SKARABE Nedir? Antik Mısır için önemi neydi?
SKARABE SEMBOLÜ
Skarabe sembolüne en çok Mısır tradisyonlarında rastlanmakta, bunun yanında Afrika, Fenike, Kartaca, Yunan, Etrüsk, Maya, Çin ve Hint tradisyonlarında da yerinin olduğu görülmektedir.
Mısırda; Güneşin ve Güneş Yolu’nun sembolü olup, Güneş Dini’nin (Güneş Okulu İnisiyasyonunun) kendinden yaratıcılığı olan güç, yaratılış tanrısı Kephera, yeniden diriliş, ölümsüzlük, ilahi bilgelik ve doğanın üretken güçlerini yöneten ve düzenleyen Tanrı’nın İnayeti’dir.
Sadece eril cinsiyetli olduğu tahmin edilen skarabeler aynı zamanda eril gücü, hayatın üretken gücünü temsil etmektedirler.
Büyük öneme sahip olan sembol, önce kadim Mısır’da, ardından Doğu Akdeniz’ de görülmüştür.
Afrika’da, Kongo’da skarabe ebedi yenilenmenin ayla da ilişkili olan sembolüdür.
Skarabe kelimesi, “scarab” (chephre) ve (belirli bir formda) “var olmak” sözcüklerinin fonetik benzerliğinde ortaya çıkmıştır. Ve Plütark tarafından formüle edilen teori şöyledir: “Bu böcek türünün sadece eril cinsten oluştuğu ve spermalarını küreye dönüştürdükleri bir maddenin içine yerleştirdikleri söylenir.
Ardından bu kürecikleri arka ayakları ile ileri doğru yuvarlarlar.
Bu hareketleriyle skarabeler güneşin hareketini taklit ederler, arada tek bir fark vardır, o da güneşin hareketi doğudan batıya doğrudur, skarabeler ise küreciklerini bunun tam tersi yönünde yuvarlarlar.
Bu teori, top, güneş, kendiliğinden oluşma (autogenesis) ve yenilenme kavramlarında bir sembolik ilişkilendirmeye neden olmuştur; tanrı Chepri dünyada oluşarak yükselen güneşin bir sembolik figürüdür.
Chepri, Ra’nın bir şeklini temsil etmektedir ve sembol bu kullanımında kozmik evrenin meydana getirilişini temsil eder.
Bu böceğin kendi kendine üreme biçimi kendi kendini doğuran, kendi kendinin nedeni olan yaratıcı güç “Phtha”nın evrendeki kozmik nesneleri oluşturmasını temsil eder. Bu oluşturma işlemi yoktan varetme değil varedileni biçimlendirme işidir.
Mısır hiyeroglif yazı biçiminde olmak, bir başka deyişle verilen biçimi alarak varlık haline dönüşmek anlamına gelen hpr veya kheper fiili ayakları açık bir skarabe ile yazılırdı. Dolayısıyla bu sözcük “olmak” anlamına geldiği gibi skarabe anlamına da gelmektedir.
Skarabe sembolü aynı zamanda Güneş Sistemi’nin ona hayat veren ve onu sevk ve idare eden Sirius Sistemi ile ilişkisini simgeler.
Böceğin yumurtalarını koyduğu ve itme gücüyle onu yuvarladığı küre, kozmosta bir güçle yuvarlanıp giden bir ateş küresi olan ve tohumlarını Sirius’tan alan Güneş’i yani gezegenleriyle birlikte Güneş Sistemi’ni simgeler.
Tıpkı skarabelerin küre oluşturmaları gibi Sirius Sistemi de oluşturduğu gezegenlere hayat verir. Tıpkı skarabelerin topu yuvarlayışları gibi Sirius Sistemi de oluşturduğu kozmik küreleri yörüngelerinde yuvarlar.
Ayrıca, Sirius B’nin tohum yıldızı olarak adlandırıldığı Dogon kozmogonisinde de dünyaya Sirius Sistemi’nden tohumların aktarılmakta olduğu ifade edilir.
Sembolün bu şekilde kullanımında Eski Mısırda skarabe figürüne genellikle Güneş’i simgeleyen bir diskin de eşlik ettiği görülür.
Güneş Sembolü tradisyonların çoğunda Semavi Yönetim’i simgelemektedir. Pekçok tradisyonda Güneş çeşitli isimlerle anılır ve çeşitli ilahlarla özdeşleştirilir.
Bunun yanısıra görünür ve görünmeyen, hissedilebilir ve kavranabilir, dışsal ve içsel güneşler arasında genel olarak bir ayrım söz konusudur.
Zaman zaman süptil güneş, güneşin ardındaki güneş, asıl güneş, çifte güneş gibi tanımlamalarla ifade edilen güneş sembolü bazı tradisyonlarda Sirius Çiftyıldızı’nı temsil etmektedir.
Konuyu araştıran bazı araştırmacılar Dogon Tradisyonu’ndaki Güneş Sisteminin Sirius Sistemi ile evlenişi sembolizmini Güneş Sistemi’nde Sirius kültürünün başlaması olarak yorumlamaktadır.
Skarabe sembolü, ölüm ve ölüm ötesi konularıyla ilgili kullanımlarında reenkarnasyonu simgelemektedir.
Eski Mısır’da mumyaların göğüslerine bir tılsım olarak kalp skarabesi takılır. Tutankamon’unki gibi açılmış şahin kanatları sembolünün olduğu mumyalarda, skarabe muskaları “Doğruluk Kitabı”ndan alıntılanmış pasajlar içermektedir.
Skarabe sembolü şekil benzerliği nedeniyle bazen akreple karıştırılmaktadır.
Sembolizmde akrep sembolü ile Mısır Kutsal Böceğinin temsil ettiği şey apayrıdır.
Skarabe tarihsel süreç içinde gizli veya açık Sirius’u sembolize eden çok önemli bir semboldür.
Skarabeler formlarını, kötülüklerden koruyucu değerli taşlarla süslü muskalara vermişlerdir. Fenikeliler ve Kartacalılar Mısırlı skarabeleri taklit etmişler ve onları yeşimtaşı ve akik gibi sert ve ikinci derece değerli taşlardan üretmişlerdir.
İ.Ö. beşinci yüzyılda bunlar Yunanlılar ve Etrüsklüler arasında da popülerdi. Skarabe aynı zamanda Diriliş’i temsil eden bir erken dönem Hıristiyan sembolüdür.
- Dişisi olmayan kendi kendine üreyen skarabe böceği Küre imal edebilen tek böcektir.
- Yönünü Samanyolu galaksisini kullanarak belirlediği bilinen tek böcek türüdür. (1899 dizisinde skarabe takip edilirdi)
- Dışkıyı yuvarlayarak iri bir küre yapar, bu kütenin içine yumurtalarını aşılar ve küreyi yuvasına gömer. Ön ayaklarıyla küre yapar arka ayakları ile gömer. 24 gün sonra yavruları belirmeye başlayınca suya götürür küreyi ve suda yavrular serbest kalır.
- Mısır’da kutsal sayılan skarabe böceğine sembol olarak kullanımına Çin, Hint ve Maya tradisyonlarında da rastlanır.
- Evrenin meydana getirilişini simgeler. Kendi kendine doğuran, kendi kendine neden olan yaratıcı gücün evreni ve içindekileri oluşturmasını temsil eder. Burada söz konusu olan güç yoktan var edileni değil, var edileni biçimlendiren güçtür. (Zaten bu ayrımı yapabilen üst bilincine adım adım yaklaşıyordur)
- Mısır hiyerogliflerinde Kheper fiili ‘olmak’ yani ‘verilen biçimi alarak varlık haline dönüşmek’ skarabe ile yazılırdı. Yani olmak demek (hpr) skarabe demektir.
- Diğer bir kullanım Güneş tasviri ile ilgilidir. Böceğin yumurtalarını koyduğu ve itme gücüyle yuvarladığı küre, Sirius’tan tohum alan Güneş sistemini simgeler. (Dogon kozmogonisini hemen okuyun derim tohum ne demek açığa çıkacaktır)
- Skarabe hayat aşılıyorsa küresine, evrene de hayat aşılayan vardır.
- Güneş diski de buradan gelmektedir. Böceğin iki ayağı arasında yerleştirilir.
- Ölüm ötesini anlatır. Öte alemdeki yargılanma sahnesini tasvir eden görsellerde vicdan yani kalbin üzerinde skarabe muskası vardır.
- Mumyalarda yer alan skarabe muskalarının birinde;‘Ey kalbimdeki Tanrı, organlarıma can veren, onları besleyip ayakta tutan Yaratıcım..’ yazar.
- Ayrıca kafatasımızdaji benzerliği üzerinden de açılımlar mevcuttur.
- Aynı sembol 1899 dizisinde de karşımıza çıkmaktır. Skarabe böceği yani bok böceği kapıların kilidini açan anahtar olarak karşımıza çıkar. Dizinin kahramanları bu böcekleri kapılardan ve simülasyondaki farklı alanlar arasından geçiş yapmak için kullanıyorlar.
- Blue Beetle filminde ise kahraman mavi bir bok böceğine, skarabeye dönüşüyordu. Tabi sembolizm okumaktan yoksun bilinçler bok böceğinden kahraman mı olur diye filmi linçlemişlerdi. Super kahraman filmleri için bulunmaz bir sembol aslında bok böceği 🪲 Çizgifilminde esas kahraman şöyle bir cümle kurar: “Skarabeden akıl alıyorum”
Eski Mısır Ve Bok Böceği Arasındaki İlişki
Bok böcekleri, eski Mısır’ın en yaygın sembollerden birisi olarak bilinir.
Eski Mısır’da bok böceği 3 farklı anlam taşımaktadır.
Bu anlamalar şu şekilde ifade edilmektedir:
1- Ra’nın “khepre” şeklini temsil eden kullanımlarında kozmik evrenin meydana getirilişini simgeler. Bu böceğin üreme biçimi, kendi kendini doğuran, daha doğrusu kendi kendinin nedeni olan yaratıcı güç “Phtha”nın evrendeki kozmik nesneleri şekillendirerek oluşturmasını temsil eder.
Burada söz konusu olan güç, yoktan var eden değil, “var edilen”i biçimlendiren bir güçtür.
Mısır’ın hiyeroglif yazısında “olmak”, daha doğrusu “verilen biçimi alarak varlık haline dönüşmek” anlamına gelen “hpr” ya da “kheper” fiili ayakları açık bir skarabe ile yazılır.
İlah Khepra’nın adı da bu fiilden türemiştir.
2- Güneş ile birlikte kullanımlarında, Güneş Sistemi’nin kendisine yaşam veren, kendisini yöneten Sirius Sistemi ile ilişkisini simgeler.
Böceğin yumurtalarını koyduğu ve itme gücüyle yuvarladığı küre, kozmozda bir güçle yuvarlanıp giden bir ateş küresi olan ve tohumlarını Sirius’ten alan Güneş’i simgeler.
Sembolün bu anlamdaki kullanımında, sembole genellikle Güneş’i simgeleyen bir diskin eşlik ettiği görülür.
3- Ölüm ve ölüm-ötesi konularıyla ilgili olarak kullanımında ise reenkarnasyonu simgelemek üzere kullanılırdı.
Bununla birlikte skarabenin eski Mısır’da aynı zamanda bir tür muska olarak da kullanıldığı bilinmektedir.
Aynı zamanda kadim Mısır’ın tılsımsal böceğidir.
Kadim Mısır’ın insanları, bok böceğinin yaratılış, erkekliğin tartışılmaz gücü, üreme, bilgelik, reankarnasyon, ölümsüzlük ve yenilenmeyle özdeşleştirmişlerdir. Bok böceği tılsımı hemen hemen dört bin yıllık bir faal yaşam süresi gösteren ve dünyadaki tılsımların içinde en uzun bir geçmişe sahip olanıdır.
Bugün bok böceği simgeli yüzük, küpe ve broşlar uğur olarak hala kullanılmaktadır.
Peki bu küçük böcekler olmazsa ne olur?
Bazen görüp tiksindiğiniz, bazen de görür görmez öldürmek istediğiniz bok böcekleri, aslında insanların yapmayacağı kadar pis işleri adeta bizim için yaparak dünyamızı pislikten kokuşmuş bir dünyadan verimli bir tarlaya çevirirler.
Einstein’ın; sadece arıları örneklendirmesinin tek nedeni, insanlara arıların sevimli gelmeleriydi.
Eğer anlatabilseydi bokböceklerinin faydaları ile ilgili de bir kitap yazardı.
Başka bir örnek vermek gerekirse; örneğin bu böcekler, ortamdaki dışkıyı hızlı bir şekilde toprakla karıştırıp bertaraf ettikleri için, sineklerin üremesini ve zararlı organizmaların dünyaya yayılmasını da önlerler.
- Bir yerde bok böceği az ise, orada pislik ve kokuşma artar,
- Parazitler ve hastalılar ortama daha rahat yayılır,
- Bir yerde bokböcekleri az ise, toprağın verimi düşer,
- Bitkiler azotu gerektiği şekilde alamazlar,
- Azot-bakteri yüzey alanı dar olması nedeni ile bitki için gereken şekle azotu bölemezler,
- Bok böcekleri olmazsa, dışkıyı bütün etçil hayvanların tüketeceği protein şekline çevirecek hayvan kalmaz.
Kısacası eğer bir gün bok böcekleri yok olacak olsa, dünya da tam anlamıyla bir sefalet başlar. En fazla 3 yıl içinde bütün yüksek yapılı bitkiler birer birer yok olmaya başlar sadece bataklık bitkileri hayatlarını sürdürebilir.
Dışkı topunu gömerek doğaya gübre sağlamış bir bok böceği ve kırmızı halka içerisinde onun topu.
Şimdi diyorsunuz ki; “bir Mars araştırma grubunda ne işi var bu bok böceklerinin?”
Onu da şöyle açıklayalım. İnsanlı bir Mars görevinde Mars’a gittiğimizi ve tarım için uygun toprak şartlarını sağladığımızı, suyu da dünyadan götürdüğümüzü varsayalım. Patates de olsun. Ama bitkinin büyümesi için azot, hala gereken şekilde değil.
Marslı filminde gördüğünüz o sahneyi hatırlayın. Tabi ki film bir kurgudan ibaret ancak insan dışkısının sadece toprakla karıştırılıp verimli azot eldesi çok çok zaman alacaktır.
Hatta öyle ki; Dünyadan azot bakterisi ve bok böceği gitmedikçe azotu verimli hale getirerek ilk tohumu yetiştirmemiz mümkün olmayacaktır.
Muhtemelen ilk birkaç nesil bok böceğimiz mineral yoğunluğundan ölecektir. Ancak sonraki nesiller azot bakterileri ile Mars’ı tarlalara çevirmemizi sağlayacaklar ve sürekli çalışarak verimi arttıracaklardır.
Bu verim artışı birçok bilimsel makale ile kanıtlanmış olup, Amerika gibi bir çok ülke bok böceklerini ülkeye ekonomik katkılarının milyonlarca dolara eşdeğer olduğunu hesaplamışlardır.
Uzun lafın kısası, kainatta her canlının bir görevi vardır ve insan bu dengeleri bozmadan yaşamını sürdürmek zorundadır. Bozduğu her denge ile insanlık kendinden ve yaşama kalitesinden bir tuğla daha kaybedecektir.
Dünyada ve uzayda o kadar aciziz ve o kadar çok maddeye ihtiyacımız var ki, bir bitki kadar bile kendimize yetemiyoruz. Bir bok böceğinin yaptığı kadar çevremize katkıda bulunamıyoruz.
Geçmiş dönemlerde eski Mısır medeniyetleri de bunu görmüşler ve dünyayı bok böceklerinin döndürdüğüne inanmışlardı.
Kaynaklar
https://marsonearthproject.org/bok-bocegi-ve-hayat/
https://www.instagram.com/norisverte/p/C8zMeJkNfnL/?img_index=1
http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/sembol/s31.htm
https://www.bilimvetekno.com/bok-bocegi-nedir/
Yorumlar
Yorum Gönder