis’in tavırlarından biri olduğunu görüyoruz.
‘’Hani meleklere, ‘Âdem için saygı ile eğilin’ demiştik, onlar da saygı ile eğilmişlerdi. Yalnız İblis saygı ile eğilmemiş, ‘Hiç ben, çamur halinde yarattığın kimse için saygı ile eğilir miyim?’ demişti.’’ Kur’an-ı Kerim, İsra: 61, Diyanet İşleri Başkanlığı
Bu bağlantıyla ne yapacağız şimdi diyebilirsiniz tabi ben de tam olarak bilmiyorum ama benzer şeyleri okuyunca eklemeden geçemedim. Belki de meleklerin sorgulama ve seçme özgürlükleri olmasına rağmen sürekli iyiyi seçmeleri fakat insanların böyle bir kabiliyete sahip olmaması meleklerin kendilerini üstün görmelerine neden olmuş olabilir. Kim bilir, ihtimal dahilinde…
Kendi adıma yeni öğrendiğim bir şeyi de paylaşmak isterim, yukarıdaki yorumumla bağlantılı olarak. Belki de cahilliğimden, meleklerin sorgusuz sualsiz Tanrı sözünü yerine getirdiklerini düşünürdüm fakat öyle olmadığını öğrendim. Prof. Dr. M. Sait Şimşek’in Yaratılış Olayı kitabında meleklerin de sorguladığı fakat her zaman Tanrı’nın sözünü ve iyiyi seçtikleri anlatılıyor, zaten bu nedenle Yaratıcının yanındalar. Şeytan olarak anlatılan Lucifer ise Yaratıcının sözünü dinlemeyip ters düşen meleklerden.
Ayrıca Yaratılış Olayı adlı kitapta açıklanan konumuzla bağlantılı olabilecek bir konu daha var. O da Adem’in yaratılış hikayesi…
‘’ Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler, Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.’’ Kur’an-ı Kerim, Bakara: 30, Diyanet İşleri Başkanlığı
Buradan yola çıkarak, meleklerin bozgunculuk yaratacak birini mi yaratacaksın sorusu onların da düşünebildiği ve sorgulayabildiklerinin kanıtı ve aslında kendilerinin yeryüzünün halifesi olmaları gerektiğini ifade ettikleri olarak yorumlanmaktadır.
Ayrıca yine meleklerin Adem’in veya insan soyunun bozgunculuk yapacağını ve kan dökeceğini bildikleri dolayısıyla Adem’in yeryüzündeki ilk insan olmayabileceği, başka insanların veya insanlardan önce yaratılmış olan başka cin topluluklarının yerine Adem’in yeryüzüne halife olarak yaratıldığı yorumu yapılmaktadır. Eğer Kuran’daki bu anlatımı Adem’in ilk insan olmadığı ondan öncekilerin yerine halife olarak yaratıldığı yorumunu kabul edersek, Adem’in düşmüş melekler ve o dönemdeki insanların yerine yaratıldığı sonucunu çıkarabilir miyiz… tabi işin içinde bir de Nuh anlatımı var, düşmüş meleklerin cezalandırılmalarıyla Nuh Tufanı arasındaki zaman bildirilmemiş.
Tabi ki bunlar varsayımlar ve kanıta dayalı değiller. Konu üzerine çok daha derinlemesine araştırma yapılması gerekir. Her iki kitapta anlatılan konuların farklı kaynaklardan ve farklı görüşlerin yorumlarını dikkate alarak okunması daha sağlıklı olur. Belirtmekte fayda var.
2. Kaynak Bilgiler
Enoch'un, Toth'un ve Tevrat adlı kitaplarda adlarından bahsedilen yaygın inanışa göre Tufan öncesinde düşmüş melekler ile insanoğlunun kadın cinsi ile olan münasebetinden doğan yarı melek yarı insan varlıklar.
Bu meleklere; ‘Tanrı’nın Oğulları’ Nefillerin (Nefilim) Babaları” ve ‘Gözcü Melek’ler denilmektedir.
Tevrat'ın Yaratılış kısmında Nefilimlerden şöyle bahsedilmektedir:
Ve vaki oldu ki, toprağın yüzü üzerinde adamlar çoğalmaya başladı ve onların kızları doğduğu zaman, Tanrı Oğulları, adam kızlarının güzel olduklarını gördüler ve bütün seçtiklerinden kendilerine karılar aldılar (…)
Tanrı Oğulları, insan kızlarına vardıkları ve bu kızlar onlara çocuk doğurdukları zaman, o günlerde ve ondan sonra yeryüzünde Nefilim (dev adamlar) vardı; bunlar eski zamandan zorbalar, şöhretli adamlardı.”
Böylece Tanrı, tüm bu yaratıkları ve onlarla aile kuran insanları yok etmeye karar verdi. Böylece Nuh Tufanı gerçekleşti. (Yaratılış Kitabı: Bap 6)
Eski ahitte, "Genesis 6:4" 'de bahsedilen, insan şekli almış, akılsız ve zorba meleklerdir.
Asıl kaynak ise Hz. Nuh'un büyük dedesi olan Peygamber Enok'un yazmış olduğu kitapta gizlidir.
Peygamber Enok, Kur'an'da İdris Peygamber olarak adlandırılır. İdris adı çok okuyan anlamına gelmektedir. Buna bakılarak söylenebilir ki Peygamber İdris (Enok) döneminin en çok kitap okuyup ve yazan kişisidir. Tevrat'a göre Hz. Nuh'a söylenmeden önce Tufan'dan haberi vardı ve oğlu Metuşelah'a bundan bahsetmişti.
Enok'un Kitabı'nın dinler tarihinde ki yeri çok farklıdır. Eski Ahit kitabından olsa da daha sonraları saptırıcı olma bahanesi ile yok edilmeye çalışılmıştır. Orjinal dili Aramice olup içerisinde uzun zamanda yazılmış olan Nephilim yani yarı melekler hakkında yazılar ve Nuh Tufanı hakkında yazılar vardır. Bu yazılar insanları çok etkilemiş olmalı ki Yahudi ve Katolikler tarafından 2-3. yy.'da yakıldığı düşünülüyordu. Fakat 1773 yılında Iskoç bir araştırmacı tarafından 3 Nüshası bulunup İngilizce'ye çevriltilmiştir.
Şimdi ise Enok'un kitabından "Düşmüş Melekler" hakkında olan ayetlere bakalım.
Meleklerin Düşüşü 7. bölümden ayetler şu şekildedir:
1-İnsanoğulları çoğalınca güzel ve alımlı kızları oldu.
2-Melekler, göklerin çocukları onları görüp onlara karşı şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: "Gelin insanların arasından kendimize eşler seçip çocuk yapalım."
3-Liderleri Semyaza dedi ki: Bunu yapmaktan, cezayı tek başıma çekmekten gerçekten korkuyorum.
4-Meleklerde, "Yemin edelim" dediler.
7-Yemin ettikten sonra toplam iki yüz kişi Hermon (Lanet) Dağı'na indiler.
10-Onlarla birlikte olan diğer tüm melekler birlikte kendilerine eşler aldılar. Herbiri onlarla birleştiler ve kendilerini kirlettiler. Onlara büyüler öğrettiler ve bitkiler konusunda ustalaştırmak için kök kesmeyide öğrettiler.
11-Kadınlar hamile kaldı ve boyları 135 metre olan devler doğdu.
14 ayetten oluşan bu bölümün kısa özeti bu şekildedir.
Daha sonra devleri doyuramayan insanlar devlerine gazabına uğradılar.
İlk önce insanların ürettiklerini daha sonra insanları yemeye başladılar.
Enok'un kitabının 8. Bölümünde ise şunlar geçer:
"Azazil adlı melek insanlara, kılıç kalkan zırh yapmayı öğretti.
Onlara metal işlemeyi öğretti. Kötülük arttı, çok zina işledilerr ve yoldan çıktılar.
Semyaza büyüyü ve kök kesmeyi,
Armaros büyü çözülmesini,
Baraqiyael astrolojiyi,
Kokabel takımyıldızlarını,
Ezeqeel bulut bilgilerini,
Araqiel toprağı,
Shamsiel güneş bilgilerini ve Sariel'de Ay'ın hareketlerini öğretti.
İnsanlık mahvoldukça çığlıkları göklere ulaştı."
Melek Mikail ve Cebrail, Rafael, Suryal, Uriel göklerden aşağıya bakıp dünyada dökülen kanı gördü ve öfkelenip birbirlerine "Boşalan dünyanın çığlıkları göklerin kapısına ulaştı."
Bu 5 melek Yüce Tanrı'ya gidip yardım istediler:
" Ey göklerin ve yerlerin yaratanı, ışığı sonsuz olan yüce Rab'bimiz, Yüce Kralımız.
Azazil'in ne yaptığını, insanoğluna ne gibi kötülükler öğrettiğini ve onları sizden uzaklaştırdığını gördün.
"Meleklerin insalarla birlikte oldu, devler doğdu, insanları ve dünyayı kana boğdu. Bak şimdi ölenlerin ruhlarının çığlıkları göklerin kapısına ulaşıyor.
Sen herşeyi bilen ve görensin, bu olanların olacağını biliyorsun ve izin veriyorsun ama bize ne yapacağımızı söylemiyorsun."
Daha sonra Tanrı Rab Lamek oğlu Nuh'a, Uriel adlı meleği gönderip Tufan'ı haber vermişti. Ona bir gemi yapmasını emretti ve iman eden kimseleri ve her hayvandan birer çift almasını söyledi.
Nuh, Tanrı'nın emrini yerine getirdi ve Kabil'in soyundan gelen herkes sular altında helak oldu. Nuh, bir kara parçası buldu ve insanoğlunun ikinci evresi başlamış oldu.
Daha sonra Tanrı, Rafael'e emretti ve Azazel'i zincirleyip karanlığa atmasını emretti. Üstüne sivri sert kayalar koymasını söyledi ve sonsuza kadar oarada kalmasını emretti.
Daha sonra "İsyankar meleklerin yaptıklarının hepsini insanoğlunun üzerinden sil ki insanoğlu yok olmasın. Azazil'in yaptıkları yüzünden tüm dünya kirlendi bütün günahları ona yükle." emrini verdi.
Daha sonra Cebrail'e dedi ki: Gözcüler'i (Nefilimleri) insanların arasından çıkar ve sonra birbirlerine düşür ki kendilerini yok etsinler.
Böylece Nefilim devri sona erdi ve insanoğlunun ikinci evresi başlamış oldu.
Kaynaklar
https://sandigimdakitanrilar.blogspot.com/2018/08/dusmus-melekler.html
https://hilalakcaci.medium.com
https://kasifiz.com/enok-veya-hanok-kimdir-hz-idris-peygamber-iddiasi/
Yorumlar
Yorum Gönder