Kayıtlar

Mayıs, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dünyayı su savaşları mı bekliyor?

Resim
Dünyada 884 milyon insan suya erişim sıkıntısı yaşıyor. Suyun paylaşımı da tarih boyunca gerginliğe neden oldu. "Temiz içme suyuna ve hıfzıssıhhaya ("sağlıklı yaşamak için gereken önlemlerin bütünü") erişim, yaşamdan ve tüm insan haklarından faydalanmak için temel bir insan hakkı olarak tanınmaktadır." 28 Temmuz 2010 tarihli bu kararla Birleşmiş Milletler, suya erişim hakkını temel insan hakkı olarak tanıdı. 1993 yılından bu yana da 22 Mart'ta Dünya Su Günü adı altında insanlığın karşı karşıya olduğu su krizine dikkat çekiliyor. B M verilerine göre dünyada şu an 884 milyon insanın güvenli içme suyuna erişimi yok. 2050 yılı itibariyle bu sayının 5.7 milyara çıkması bekleniyor . Giderek büyüyen bu tehdit, sosyal ve siyasi gelişmeleri de tetikliyor. Tarih boyunca savaşlara ve ihtilaflara neden olan su paylaşımı konusu, ülkelerin dış politasının şekillenmesinde önemli rol oynuyor. O ülkelerden biri de Fırat ve Dicle gibi geniş bir coğrafyanın can damarı olan iki ne

Deniz salyası: Marmara Denizi' nin CORONA' sı.

Resim
Deniz salyası ya da bilimsel adıyla ‘müsilaj’ denizlerimizde artan deniz suyu sıcaklıkları ve insan kaynaklı baskıları (evsel ve sanayii kaynaklı atıklar, arıtım seviyelerindeki yetersizlikler, aşırı balıkçılık vs.) ile tetiklendiği düşünülen organik bir oluşum. Sümüksü yapısı dolayısıyla özellikle deniz tabanında yaşayan canlılar olmak üzere tüm ekosistemi olumsuz etkiliyor. Dengenin bozulmasının daha büyük ekolojik bozulmalara (dip sularında oksijen tükenmesi, canlıların toplu ölümleri gibi) yol açabileceği öngörülüyor. Deniz salyasının uzun vadede neden olabileceği tahribatın önüne geçmek için acilen bilimsel yaklaşımlarla önlemler alınmalı. Bu önlemlerin başında karasal atıkların kontrol altına alınması geliyor. Çözüm ise açıkçası kısa sürede mümkün değil, sabır ile önlemleri uygulayarak Marmara’ya gözümüz gibi bakmamız gerekiyor. Bu yazıda deniz salyasının nedenlerini, sonuçlarını ve denizlerimizi korumak için neler yapılabileceğini ele alıyoruz. Müsilaj nedir, nasıl oluşur? Deniz

Aliya İzetbegoviç

Resim
İslam bilincinin uyandırılması ve Müslüman Boşnakların ülkedeki diğer halklarla eşit sayılması için gençlik yıllarından itibaren mücadele eden Aliya İzetbegoviç, Sırp ve Hırvatların Bosna Hersek'i aralarında paylaşmak amacıyla 1990'larda başlattığı saldırılarda da ülkesinin bağımsızlığını korumayı başardı. Aliya İzetbegoviç, Mustafa ve Hiba çiftinin beş çocuğundan biri olarak 8 Ağustos 1925'te Bosanski Samac şehrinde doğdu. 3 yaşındayken ailesiyle Saraybosna'ya taşınan ve eğitimini burada tamamlayan Aliya, daha gençlik dönemlerinde Müslüman nüfusa yönelik ayrımcılıklara karşı çıkan isimler arasında yer aldı. İkinci Dünya Savaşı devam ederken, Hırvatistan'daki faşist Ustaşa rejimi Bosna Hersek'i ilhak ederek burada Bağımsız Hırvatistan Devleti'ni (NDH) kurdu. Ülkedeki Müslümanlar "Hırvat" ilan edilirken, Yahudi, Sırp ve Romanlar büyük zulümlere maruz kaldı . Müslüman Boşnaklar ile rejimle aynı fikirde olmayan Hırvatlar da bu zulümden nasibini aldı.

Bilinmesi Gereken 11 Önemli Tablo

Resim
Ortaya çıktıkları dönemden beri insanlar kendilerini farklı kreatif yöntemlerle ifade etmeye çalışmışlardır. Resim sanatı ise bu ifade tarzının en önemli araçlarından biri olmuştur. Mağara resimlerinden post-modern sanata kadar pek çok farklı tarzda resim üretmiş olan sanatçılardan bazıları ise üzerinden asırlar geçse bile etkisini bugün bile koruyan bazı eserlere imza atmışlardır. 1. Mona Lisa – Leonardo da Vinci (1452-1519) Tüm zamanların en çok parodisi yapılan, ticari ürünlerde en çok kullanılan ve en meşhur resmi Mona Lisa tabii ki. Leonardo da Vinci sadece bir ressam değil, aynı zamanda bir Rönesans insanıydı. Yani matematik, müzik, mimari, astronomi, jeoloji gibi konularda da yetkin bir kişiydi. 1503-1506 yılları arasında yapılan Mona Lisa eseri ise gizemli gülümsemesi nedeniyle asırlardır sanatseverlerin ve sanat tarihçilerinin ilgisini çeken bir resim. Resmi Louvre Müzesi’nde canlı olarak gören insanlar da bu deneyimin, resmi internetten görmekle uzaktan yakından alakası olmad

VR + AR = MR (Sanal Gerçeklik + Arttırılmış Gerçeklik = Karışık Gerçeklik)

Resim
Gelecek olasılıklardan, insanlığın ulaşabileceği seviyelerden, yapabileceklerinden bahsetmeyi ve bu olasılıkları hayal etmeyi şahsen çok seviyorum. Fakat bir noktada çok üzüldüğüm şeylerden biri de bu olasılıklardan bir çoğunu, örneğin Mars’ı kolonileştirmeyi, belki cyborgları, belki de yıldızlararası seyahatleri göremeyecek olmaktır. Sadece gelecek olasılıklar da değil. Basit belki ama AC/DC’yi sahnede canlı izlemek ya da yunuslarla yüzmek bile olabilir. Birçoğumuz bunların bir kısmını yapamadan öleceğiz. Fakat elimizde bir koz olabilir. Yani sistemi aldatabilme şansımız. Evet. Evimizden, koltuğumuzdan kalkmadan. Gerçekten Mars’ın yüzeyinde gezebilir. Başka yıldız sistemlerine seyahat edebiliriz. Birebir deneyime yaklaşabilecek elimizdeki en büyük imkan ile. Sanal Gerçeklik… Sanal gerçeklik deyince şu anda elbette birçoğumuzun aklına kaba gözlüklerle gerçek ile alakası bile olmayan sanal dünyalarda çok kısıtlı bir deneyim geliyor olabilir. Fakat sanal gerçekliğin adının hakkını verebi