Kayıtlar

Çakralar

Resim
Fiziksel bedenle, ruhsal beden ya da eterik beden arasındaki ana geçit kapıları yani çakraları tanımaya ve yaşamına bu bilinci katmaya hoş geldin. Doğu tıbbında yaygın kabul gören teoriye göre, etten kemikten olan maddi bedenimizden başka dört tane daha bedenimiz var, bunlardan biri de enerji bedenimiz. Diğerleri ise duygusal beden, zihinsel beden ve astral beden. Kanın bedenimizde dolaştığı gibi, enerji de bu enerji bedenimizde dolaşıyor. Enerji düzgün akmadığında fiziksel ve ruhsal hastalıklar ortaya çıkabiliyor ve tedavi de akışın tekrar sağlanması ile gerçekleşiyor.  Diğer adıyla eterik beden ilk beden olarak bilinen fiziksel bedenini saran, kaplayan bedenin. Fiziksel bedenin senin bir nevi gıda bedenin gibi düşünebilirsin.  Gıda, su almazsan yok oluyor. Gıda bedeni dışında, ikinci bedenini de tanıyan anlayan insanlar enerji alanını dönüştürebiliyor, ışıltılı, çok cazibeli, çekici ve etkileyici olabiliyorlar.  Onlara yaklaştığında kendini hayatla dolmuş, canlanmış hissediyorsun. Go

Peru'nun gizemli "Tanrıların Kapısı"

Resim
Peru'nun gizemli "Tanrıların Kapısı": Ne işe yaradığını kimse çözemiyor Kapılar ve Portaller, çok farklı kültürler arasında semboliktirler. Bir tapınağın kapısı veya portali, güçlü bir sembolizm taşır. Frithjof Schuon’un dediği gibi, “nesnede içsel bir sembolizm” vardır. Kapı hem giriş hem de çıkıştır, bu nedenle tarih boyunca portal ve geçitlerle ilişkilendirilmiştir. Ancak en çok da başka bir dünyaya girişi simgelemek için kullanılır. CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısının başka boyutlara gitmek için bir çeşit portal / yıldız kapısı olarak kullanıldığına inanan birçok insan var. Yıldızgeçitleri / Stargates, şimdilik bilim-kurgu ve gerçekliğin büyüleyici bir örtüşmesidir ve Dünya’da buradaki portallara erişebildiğimizi iddia edenler hiç de azımsınacak düzeyde değil… Bu kişilere göre, bazı konumların kutsal geometri tarafından tasarlanan bir harita üzerinde pusula noktaları olduğu düşünülmekte ve iddiaya göre de bu konumlar bizi paralel evrenlere taşıma becerisine sahip

Yüzüklerin Efendisi Film Hikayesi ve Yüzük Kavramı Hk' da

Resim
Yüzüklerin Efendisi, tüm zamanların en çok okunan eserlerinden biri. Kimilerine göre bugüne kadar anlatılmış en güzel hikaye. Ve bu hikayenin merkezinde bir yüzük var.  Peki nedir bu yüzük? Neden bu kadar önemli? Bu romanı hiç okumamış, filmlerini hiç izlememiş birine yüzüğü anlatmak isteseydim nereden başlardım? Nereden başlamalı?  Kitabın kapağından tabiki. Türkçe’nin bir güzelliği olarak kitabın çevirisinde daha ilk kelime Yüzük… ler!  O halde bir değil birden fazla yüzükten bahsediyoruz. Evet, gerçekten de öyle. Kitabı açtığımızda her şeyden önce bir yüzük matematiğiyle karşılaşıyoruz. Daha doğrusu yüzükler hakkında bir şiirle… Gerçi şiir ve matematik birbirine o kadar da uzak kavramlar değil ya neyse. Bu cümleler o kadar önemli ki roman daha başlamadan; yayıncının notu, sunuş, önsöz gibi kısımlardan da önce verilmiş. Hatta orijinal İngilizce baskısında içindekiler bölümünden bile önce bu şiir ve yüzük matematiğiyle başlıyoruz hikayeye. İç içe geçmiş bu iki şiirin ilk yarısında biz

Benford Yasası

Resim
Bizi ve dünyayı birbirine bağlayan, dünyayı bambaşka görmemizi sağlayan bazı matematiksel bağlantılar vardır.  Bunlardan bir tanesi de Benford yasasıdır. Şimdi hemen etrafınıza bakın ve üzerinde bol miktarda sayı bulunan bir şey bulmaya çalışın. Bu bir gazete, gelir giderlerinizi yazdığınız defteriniz, kısacası bolca sayı içeren herhangi bir şey olur. Şimdi de bulduğunuz sayıları incelemeye başlayın. Yapmanız gereken sadece sayının başlangıç basamağına bakmak. Sıfır ile başlayanları hesaba katmayın. Şimdi kaçının 1 sayısı ile kaçının 2 sayısı ile, kaçının 3 sayısı ile vb. başladığını sayın. Bulduğunuz sonuçları bir yere yazın. Ne fark ettiniz? Normal koşullarda her rakamın görülme ihtimalinin diğerleri ile aynı olduğunu düşünebilirsiniz. Başka bir deyişle, bir gazeteden rastgele alınan bir sayının 9’la olduğu kadar 1 ile başlamasının eş olasılıkta olmasını bekleyebilirsiniz. Ne var ki çoğu veri türü için bu düşüncenin aslında yanlış olduğunu biliyoruz. Aslında, sayıların neredeyse yarı