Friedrich Nietzsche, Üstinsan İdeası
Tarih boyunca bilim insanları filozofların düşüncelerinden, filozoflar ise bilim insanlarının düşüncelerinden ve keşiflerinden etkilenmiştir. Bu filozoflardan biri de Friedrich Wilhelm Nietzsche’dir (15 Ekim 1844 – 25 Ağustos 1900). Friedrich Wilhelm Nietzsche; Alman filozof, şair ve aynı zamanda bestecidir. Yazılarında genellikle din, ahlak, felsefe ve bilim üzerine eleştirel yazılar yazmış ve sıklıkla metafor, ironi ve aforizma dolu bir üslup kullanmıştır. Nietzsche, Batı felsefesi ve entelektüel tarihi üzerinde muazzam bir etki yaratmıştır.
Nietzsche'nin etkilendiği düşünürlerin başında Schopenhauer, Plato ve Descartes gelir. Aynı zamanda, belki direkt olmasa bile, biyolog Charles Darwin'den (12 Şubat 1809 - 19 Nisan 1882) ve Darwin'in Evrim Teorisi fikirlerinden bir hayli etkilenmiştir. Nietzsche; doğadaki evrim yasasını, felsefesini oluşturan yapı taşları haline getirmiştir. Bazı kaynaklar Nietzsche’nin geleneksel anlamda "Darwinci" olduğunu, bazıları ise öyle olmadığını savunsa da, Nietzsche'nin canlılığın oluşumuna dair fikirleri Darwin’in Evrim Teorisi sayesinde oluşmuştur. 19. yüzyılda evrim tartışmaları, diğer filozofların olduğu gibi Nietzsche'nin de kafasını yorduğu konulardan biriydi; Nietzsche tanrı, din ve yaratılışçılık üzerine sorgulamalarında bu tartışmalardan yararlanmıştır.
Nietzsche’nin felsefesinin ana araştırma konusu insan varlığıdır. İçinde yaşadığı dönemde Avrupa’nın kültür dünyasını hiç iyi görmez hatta Avrupa’nın kültür dünyasını 19. Yüzyılda çökmüş oluğunu söylemektedir. Bunu da "decadance" kavramıyla açıklıyor. Bu çöküntünün nedenlerini araştırır. Bunu nedenini de şöyle açıklar; bir zamanlar eski Yunan’da ortaya çıkmış olan trajik kültürden kopmuş olmanın sonucudur diye düşünmektedir.
Presokratik dönemden sonra Sokrates ile birlikte Avrupa trajiklikten uzaklaşmış bilgi, bilim olmaktan çıkmış bilgi arayışı dizginlenemeyen bir hırs olarak insana egemen olmuştur. Bu kültür İskenderiye kültürünü oluşturmuştur. Ardından Hıristiyanlık bu tutuma eklenmiştir. Bu durum 19. Yüzyıl Avrupa’sının çöküntüsünü sağlamıştır Nietzsche’ye göre. Bu yaşama tarzı insanın doğal yapısını ve yaratıcılığını yok etmiştir. Bilimci anlayış, amaçsız bir araştırmacı haline dönüştürmüştür insanı. Hıristiyanlık yaşama tarzı da aynı şekilde insanın gerçekliğini göz arda etmiş, onu bir öte dünya varlığı olarak kavramıştır. Her iki durumda da insan, kendini geliştirme imkânı bulamamıştır. Çünkü bu dar anlayışlar insanın kendini geliştirme yollarını tıkamıştır. Peki, insan bu durumdan nasıl kurtulabilir? Nietzsche’ye göre insan kendini gerçekleştirebileceği üç evreden geçer.
1. Sürü insanı
2. Özgür insan- (nihilist insan)
3. Trajik insan- (yaratıcı insan- üst insan)
Sürü insanı: Yaygın olan tip sürü insanıdır. Sürü insanı moralli insandır. Her çeşidiyle sürü insanı, gerçeklikte olan moralin ve onun gerçeklerinin sınırları içinde, yapıp ettiklerini ve değerlendirmelerini bu moralin değer yargılarına uydurmaya çalışan insandır. Sürü insanının tek yaptığı bu morale boyun eğmektir. Moral onun içinde tartışma konusu bile olamaz çünkü bu moralin dışına çıkmak demek, moralsiz olmak demektir. Özgürlüğü yoktur. Özgürlüğü olabileceğinin farkında bile değildir. Sürü insanının moralle olan bu bağlılığı bazen tembellik, korku bazen de sürü içinde güçlü görünme, söz geçirme isteğinden kaynaklanabilir.
Özgür insan: Moral dışı insandır. Özgür insan, içinde yetiştiği ve yaşadığı sürüden kopmuş, kendi yolunu ariyan, insanla ilgili şeyleri, insanın her şeyini kendi gözleriyle görmek isteyen insandır. Moral değerlere bir anlam yükletilince ve baş değer haline getirilmiş, kalıplaşmış sürü moralinin değer yargılarına göre değerlendirilince, bu başarılar tabi değerlerini, insan hayatı içinde olan değerlerini yitirirler. Bir sürü moralinin geçerli olduğu her yerde er geç değerler tabiliğini yitirirler. Sonunda hakiki dünyanın nasıl bir malzemeden kurulmuş olduğu keşfedilir. Bu defada ancak bozulmuş dünya kalır ve ümitlerin büsbütün boşa çıkması, bu dünyanın bozulmuşluğunu gösterir. Böylece nihilizm ortaya çıkar. Nihilist insan, tüm toplumsal ahlak yasalarını reddedip bunlardan bağımsız, hiçbir anlam ve değere bağlı olmayan insandır. İnsan kendini belirleyen mevcut normlardan sıyırmasının, özgürleşmesinin bedeli nihilizmdir. Nihilizm bir bakıma hastalanma durumudur. İki şekilde kendini gösterir.
1. Pasif insan: Moralden kopmanın yarattığı boşluktan sıyrılamayan, artık hiçbir şey istemeyen, yapmayan insan.(Yorgun insan)
2. Aktif insan: İki şekildedir.
Kıran döken: Her şeyi reddeden ve reddettiği şeylerin yerine yeni bir şey getirmeyen, koymayan insan.
El süren: Kırıp dökmez, bir aktivite içindedir. Bu aktivitesini mevcut değerleri yeniden değerlendirmek için kullanır. Kendi değer yargılarını bulmaya çalışır.
Trajik insan: Trajik insan realiteyi olduğu gibi kavrayan insandır. Realiteye yabancı olmuş, ondan kopmuş değildir; o realitenin kendisidir, realitenin korkunç ve şüphe götürür her şeyini kendinde taşır. Trajik insan kendi kendisi olan insandır. Kendi gözüyle görür, kendi yolu, kendi zevki, kendi değerlendirmeleri, düşünceleri, eserleri olan insandır. O çağda ve çevrede geçerlikte olan moralin dışında, iyinin ve kötünün ötesinde olan insandır. =NİRVANA
Özgür insan(nihilist insan) bir ara durumdur. çünkü sürü insanı ve trajik insan normlar ve değerlendirmeler bakımından nettir. Birbirlerine tam zıtlardır. Fakat insanın sürü insanından sıyrılabilmesi, özgürleşebilmesi için nihilizmden geçer.
Nietzsche’nin Üst insan görüşüyle birbirlerini tamamlayıcı kavramı bengi dönüş (ebedi- sonsuz dönüş)’tür. İnsanın dünyaya tekrar tekrar geleceği düşüncesidir. Yaşamın her anının sonsuz kere yaşanması düşüncesidir. Bunu Nietzsche Dionysos hal olarak görür ve Appollo- Dionysos çatışması ve uzlaşmasının iç içe ayrılmaz şeklinin bengi dönüşte barındığını düşünür.
Üstinsana Genel Bakış
Nietzsche'ye göre üstinsan, kabacak şu özelliklere sahip olmalıdır:
Toplumda hüküm süren değerleri yok etmeli, iyiyi ve kötüyü kendi düşünce ekseninde şekillendirmelidir.
Geleneksel ahlak anlayışına başkaldırmalı, ahlak ve değer gibi kavramların içini kendisi doldurmalıdır.
Önceliği kendisi olmalı, kendini gelişmekten alıkoymamalıdır.
Kendini geliştirirken yardım almamalı, başarıyı kendi sağlamalıdır.
Üstinsan, kendini dünyaya adamalıdır. Yeryüzüne sadık kalmalı, doğaüstü umutlardan söz edenleri reddetmelidir.
Acı çekmeyi benimsemeli, acıyı iyinin bir gereği olarak görmelidir.
Üstinsanın kutsalı olmamalıdır, ön kabulleri reddetmeli, eleştirel ve sorgulayıcı olmalıdır.
Hayal gücü kuvvetli, yaratıcı, cesur ve meraklı olmalı; duygudaşlık, merhamet ve acıma gibi duyguları utanç olarak görmelidir. Alçakgönüllülük, eşitlik ve dürüstlük gibi kavramlar üstinsan tarafından yok sayılmalıdır.
Nietzsche'ye göre duygudaşlık, merhamet, acıma, alçakgönüllülük, eşitlik ve dürüstlük gibi kavramlar, köle ahlakının dayattığı, halkın kendini büyük gösterme, seçkin kişilerle eşit seviyeye erişme çabasıdır. Oysa insanlar eşit değildir, kişiler arasında devasa bir nitelik farkı vardır. Bazı insanlar üstinsana yakınken, bazılarının hayvandan farkı yoktur.
Nietzsche'ye göre üstinsanın davranışlarının ardındaki güdü, yegane ahlak anlayışı, güç istencidir. Üstinsan, acı ve işkenceyi kendi çıkarına çevirmelidir, yaşamın bir gün daha acıyla dolu olması ümidiyle geleceğe bakmalıdır. İnsanlık gerçek refahı arzuluyorsa, zayıfları değil üstinsanı kutsamalıdır.
Üstinsan bir idealdir, yeryüzünün anlamıdır; ancak bu ideal, ebedi değildir. Nietzsche'nin umudu, bir tan kızıllığı değil, hiç bitmeyen yeni tan kızıllıklarıdır. Üstinsan modern insanın ufuğudur, üstinsanın da elbette bir ufuğu olacaktır. En nihayetinde üstinsan da insandır ve onu insan-karşıtı bir figür olarak görmek doğru değildir. Cro-Magnon, Neandertal gibi özel bir tür de değildir; sadece bir insan, eksiklerini tamamlamış, Tanrı'nın yerine geçebilecek bir insan.
İnsanı anlamlı kılan bir erek değil, köprü olması; insanı sevilebilir kılan ise bir karşıya geçiş ve bir batış olmasıdır. Günümüzün aykırı düşünenleri, yalnızları günün birinde bir halk olacaktır, kendi kendini seçenlerden seçilmiş bir halk ve bu halktan da üstinsan doğacaktır. Doğan bu insan, özgür ruhtur, geleceğin taşıyıcısıdır, rastlantısal mutasyondur. Üstinsan, iyilerin ahlakının da üstünde olmalıdır; çünkü o, iyilere oranla üstinsandır.
Gerçekten siz iyiler ve adillerde gülünecek çok şey var. Hele şimdiye kadar şeytan dediğiniz şeyden olan korkunuz yok mu? Ruhunuz büyüklüğe karşı o kadar yabancı ki üstinsan bile iyiliğiyle size korkunç gelecektir.
Friedrich Nietzsche' den AFORİZMALAR
Kaynaklar
https://onedio.com/haber/friedrich-nietzsche-den-en-paylasilasi-alintilar-351284
https://evrimagaci.org/nietzsche-ustinsan-ubermensch-ve-evrim-darwin-nietzschenin-felsefesini-nasil-etkiledi-7856
https://www.neoldu.com/nietzsche-ve-felsefesi-3640h.htm
Yorumlar
Yorum Gönder