Kayıtlar

Ağustos, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Depremi Öncesi Meydana Gelen Belirtiler

Resim
Depremi Belirtileri Osaka Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Motoji İkeya ile Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ülkü Ulusoy`un, deprem tanıkları arasında gerçekleştirdiği anket sonucu, 450 tanıktan deprem öncesi belirtilere ilişkin 1026 sıra dışı olay derlendi. Prof. Dr. İkeya ile Doç. Dr. Ulusoy`un, ``Deprem Habercisi Olaylar ve Bilimsel Yorumlar`` adını taşıyan ve Türkiye`de bu alandakiilk çalışmayı oluşturan araştırma, Kültür Bakanlığı tarafından yayımlandı. Japon ve Türk bilimadamının ortak çalışmasında, 17 Ağustos Marmara depreminin ilk işaretlerinin, "günler hatta haftalar öncesinde hayvanlarda, gökyüzünde, denizde ve bitkilerde görülen sıra dışı olaylarda gözlendiği" belirtildi. Buna göre, sıra dışı olayların yüzde 50`si hayvan davranışlarında, yüzde 32`si gökyüzü ve hava durumunda, yüzde 10`u deniz ve karada, yüzde 7`si elektrikli cihazlarda, yüzde 2`si ise bitkilerde görüldü. Deprem öncesi insanlarda yaygın olarak 'bulantı, baş

Nöroplastisite

Resim
Beyinlerimiz, inanılmazdır. Sizce de öyle değil mi? Hiç inme, travmatik bir beyin hasarı veya başka bir hastalık (damage) sonrasında aniden iyileşen birinin hikayesini anlatan bir belgesel seyrettiniz mi? Bu hikayelerden bazıları, sadece "büyü" ile açıklanabilirmiş gibi görünüyor. Bu vakalar, açıklanamaz görünse de, bilim insanları son 20 yıldır bu vakalar üzerine çalışmalar yürütüyor ve bu büyünün arkasındaki açıklamaya ulaştılar: Nöroplastisite. Nöroplastisitenin anlamı nedir? Nöroplastisite, beynin adapte olma yeteneğidir.  Dr. Campbell'in tanımına göre ise: Çevremizle etkileşimimiz sonucunda beyinde olan fizyolojik değişimlerdir. Beynimizin ana rahminde gelişmeye başlamasından, öldüğümüz güne kadar beyin hücrelerimiz arasındaki bağlantılar değişen ihtiyaçlarımıza göre yeniden şekillenir.  Bu dinamik işlem deneyimlerimizden bir şeyler öğrenmemize ve farklı durumlara adapte olmamıza izin verir. Belirli özelleştirilmeler göz önüne alınarak inşa edilen ve periyodik olarak

Deprem Felaketlerinin Yıllara Göre Artış Göstermesi Hk' da

Resim
En son bilimsel araştırmalara göre, 2036 yılına kadar Dünya’nın biyosferinin yaşayabilirliğinin tehdit altında olma ihtimali bulunmaktadır.  Bu varsayım, gezegenin olası bir kritik durumuna işaret eden titiz matematiksel modellere ve gerçek verilere dayanmaktadır.  Antropojenik faktör - atmosferdeki sera gazı konsantrasyonunun artmasına yol açan insan faaliyetleri - iklim değişikliğinde önemli bir rol oynamaktadır. Antropojenik etkinin yanı sıra, iklim değişikliklerini önemli ölçüde etkileyen ve genellikle hafife alınan başka faktörler de vardır. Bunlar arasında jeodinamikteki doğal döngülerin yanı sıra güneş aktivitesi ve Dünya’nın yörüngesel değişimleri gibi astronomik süreçler de yer almaktadır. Bu faktörler uzun vadeli iklim döngülerinde önemli bir rol oynar ve Dünya’nın iklim sistemi üzerindeki antropojenik etkiyi artırabilir ya da azaltabilir. Son yıllarda, gezegen genelinde iklimsel felaketlerin sayısında hızlı bir artış olmuştur. Bunların ivmesi üstel büyüme ile karakterize edi